Kraliçe? Prenses?

2.8K 204 311
                                    

Sevmek, birini bulmak veya kazanmak değildir...Bir başkasında kendini bulmaktır.-Emma Goldman

Girelim bakalım kafesin içine.

...

Hazel, yerinden kalktığında bir sızı hissetti ve elini direkt beline götürdü. Belindeki sargıyı gördükten sonra gözlerini etrafına çevirdi. Kendi odasındaydı ve bulunduğu ortamı sadece banyodan gelen ışık aydınlatıyordu. Hazel, nasıl buraya geldiğini ve kimin getirdiğini merak etmişti. Kafasındaki sorular anında cevaplanmıştı, banyodan Can çıkmıştı elinde de havlu vardı.

''Demek uyandın Prenses.'' demişti Can karşısında şaşkınlıkla ona bakan güzel yüze.

Hazel, gözlerini devirmek zorunda kalmıştı. Yerinden kalkarken yüzünü buruşturmuştu. Ayaklarını yerde hissettiğinde ona yaklaşan ve kalkması için yardıma gelen Can'a döndü. ''Dokunma.'' demişti sert sesiyle. İnsanların ona yaklaşmasından hoşlanmıyordu ne ruhuna ne de bedenine. Bilinci kapalı olmasaydı ona yardım etmesinden çok orada acı çekerek ölmeyi isterdi.

''Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?'' demişti Can ona buruk bir gülümsemeyle bakarken.

''Nefret de bir duygu Can. İnsanlara herhangi bir duygu hissetmem.'' demişti Hazel gözlerini Can'a çevirirken. Hazel'in böyle davranmasının sebebi nefret, kin değildi. Ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu her hareketi ona umut verecekti. Bir insana umut vermekten nefret ederdi, işin sonunda yine o suçlu olacaktı çünkü. Ne kadar umut verirseniz ya da güven o kadar suçlu ilan edilirsiniz. 

Can kafasını yavaşça sallayarak anladığını belli etmişti. ''Neyse ki benim zamanım var Hazel.'' demişti hala umudunun olduğunu belli eden bir tavırla. 

Hazel ayağa kalkarak duruşunu dikleştirdi ve tam karşında onu izleyen Can'a bir adım atarak yaklaştı. Ondan biraz uzun olduğu için kafasını hafif kaldırdı ve gözlerinin içine baktı. Can hipnoz olmuş bir şekilde gözlerine bakarken saniyelik de olsa dudaklarına bakmıştı. Bu durumda olması Hazel'i eğlendirmişti. Ve hiçbir şey söylemeden sadece gamzelerini ortaya çıkarak bir gülümseme sunmuştu Can'a.

Can'ın arkasında duran ve ışığı hala yanan banyoya doğru ilerledi aniden. ''Çıkarken kapıyı kapat.'' demişti sadece ve banyoya girmişti. 

Can arkasından bakarak sadece ''Emredersiniz Prenses...'' demişti ve ceketini alarak evden çıkmıştı.

Hazel, banyodan çıktıktan sonra üstündeki siyah tişörtü çıkardı. Elindeki tişörte baktığında aklına tişörtün sahibi gelmişti. Bilinci açıkken ona dokunmasına izin verdiği ilk insan olabilirdi. Belinde hissettiği kol bir başkasının olsaydı o kol belkide artık bir bedene sahip olmazdı. Elindeki tişörtü yatağına attıktan sonra üstüne rahat bir şeyler giydi ve yatağıyla kucaklaştı. Hareket ederken yarası acısa da alışmaya çalıştı. Karşısındaki beyaz tavana bakarken uykusunun geldiğini hissetti. Uzun zaman sonra ilk defa gece uyuyacaktı. Belki hayatında bir şeyler değişmeye başlamıştı.

...

Hazel, sabah kalkar kalkmaz babasının yanında almıştı soluğu. Babasıyla konuşurken yine övgüleri toplamıştı. Ama yaralandığından bahsetmemişti, konuşurken Osman bey de yaralanmayla ilgili bir şey söylememişti yani Can bu konuda bir şey anlatmamıştı. Babasının yanından ayrılırken yine bir maç konuşması geçmişti. Osman bey bu hafta bir maç olacağından bahsetmişti ve Can da tekrar karşısında Altın çocuğun olmasını istemişti. Hazel neden Can'nın Arel'e bu kadar taktığını anlamamıştı ama daha sonra yenildiği için kendine yediremediğini düşündü.

Uzun zamandır spor yapmıyordu Hazel. Diğerleri gibi ringe çıkmasa da kendini dövüş konusunda geliştirmeyi seviyordu. Herkesin olduğu saatlerde olmayı istemediği için salonun boş olduğu saatlerde gitmeyi daha çok seviyordu. Çünkü orada çalışan ve kendini maça hazırlayan dövüşçüler,sürekli dikkatlerini ona verdikleri için ve hatta bazen sırf dikkatini çekmek için güç gösterisinde bulundukları için. Kalabalıkken gitmemeye dikkat ediyordu. Sırt çantasını sırtına geçirdikten sonra salondan içeriye girmişti. Ama önce soyunma odasına uğraması gerekiyordu. eşyalarını çıkardıktan sonra üstünü değiştirmeye başladı. Kısa spor şortunu altına geçirdikten sonra üstüne de göbeğini açıkta bırak sporcu atletini giymişti. Ayağındaki topuklu ayakkabılarını da değiştirdikten sonra siyah uzun saçlarını da tepeden toplamıştı. Suyunu ve havlusunu alarak soyunma odasından çıktı. 

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin