Yaklaşık 1 saat dışarda prova yaptıktan sonra geri döndüm. "Alec, Lydia konuşabilir miyiz?" Kalbim parçalansada onlarla konuşmam lazım. "Beni öldürecek gibi bakıyorsun kaç gündür. Öldürmek için çağırmıyorsun di mi?" Dedi Lydia "Seni öldürmesine izin vermem." Dedi Alec. İç çektim. "Odama gidelim." Ben odama doğru gidince peşimden geldiler.
"Bunların burada ne işi var?" "Sende mi odamdaydın baba güzel. Sizinle konuşacak önemli bir konumuz var. Burada neler olduğunu biliyorum." Hepsi bana şaşkın şaşkın bakmaya başladılar. "Öğrenemeyeceğime inanmadınız herhalde." "Oğlum sen neyden söz ediyorsun? Nolmuş?" Marysele konuştuğumuz gibi böyle yapıp gerçekten doğru olup olmadığını anlayacağım.
"Saf ayaklarına yatmayı kes! Banada oğlum deme vicdansız herif! Ya sen bana bir şeyler söylemeye çalışsaydın sana yardım ederdim. Neden yaptın baba seninle Edom'a gelmem için mi? Onu bırakmayacağımı biliyordun o yüzden onu benden aldın. Neyle tehdit ettin? Ah pardon onuda biliyorum kardeşiyle." "Magnus ben-" "Adamlarını ara Izzy'i Gold Deluxe Otel oda 105 e götürsünler. Annesi orada onu bekliyor."
"Annem mi geldi?" "Evet. Senden önce benimle konuşmak istemiş zaten onun sayesinde anladım her şeyi. O gün Alec'in yolunu kestin. O kabul etmeyince kardeşiyle tehdit ettin. Mecbur kabul etti. Sırf tamamen umudu keseyim diyede evlendirdin hemde bir kızla!" "Sen benimle gelmediğin sürece o kızı göremezsiniz!" "Senden iğreniyorum be!" Onu duvara sabitledim. "Alec telefonunu al. Cebinde." Dediğim şeyi yaptı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Ağzını kapatıp bir numarayı aradım. Sesimi babamın sesiyle aynı yaptım. "Isabelle diye bir kız var ya onu Gold Deluxe Otel oda 105 e götürün oradaki kadına teslim edin." Telefonu kapattım. "Oğlum lütfen her şeyi sana olan sevgimden yaptım." "İnsan sevdiği yanında olmasa bile onun mutlu olmasını ister, o mutluysa mutlu olur. Seninki sevgi falan değil. Orada sıkıldığın için beni yanına almaya çalışıyorsun."
"Sizde en kısa zamanda boşanın lütfen çünkü sevgilimi geri istiyorum." "O nikah sahteydi tabi Alec bunu bilmiyor. Bana öyle bakma Asmodeus birbirini böyle seven bir çift ilk defa görüyorum aralarına giremem." Koşup Alec'e sarıldım. "Özür dilerim Mags seni asla üzmek istemedim seni her şeyden daha çok seviyorum ama kardeşiminde ölmesine göz yumamazdım."
"Seni anlıyorum sorun değil. Seni 3 günde çok özledim." "Bende seni çok özledim." Elini yanağıma koyup beni öptü. Geri çekildiğinde "Devamını sonra isterim yalnız haberin olsun." "Magnus!" Dedi sitem edercesine. Omuz silktim. "Annen arıyor. Efendim Maryse? Ah çok sevindim buradaki sorunda çözüldü. O konuyu sonra konuşuruz tamam öptüm bye." "Izzy güvende." Alec güldü. Gülüşünü yerim be.
Babamın üstünde bir büyü yaptım sonra enjektörü sapladım. "Bu çok işimize yarayacak. Bu arada artık büyü gücün yok. Ayrıca Edom'a dönüyorsun." Portal açıp onu ittim. "Beni öldürecek misiniz?" Dedi Lydia güldüm. "Saçmalama gitmekte özgürsün. Sevgilime yaklaşma yeter." Gözlerimi kısıp baktım "Lezbiyen olduğumu söylemiş miydin?" İkimizde ona şaşkınca baktık. Bize el sallayıp çıktı.
Bir anda Alec bana sıkı sıkı sarıldı. "Seni çok seviyorum güzelim benim." "Bende seni çok seviyorum aşkım." Bana doğru baktı ve öpmeye başladı. Kapıyı tıklamadan biri içeriye daldı. "Neden hep aynı şey oluyor ya? Sürekli böyle şeyler yaparken yakalıyorum sizi." "Ya bak sevgilimi çok özledim defol git parçalarım." Dedi Alec. "Sus be sırık. Şimdi hızlıca giyinip yemeğe gidiyorsunuz. Luke ve benim size hediyemiz. İstediğinizi yiyin hesap bizde. Yemekten sonra birbirinizi yersiniz hadi. Gerçi yemek 7'de o zamana kadar takılın ama geç kalmayın! Alec senin adına rezervasyon." Odadan çıktı.
"Benim tek yemek istediğim şey karşımda duruyor bence gitmemize gerek yok." Dedi. "Ayıp olur. Hem beleş yemeğe hayır denmez." Ofladı. Sonra boynumu emip öpmeye başladı. Beni yatağa oturttu gömleğimi hızlıca çıkardı. Kendi tişörtünüde yana fırlattı. Beni yatırıp üstüme ağırlığını vermeden yaptığı işe devam etti bense elimle sırtında küçük daireler çizmeye başladım. Kapı tıklatıldı "Cidden mi?" Dedi. Sonra "Meşgulüz!" "Alec ben annen." "Bende buradayım." Dedi Izzy.
Ben hızla gömleğimi düğmelemeye çalışırken o kapıyı üstsüz açtı. "Girin!" "Selam Maryse! Selam Izzy!" Dedim utanarak. "Siz şey mi yapıyordunuz kusura bakmayın." Dedi Maryse. İşim bitince ayağa kalktım. "Sorun değil. Izzy iyi olmana çok sevindim! Kusura bakma benim suçum sana zarar vermediler değil mi?" "Alec'in önünde yediğim tokatlar dışında bir şey yapmadılar. Senin suçun değil yanlış anlama ama baban psikopat!" "Biliyorum."
Maryse kolumdan çekiştirdi "Magnusla bir şey konuşmam lazım siz kardeş kardeş takılın." Dedi ve beni köşeye çekti. "Yüzük mevzusu ne oldu? Henüz evlilik için erken mi diyorsun?" "Saçmalama hiç bir şey için erken değil hayatımızda o kadar aksiyon varki bir şey olmadan evlenmek istiyorum. Bu akşam yemeğe gideceğiz ona orada sizin aile yüzüğünüzle evlenme teklifi edicem." Maryse bir anda çığlık atıp bana sarıldı.
"Noluyor orada ya?" Dedi Alec. "Sana hesap mı vermek zorundayız? Seni ilgilendirmeyen bir şey." Dedi Maryse ben ise alttan alttan güldüm. Yine fısıldamaya başladı. "Sizin adınıza çok sevindim Magnus. En başta bunu istemedim Alec'i ikna etmeye çalıştım ama olmadı. Seni çok seviyor. Ben hem oğlumun hemde eski bir dostumun mutlu olmasını istiyorum. Ama bak çapkınlık falan yapıp oğlumu üzersen o zaman hiç acımam."
"Merak etme onu asla üzmem. İnan bana 800 yıllık hayatımda ilk defa biriyle evleneceğim. Yani o çok farklı anla işte ya onu çok seviyorum." Bana gülümsedi. "Biz sizi yemekten önce yalnız bıraksak iyi olur çünkü Alec bizi öldürecek. Sonra yine haberleşiriz." Ona sarıldım. "İyi ki varsın Maryse sonra görüşürüz." "Ya yeter ama! Bende istiyorum." Dedi Alec ve biz sarılırken bize sarıldı. Bir elimi onun beline koydum. "Ben neyim burada ya bende istiyorum." Dedi Izzy ve oda sarıldı.
"İşte bu an hayatımın en güzel anlarından biri. Hayatta en çok değer verdiğim insanlara aynı anda sarılıyorum keşke Jace'de olsa." "Merak etme bir gün oda bize katılır Alec." Dedi Izzy. Maryse geri çekildi. "Izzy hadi gidelim artık yalnız kalsınlar. Hem Jace de merak ediyor seni." "İyi sevişmeler. Ay pardon iyi akşamlar." Dedi Izzy ve odadan çıktılar. "Siz annemle ne konuştunuz?" "Hangimizin seni daha çok sevdiğini tartıştık ve berabere bitti."
Ofladı. Beni duvara yapıştırdı öpmeye başladı o sırada gömleğimi tekrar çıkarıp attı. "Direkt olaya giriyorum artık. Kusura bakma." Dedi sabırsızca pantolonumu çıkarmaya çalışırken. Bende onunkini çıkardım. Boxerları kenara attık. Beni biraz yukarıya kaldırınca bacaklarımı beline doladım "Alec yatağa mı geçsek?" "Zaman kaybına gerek yok." Diyip içime girdi ve harekete başladı. Onun bana az önce yaptığı gibi onun boynuna gömüldüm. Ben bunu yaparken o elini sırtımda gezdiriyor. Çok özlemişim be onu hissetmeyi.
"Saat 7 ye yaklaşıyor." Dedim. "Umrumda mı sence sevgilim?" Nefes nefese "Benim umrumda." İkimizde bir anda inledik. Beni kucağına alıp yatağa attı. "Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" Dedi yanıma oturarak. Elimi boynuna koyup kendime çektim öptüm. "Bende seni çok seviyorum. Bir daha ayrılmayalım lütfen." "Ölene kadar yanındayım derdim ama ölümsüz bir adamın yanında olamam. Yani ben yaşlanınca başkasını bulman gerekecek sonuçta." Üzgünce yere baktı.
"Yaşlı bir dede olsan bile seni asla bırakmam." "Ben bunu istemem. En fazla 40 yaşıma kadar yanımda ol. Oda en fazla bak. Sonra git." "Hiç bir yere gitmem çünkü sana çok aşığım." "Şu anki halimi düşünerek bunu söylüyorsun Magnus." Yanımdan kalkıp banyoya gitti. "Ben duş alacağım."
Onun bir gün öleceğini düşünmek öyle çok koyuyor ki. Niye anlamıyor bilmiyorum ben onun dış görünüşüne değil kalbine aşık oldum. Tamam dış görünüşü çok etkileyici olabilir ama yinede yaşlansada yanında olacağım. Nolursa olsun onu bırakmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY FİRST LOVE (MALEC) [Ara Verildi]
FanficUmarım beğenirsinizzz MALEC AŞKIIIMMMM 💙💙💙💙