KOMŞU TURNAM ☘

V

V

Hediye kupamı parmağımın tekine takıp bizimkilerin yanına geri döndüğümde ekip maçı bitirmiş, yenen taraf yenilen takımı kendi çapında eziyordu. Elif'in mutsuz yüz ifadesine bakılırsa Erkut abilerin takımı yenilmişti. Ilgaz ise yenilmeyi pek sorun etmiş gibi görünmüyordu. Göz göze geldiğimizde hafifçe tebessüm ettim ancak kaşları hala çatık ve gergindi.

Kürşad abinin ezici bir sesle araya girip "Hadi bakalım gençler. Sulanın" deyip haince gülümsedi. Özellikle Elif'e attığı hain bakış, lafını ona yedirdiği için mutlu olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Arkadaşım sadece gözlerini devirse de oyundan önceki iddialı havası kaybolmuştu.

Bu eğlenceyi kaçırmamak için toplanıp beraber suyun yanına giderlerken bende kızlarla konuştum. Hepsi yüzlerinden akan terlere rağmen çok eğlendiklerini söylediler. Bende aklımdaki soruyu nihayet sorabildim.

"Özgeyle Gözde ikilisi niye gelmedi ki? Böyle şeyden hiç geri kalmazlardı" dedim merakla. Mahallede bizim kız grubunun tek anlaşamadığı kızlar onlardı çünkü her şeyden kendilerini soyutlayıp bizimle de aralarına mesafe koymuşlardı. O zamandan bu zamana kadar da bizde her türlü olayda onları planlara dahil etmemeyi alışkanlık haline getirmiştik.

"Annem çağır demişti aslında ama bak şu işe unutmuşum" diyen Serra terleyen saçlarını bileğindeki tokayla bağlarken hiçbirimiz onun unuttuğuna inanmadık tabii ki. Duydukları zaman bozulacaklardı ama hiçbirimiz onları takmıyorduk zaten.

Onur abi ta gerilerden güya bizim kız grubuna takılmak için "Ee hadi kızlar. Siz sonradan anca kurursunuz, daha okey çevireceğiz" dedi.

Özlem ve Serra, onların takımda olduğu için aniden satış yapıp kenara kaçtılar. Elif ve Pınar ise yavaş adımlarla suya giren Erkut abi, Ilgaz ve diğer gençlerin ardından dizleri titreye titreye suya girdiler. Suyun dondurucu derecede soğuk olduğunu, kenarda duran bizler bile yüzümüze gelen havadan anlayabiliyorduk. Üstlerindeki tişörtleri çıkaran erkeklerden gözlerimi kaçırsam da birkaç defa bakışlarımın Ilgaz'a kaymasına mani olamamıştım. Suya en soğukkanlı dalan oydu. Erkut abi bile daha karnından yukarısını ıslatamayıp tir tir titrerken, Ilgaz dalıp çıkmış, şimdi sadece kafası suyun üstünde ıslak kirpikleri ve ifadesiz çehresiyle suyun dışında kendisiyle dalga geçen abisine tek kaşını kaldırmış bakıyordu.

Valla onlara bakınca ben bile Kürşad abinin, Ilgaz'ın kardeşi olduğunu düşünürdüm. O denli rolleri değişmiş gibi duruyorlardı. Onur abi elini suya sokup kendi takımından olan ve kenarda duran kardeşi Serra'ya da su sıçratınca, arkadaşım cırlayıp benim arkama doğru saklandı. Onur abi benden ekstra çekindiği için su atmayı bıraktı lakin bu sefer suya sadece dizlerine kadar girmiş olan, ona rağmen bile takır takır dişleri birbirine vuran Elif, Serra ile ikimize su fışkırtmaya başladı.

En son sataşmalarına dayanamayıp bende bileğime kadar suya girdim ve intikamımı alırcasına art arda su savurmaya başladım. Ondan sonrası tam bir karmaşaydı. Herkes bir anda birbirine su sıçratmaya başlayınca yenen takım bile sudan nasibini almaya başlamıştı. Ben oynamamıştım bile ama bende arada canım arkadaşlarım sayesinde karambole gitmiştim.