3 aydır bölüm yazmıyormuşum şaka gibi. Uzun bir süre beklettim kusura bakmayın. Bu bölüm final bitirmek zor olacak benim için. Şimdiye kadar güzel bir iş çıkardım mı bilmiyorum. Daha güzel olabilir miydi ? Tabi ki olabilirdi. Ama yazmayı da sizlerle öğreniyorum. Bu ikinci hikayem. Gik kadar değerli benim için. Halka dizisi sayesinde yazma isteğim oluşmuştu. Oradaki Müjde karakteri bana cesaret verdi. Kafes'den sonra bir AlSel hikayesine başlamak istiyorum. Onunla ilgilendiğim için bölüm gelemedi. Hem de hikayenin sonunun ne olacağına karar veremediğim için. Umarım verdiğim kararı seversiniz.
İyi okumalar <3
'Ölüm sadece sonun başlangıcıdır.'
.......
3 Ay Sonra.
Kapının ardından birden fazla insanın konuşma sesleri geliyordu. Kapının yanında duran polise baktığında kafasıyla selam vermişti. Omuzlarını dikleştirip içeriye girdiğinde sıralanmış gibi oturan insanları görmüştü. Tam ortada duran boş sandalyeyi gördüğünde. Oturmak için oraya ilerlemişti. Tam oturduğunda kapı açılmıştı ve beklediği yüzü görmüştü. Adamlarının ona getirdiği fotoğraftaki adamla şuan karşısındaki adamın arasında çok büyük fark vardı. Hapishane de geçirdiği zaman onu öldürmüş gibiydi. Bu iyi bir şeydi onun için, çünkü işini kolaylaştıracaktı. Yanındaki telefonu alarak kulağına götürmüştü. Karşısındaki adam tanımadığı birini görünce kaşlarını çatmıştı. Telefonu alarak konuşmuştu.
''Sen kimsin?''
''Ben Ege Akgün.'' demişti kibar bir ses tonuyla.
''Siz de Osman Güçlü oluyorsunuz.'' diyerek de eklemişti.
''Ne istiyorsun benden.'' diyerek konuya girmişti Osman bey.
''Bana buradan çıktıktan sonra ne yapmak istediğini anlatmanı istiyorum.''
Osman bey, kısık bir şekilde gülmüştü. ''Sen benimle dalga mı geçiyorsun.'' demişti.
Ege, aynı onun gibi gülerek alay eder gibi. ''Hayır, ben senin hayallerini gerçekleştirmek için buradayım.'' demişti.
''Buradan çıkıp kızına kavuşmak istemez misin mesela?''
Osman bey, ciddileşmişti. ''Sakın onun hakkında konuşma.'' demişti.
Ege, doğru bir yere parmak bastığını fark etmişti. Sanki pot kırmış gibi rol yapmıştı. ''Kusura bakmayın, sizi buraya atanın o olduğunu unutuşum.'' demişti.
Osman bey, sıkıntılı bir nefes vererek Ege' e yaklaşmıştı gözlerine odaklanarak. ''Eğer hayallerimden birini merak ediyorsan söyleyeyim. Bana bunu yapanın cezasını vermek.''
''Bir babaya göre fazla iddialı bir cümle değil mi bu?'' yalandan bir kin olduğunu düşünmüştü Ege.
''Babalık duygumu uzun zaman önce kaybettim merak etme.'' diyerek ne kadar ciddi olduğunu belirtmişti Osman bey.
Ege, etkilenmiş gibi kafasını olumlu anlamda sallamaya başlamıştı. ''Peki, aynı tarafta olmamıza sevindim.''
Sanki çok normal bir şey yapıyormuş gibi rahattı. ''İnsanların hayallerini gerçekleştirmeye bayılırım ayrıca.'' diyerek eklemişti.
''Sen Hazel'in ölmesini mi istiyorsun?'' demişti Osman bey.
Ege, yamuk bir gülümsemeyle. ''Sen benim isteğimi gerçekleştir, ben de seni buradan çıkartıyım.'' demişti.
..........
Hazel, elindeki paraları masanın üstündeki para sayma makinesine koymuştu. Son desteyi de makineden çıkararak kasaya yerleştirmişti. Kumsal'a dönerek. ''Beklediğimden de fazla varmış.'' demişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
Teen FictionBabası her ne kadar kafes dövüşüyle uğraşsa da onun için hiçbir şey ifade etmiyordu. Birbirlerini kana boğan hatta bazen sırf kazanmak için birbirini o maçta öldüren insanlar ilgisini çekmiyordu. Ta ki o kalabalıkta o ringde onu görene kadar. ''Altı...