Hepimiz bataklıkta yaşıyoruz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor. -Oscar Wilde
Merhabalar Seksilerrrr.
...
3 GÜN SONRA
Arel yumruklarını daha çok hızlandırmaya başlamıştı. Dakikalar geçtikçe daha hırslı vuruyordu. Evde tek değildi Kerem de vardı. O günden sonra onu yalnız bırakamamıştı çünkü o gün Arel'i yerde oturmuş kanlar içinde görmesi onu da etkilemişti. Neler olduğunu az çok anlatmıştı Arel ama tabi ki fazla konuşmamıştı. Kerem de bildiği kadarıyla yanında duruyordu. Arel'in 3 gün önce açılmış yaraları o yumruk attıkça daha çok açılıyordu. Elindeki kanlar kum torbasına karışmaya başladığında durmak istemedi. O sırada kafasını telefondan kaldıran Kerem, Arel'e baktığında gözleri direkt ellerini bulmuştu. Kerem yerinden sıçrayarak Arel'in arkasından kollarını tutmuştu. Ama Arel sanki onu tutan birisi yokmuş gibi durmamıştı.
''Arel tamam. Kardeşim bırak!'' Arel sanki uyanmış gibi kaskatı kesilmişti.
Kerem onu kendine çevirerek sarılmıştı. Arel pes etmiş gibi kafasını Keremin omzuna koyduğunda Kerem saçlarını severek konuşmuştu. ''Hadi git duş al.'' Arel kafasıyla onu onayladıktan sonra yanından ayrılmıştı ve kendini banyoya atmıştı.
Arel, akan sıcak suyu bütün hücrelerinde hissediyordu. elindeki kanlar yerle buluşurken ellerini kaldırıp duvara yasladı. O gün yaptığı saçmalığı düşünüyordu çünkü o ulaşmak imkansız gibi gözüken güzeller güzeli kadın ona öyle bir bakmıştı ki. O bakışların karşılığı gel demekti ama o gelememişti. Şimdi ise gelmek için çırpınıyordu ama artık onu kabul eder miydi bilmiyordu. 3 gündür göremiyordu onu sanki yok olmuş gibiydi. O gün o odadan çıktıktan sonra yok olmuştu Hazel. Neredeydi, kiminleydi, nasıldı bilmiyordu. Ruhuna bedenine o kadar yaklaştıktan sonra onu görememek ona acı veriyordu. Hayran olduğu gözleri göremiyordu günlerdir. Ve göremediği günler içersin de o kadar özlemişti ki ona bakmayan gözler kimlere bakmıştı bilmiyordu. Bu düşünce bile onu deli ediyordu.
Duştan çıktığında Kerem'in yanına gitmek için banyodan çıkmıştı. Kerem'e baktığında ayakta telefonla görüştüğünü görmüştü. Kerem, Arel'in geldiğini görünce direkt telefonu kapatmıştı.
''Hayatımda gördüğüm en yakışıklı ama en salak adamsın kardeşim.'' demişti Kerem bir anda.
Arel önce anlamamıştı ama daha sonra telefondan her şeyi öğrendiğini düşündü. Kerem'e kızmadı cevap bile vermedi çünkü haklıydı. Sadece yatağına oturduktan sonra ellerini ıslak saçlarından geçirerek Kerem'e baktı. Kerem ona dönen gözlerde büyük bir yorgunluk gördü. Kardeşini böyle görmemişti hiç, düşündüğünden de büyük bir duygu vardı ortada. ''Şimdi ne olacak?'' demişti Kerem. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
''Kiminle konuşuyordun?'' demişti Arel. Ona kimin anlattığını merak etmişti.
''Kumsalla.''
Arel gelen cevaba gülümsemişti. Çünkü normalde Kerem o gece takılırdı tekrar konuşmazdı görüşmezdi. Kerem Arel'in gülümsemesine karşı gözlerini kaçırmıştı. ''Hayırdır kardeşim?'' demişti Arel göz kırparak. Kerem bir anda kendini savunmaya geçmişti. ''Sen bizimle ilgileneceğine kendi meselenle ilgilen kardeşim.'' demişti. Arel söylediği cümleden dolayı yine yüzünü düşürmüştü. ''Geçen gittiğimiz bardalar.'' demişti Kerem.
Nerede olduğunu öğrenmek bütün vücudunun gevşemesini sağlamıştı. Yüzündeki rahatlama kendini o kadar belli ediyordu ki Kerem bile fark etmişti. Ama daha sonra aklına gelen sahnelerden dolayı yüzü eski haline dönmüştü. ''Beni görmek istediğine emin değilim.'' demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
Roman pour AdolescentsBabası her ne kadar kafes dövüşüyle uğraşsa da onun için hiçbir şey ifade etmiyordu. Birbirlerini kana boğan hatta bazen sırf kazanmak için birbirini o maçta öldüren insanlar ilgisini çekmiyordu. Ta ki o kalabalıkta o ringde onu görene kadar. ''Altı...