Kaybetme korkusu.

2.7K 188 303
                                    

Hayatınızda herkesi kaybedin ama asla gerçek kişiliğinizi kaybetmeyin. Kendinizi bulmak istedikçe dibe batarsınız.-Nyks

Seksilerim, Kafese hoş geldiniz...

...

Can gülümseyerek onlara doğru ağır adımlar atmaya başladı. Arel o yaklaştıkça daha çok geriliyordu. Nedenini o da bilmiyordu sadece bir gece dövüşmüşlerdi onun haricinde aralarında bir şey geçmemişti ama bir türlü ısınamamıştı. Hazel'in ona ilk tanıştıklarında söylediği şey geliyordu aklına ve daha demin olan yakınlaşmadan dolayı anlam veremediği bir şey hissediyordu. Can ringe yanlarına geldiğinde gülümsemesi genişlemişti ve bu gülümseme pek iyi niyetli değildi.

Can gözlerini Hazel'in hemen yanında duran Arel'e dikmişti ve asla ayırmıyordu. ''Dersiniz bittiyse gidiyoruz.'' demişti Can yüzündeki gülümsemeyi silerken.

''Nereye gitmek istersin?'' demişti Arel alaylı ses tonuyla.

Can gelen teklif karşısında sinirle karışık bir kahkaha atmıştı. Ama Arel hala ciddi bir surat ifadesiyle mavi gözlerini ondan ayırmamıştı.

''Hazel. Gidiyoruz.'' demişti Can, her kelimenin altını çizerek.

Hazel normalde gitmezdi ama şuan bir olay çıkarsa bu Arel'in başına patlayacaktı. O yüzden Can'a dışarıda haddini bildirmeyi seçmişti. Tam bir adım atacaktı ki karnında hissettiği el onu durdurmuştu. Hissettiği el Arel'e aitti gözlerini ona çevirmişti ama Arel hala Can'a bakıyordu.

''Ben burada seninle gelmek isteyen birisini göremiyorum.'' demişti Arel sert sesiyle.

Can gözlerini saniyeliğine de olsa Arel'in eline bakmıştı. ''Buna sen mi kara veriyorsun?!'' demişti ve sesini kontrol edememişti.

Bu cevap ortamın alevlenmesine neden olmuştu, ikisi de birbirlerine tam yaklaşacakken ortamda Hazel'in sesi yankılanmıştı. ''Yeter!'' Hazel karnındaki eli çekerek ringin kenarındaki eşyalarını almıştı ve Can'a dönerek. ''Yürü!'' demişti. Can Hazel'in peşinden gitmeden önce Arel'i son kez süzmüştü. Onunla ilk karşılaştığında da nefret etmişti ve şimdi bu nefreti giderek büyümüştü.

Hazel hızlıca soyunma odasından eşyalarını alarak salona dönmüştü. Can'a gözleriyle yürümesini işaret etmişti. Can önden giderken Hazel son kez ona kitlenmiş mavi gözlere baktı. Baktıkça daha çok bakası geliyordu, Arel'in bir eli yumruk halini aldığında gözlerini kaçırdı. Daha sonra arkasını dönerek Can'nın peşinden gitti. Bir kaç adım attıktan sonra salondan bir ses gelmişti. Sanki bir şey düşmüş gibi ya da birisi bir şeye vurmuş gibi. Arkasına bakmıştı ama gelen kimse yoktu. Dönmek istedi ama daha sonra bunu iyi bir fikir olmayacağını düşündüğü için yoluna devam etti.

Arabasının yanına geldiğinde Can yürümeyi kesmişti ve onu beklemeye başlamıştı. Hazel arabanın kapısını sertçe açarak çantasını içeriye fırlatmıştı. Ve aniden Can'a dönmüştü, Can ona zaman tanımadan konuşmaya başlamıştı.

''İnsanlara yaklaşmayan Hazel.'' demişti ellerini iki yana açarak alay ettiğini belli etmişti.

Hazel, onunla bu şekilde konuşmasına sinirlenmişti. Hızlı ve ani bir şekilde yumruk atmaya kalkışmıştı ama Can onun elini havada yakalamıştı. ''Bu ucuz numaraları o mu öğretti?'' demişti Hazel'in yüzüne yaklaşarak. Hazel elini ondan kurtarmıştı ve sinirinin yerine neşesini getirmişti bir anda. ''Küçümsediğin kişi beni bayılmıştı hatırlarsan.'' demişti Hazel. Alay etme sırası ona geçmişti. Ona cevap vermesine izin vermemişti ve arabasına binerek hızla oradan uzaklaşmıştı.

...

Arel elindeki aile fotoğrafına bakarken geçmişe dönmeye çalışıyordu. Annesi ve Babası öldüğünde çok küçüktü. O yüzden hafızasında olan anılar hiçlik seviyesindeydi. Onları özledikçe oturur onların fotoğraflarına bakardı. Babası da onu gibi dövüşçüydü belkide o yüzden bu kadar bağlıydı dövüşe. Babası ünlü sayılabilecek kadar iyi bir dövüşçüydü, küçükken onun kadar iyi bir dövüşçü olmak isterdi. Onlar hayata veda ettiklerinde küçükken ona en yakın arkadaşı olan Kerem'in babası sahip çıkmıştı. Kerem'in babası ve Arel'in ailesi arkadaştı, zaten çocukluk arkadaşıydı ama artık kardeşiydi. Orhan bey de babası sayılırdı.

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin