1 Ay Sonra;
"Alec, kalk artık Luke bizi çağırıyor. Giyin bende o sırada gidiyorum." "Bekle!" Ayağa kalkıp elimi beline koydum "Sana çok aşığım. İyi ki varsın." Dudaklarına öpücük bıraktım. "Durduk yere hayırdır?" "İnsanın böyle güzel bir sevgilisi olunca söyleyesi geliyor." Bana sarıldı. "Sende iyi ki varsın sevgilim çok seviyorum seni ya." Dudağıma öpücük bıraktı. "Şimdi gitmem lazım sende giyin ve gel."
Keşke iş falan olmasa ya 1 günde olsa tüm günüm onunla sakin bir şekilde geçse. Çok mu şey istiyorum ya? Onu sürekli öpesim geliyor yaa. Tamam sakinim. Gitmem lazım. Sakin ol Alec. Acaba ona evlenme teklifi mi etsem. Evet! Harika fikir beraber yaşarız. Bugün annemi arayıp aile yüzüğünü istemeliyim. Yoksa çok mu erken? Yok değil ya. Tamam gitmem lazım artık.
"Alex geldin sonunda. Bugün 2 göreviniz var. Birazda iş yapın artık. Sürekli oynaş olmaz. 1. si aldığımız haberlere göre kurt adamlar bize saldıracaklar. Onlar saldırmadan biz saldırmalıyız. 2. Si ise boş bir mekanız araştırmak. O mekanda o kadar çok şey yaşandı ki baya bir şey çıkar yine bence."
"Nasıl isterseniz Bay Graymark." Aradan 1 ay geçsede kabusun etkisinden hâlâ çıkamadığım için arabayı yine Magnus kullandı. Kurt adamların mekanına geldiğimizde arabadan indik. En sert ve ciddi yüzümle içeriye girdim. Oturan bir kaç kişiye "Liderinizle konuşmak istiyorum." Dedim.
Bir kız ayağa kalktı "O ben oluyorum. Adım Maia. Ne istiyorsun?" "Duyduğuma göre intikam planlıyormuşsunuz." "Bunun için haklı sebeplerimiz var bence. O gün mekanı dağıtıp buradaki herkesi öldürmüşsünüz. Kimsiniz nesiniz bilmiyorum ama fazlasıyla karşılığını alacaksınız."
"Ben o konuda şüpheliyim. Sen ne düşünüyorsun Mags?" "Ben alamayacaklarına eminim. Bence almak istemeyecekler." "Almak istemeyeceğimizi sana düşündüren ne?" Onun yerine ben cevap verdim. "Tüm adamlarının ölmesini istemezsin herhalde. Gerçi her türlü ölecekler işimiz kolaylaşır."
"Hey beyler sakin olun." Dedi güzel bir genç kadın yanında Seelie olduğunu tahmin ettiğim korumaları var. "Ah, Magnus sende buradasın." Magnus ona yaklaşıp nazikçe elini öptü. "Biliyorsunuz sizin örgütünüzle benim halkım anlaşma yaptı bundan dolayı bana zarar vermeye kalkışmayın lütfen."
Demek bu kadın Seelie kraliçesi. "Size değil bu köpeklere zarar vermek için buradayız efendim." Dedim. "Onlarada zarar vermemelisiniz. Çünkü onlarda hepimizin işine yarayacak bir şey var. Öldürmeden önce konuşturmalıyız." "Ne gibi bir şey?" "Ay kolyesi. Muhtemelen onunla intikam alacaklar zaten." "Kolye mi?" Bir kolyeden mi korkmalıyız yani?
"Ay kolyesi yüz yıllardır kayıp değil miydi?" Dedi Magnus. "Hayır. Sadece kurt adamlar tarafından saklanıyordu. Tabi onlar bunu kimseye söylemediler." "Bunu nereden öğrendiniz bilmiyorum ama o kolyeyi hepimizi öldürseniz bile alamazsınız çünkü çok güvenli bir yerde." "O güvenli yeri bizimle paylaşmak ister misin?" Dedim kızın üstüne yürüyerek.
Oda bana doğru geldi. "İstemem seni iki yüzlü iblis." "Cesaret hapı falan mı yuttun sen?" Dedim. "Senin gibi hapa falan ihtiyacım yok. Ben doğuştan cesaretliyim." "Ya da doğuştan aptal." "Lütfen durur musun?" Dedi kraliçe ben kızın boğazını sıkarken. "Kolyenin yerini bir tek lider bilir. Ona ihtiyacımız var."
"Bu kolyenin amacı ne?" "Bu kolyelerden birden fazla var. Ay, güneş, gece, gündüz kolyeleri. Rivayete göre hepsi bir araya geldiğinde çok büyük bir güç oluşur. Hatta dünyayı yok edecek kadar büyük bir güç. Ama hepsi tek tekte çok güçlüdürler. Tabi bu güçlerin ne yaptığını bilenlerin hepsi öldüler. Güçlerini adlarından alırlar. Ay kolyesi sadece ay varken işe yarar mesela. Maalesef ben bile ne yaptığını bilmiyorum." Dedi kraliçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY FİRST LOVE (MALEC) [Ara Verildi]
FanfictionUmarım beğenirsinizzz MALEC AŞKIIIMMMM 💙💙💙💙