Yeni bir gün, yeni dertler çok güzel değil mi ama? Bakalım bugün neler yaşayacağım. Yatağımdan kalkıp üstümü giyindim ve dışarıya çıktım. Çıkar çıkmaz Brice ile çarpıştım.
"Bende senin uyanmanı bekliyordum. Al açsındır şunu ye." Dedi büyüyle yaptığı sandviçi bana uzatarak. Ben onu yerken konuşmaya başladı.
"Luke beraber çalışmamızı istediği için bugün yapılacakları sana ben anlatacağım." O konuşurken karnımdaki acıyla elimdekini yere düşürüp kendimde yerde kıvranmaya başladım. Herkes meraklı gözlerle bana bakıyor.
"Brice. Jace, ona bir şey oluyor!" "Sana dediklerinden sonra hâlâ umrunda mı?" "Lanet olsun onun acısını hissediyorum farkında mısın?" Luke geldi ve bir büyücüye Jace'i buraya getirmesini söyledi. Adam bir portal açtı ve 2 saniye sonra Jace yanımdaydı.
Ona baktım karnında kocaman bir bıçak yarası var. "Bu nasıl oldu?" Dedim Brice onu iyileştirmekle meşgulken. "Seni görmek için kendimi bıçakladım."
Ayağa kalktım "Sen kafayı mı yedin? Hâlâ benden ne istiyorsun?" "Seni geri istiyorum Alec!" Luke konuşmaya daldı "Beyler ofisime geçersek daha iyi olur." Dedi onu takip ettim. Mecbur Jace de peşimden geldi.
Ofise girer girmez Luke'un üstüne atladı "Bana bak kardeşime naptınız bilmiyorum ama onu hemen geri getir!" "Jace bırak onu. Derdin benimle." Dedim onu bırakıp benim üstüme yürümeye başladı.
"Kendinde değilsin Alec." Dedi "Emin ol kendimdeyim. Eğer yaptıkları şeyi bana yapsalardı duygularım olmazdı değil mi ama bak hâlâ gülebiliyorum." Dedim ve kahkaha attım.
"Siz hiç bir zaman benim kıymetimi bilemediniz. Şimdi beni kaybedince mi anladınız? Artık çok geç. Tamamen kendi kararımla burada kalıyorum. Bunu kafana sok." Dedim. "İstesende istemesende seni buradan kurtaracağım." Dedi.
"Brice bence arkadaşın eve gitme vakti geldi ne dersin?" "Bencede." Dedi ve Jace'i bir portalla geri yolladı.
"Açıkçası yumuşamanı beklemiştim Alex ama bunu yapmadın. Seni tebrik ederim şimdi gidin ve işinizi yapın." Dedi. Odasından çıkar çıkmaz Brice'a "İlk önce gidip Clarly Fairchild'ı buraya getirmem lazım." Dedim.
"Seninle geliyorum. Artık ekibiz sonuçta" dedi.Bir portalla onun odasına daldık. "Hey ne oluyor?" Dedi "Brice rica etsem şunu sustur musun?" "Zevkle." Dedi ve isteğimi yaptı.
Tam bu sırada içeriye Izzy girdi. "Siz burada napıyorsunuz?" Dedi bize bakarak. "Ufak bir işimiz var. Burnunu sokma küçük kardeş." Dedim. "Sokarsam ne olur?" Benim yerime Brice cevap olarak onu duvara yapıştırıp oraya sabitledi.
"Alec bu sen değilsin. Hadi Magnus kendinde değil ama ya sen? Her şeyin farkında olarak bunu nasıl yaparsın? Seni kullanıyorlar."
Ona yaklaştım ve "Biraz daha kaşınırsan karışmam." "Ben gerçekleri söylüyorum sadece." "Bunu hakkettin." Diyip karnına cebimden çıkardığım bıçağı sapladım.
"Alec. Lütfen... kendine gel... yapma." "Artık gitsek mi?" Dedim ve önümde açılan portala bücürüde alıp girdim.
Bana ne oluyor? Normalde kardeşime kıyamam. Ama şu anda yaptığım şeyden zevk alıyorum. Sonunda gerçek kişiliğim ortaya çıkıyor sanırım. Yıllardır bastırdığım diğer yanım...
Evet artık ne Jace ne de Isabelle umrumda değil. Kendimden başka hiç bir şey umrumda değil. Bu iyi mi kötü mü?
Clarly'i sürükleyerek Luke'un odasına götürdüm. "Emrettiğiniz gibi efendim." "Afferin şimdi onu bırak." Tek hareketiyle kızın üstündeki büyüyü kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY FİRST LOVE (MALEC) [Ara Verildi]
FanficUmarım beğenirsinizzz MALEC AŞKIIIMMMM 💙💙💙💙