II

3.7K 247 61
                                    

II

Artık neredeyse alnımın üzerinden topladığım, gözümün içine kadar giren meşhur iş yapıyorum topuzumla pencereden sarkıp "Çağlar!" diye bağırdım.

Bıldırcınım bu seslenişimin anlamını biliyor olsa gerek velet başını toptan kaldırıp da ablamı mı kaçırıyorlar diye bile dönüp bakmadı. Gerçi kaçırılsam çocuk huzur bulur gıkını çıkarmazdı ona gram şüphem yoktu ama.

"Len sıpa!" dediğimde sonunda anahtar kelimemi kullanınca oflayıp bana doğru koşturdu. Arkadaşlarına ve mahalleye rezil olmamak adına buyruğuma karşılık vermişti.

"Abla yapma ama ya!" deyip yanaklarını ısıracağım biçimde isyanını edince takmadım.

Kâğıt parayı aşağıya atıp "Hadi ablacım be bak yoruldum gün boyunca. Git ekmeği al taze taze yiyelim" deyince hemencecik yumuşadı. Kızdırmadığım zamanlar hariç işimi yaptırmak için acındırma taktiğime başvuruyordum.

"Babam akşam gelecek mi?"

"Hayır, sana sürprizim var hem" deyince sevine sevine koşturarak gitti. Çocuktu işte. Onun sevinebilmesi için ekstra büyük bir sürprize ihtiyaç yoktu. En sevdiği meyveyi pazardan almış olmam bile onu inanılmaz mutlu ediyordu. Ufak tefek şeylerden haz alan çocuktu Çağlar. Belki de bu sebepten onu hep mutlu etmek istiyordum çünkü kesinlikle şımarmıyordu.

Kafama yazmayı bandana şeklinde bağlayıp ev temizliğine giriştim. Evi güzelce silip süpürürken arada yemeği de kontrol ediyordum. Tam zamanında kapıyı açtığımda Çağlar tek ekmeği bana uzattı. Diğer elindeki bozuklukları uzatınca "Kalsın sende. Kumbarana atarsın" dedim.

"Hemen atayım o zaman. Düşürürüm şimdi" deyip bağcıklarını açmadan ayağının arka tarafıyla ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Çıkmadan önce yakaladım ve sırtını kontrol ettim.

"Dur bekle. Şu dün yaptığım pastadan koyayım da götür arkadaşlarına da. Duydular şimdi canları çeker" dedim ve dolaptan akşam yemeğinden sonra bize iki dilim kalacak şekilde dilimleyip saklama kabına koydum. Şimdi gelin içeride yiyin desem hepsi oyunun keyfiyle yanaşmayacaklardı. Hem kendi çocukluğumdan da biliyordum ki en keyiflisi sokakta, yorgunluktan bitap haldeyken yemekti.

Kabın yanında fazladan plastik çatalda koyup "Hadi git. Dikkatli ol" demeyi ihmal etmedim. Çıkacakken son anda duraksayıp dibime girdi ve yanaklarımı öperek koşturarak çıkıp gitti. Arkasından gülümseyip işlerime devam ettim.

Birkaç saat sonra bizim çeteye bakmak için pencereye yanaştığımda coşkulu çığlıklarının sebebini yine birinin gol atmış olmasına yordum. Perdeyi hafif sıyırdığımda hepsi yere çökmüş keyif ve kahkahalarla verdiğim tatlıyı yiyorlardı ancak bir farkla!

Ortalarında kendilerinden oldukça büyük onlar gibi başka biri daha gözüme çarpmıştı. Tüm çocukların yüzündeki huşu dolu ifadeye bakılırsa adamın anlattığı şey her birinin ilgisini çekmişti. Mahalledeki gençlerden biri olduğunu düşünsem de bizim çeteyle arada top oynayan ya bıyığı terlememiş 17 yaşındaki Caner ya da Safiye ablanın arada mahalleye gelen torunu Asım olurdu ancak hiçbirinin kalıbı bu adamınkine uymuyordu.

KOMŞU TURNAM ☘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin