XI

2.4K 207 62
                                    

XI

Kimseden çıt çıkmadan herkes benim gibi kapının önünde duran ikiliye bakarken içimden kendime en afilli küfürleri savuruyordum. Öfkemden kendimi öylesine kaybetmiştim ki hanımefendiliğimi bozmamaya dair verdiğim söz dakika itibariyle yerle bir olmuştu. Üstelik buna birden fazla kişi de tanık olmuştu.

Ilgaz'ın gözlerinde bana olan anlamsız bakışların hesabını kitabını sonrasında yapabilirdim lakin Zümra Hanım'ın bakışları adeta bir sır perdesiydi. O perdeyi aralamak için ağzımı açıp bunun bir şaka olduğunu, yanlış anlamaması gerektiğini ve özür dilediğimi söyleyecektim ancak herkesin gözleri önünde bunu kendime yediremedim.

Zümra Hanım benim anlayamadığım bir tavırla yanındaki oğluna dönüp "Hayırlı olsun oğlum" dedi ancak kelimelerindeki üslup karşısındakini adeta tokatlar nitelikteydi.

Ilgaz önce annesine baktı, sonrasında tekrar bana dönünce bakışlarından bu yanlış anlaşılmayı bir an önce düzeltmek için bana zaman verdiğini fark ettim.

Arkamda ayaklanmış olan Özge, Gözde ve anneleri kovulmalarına rağmen gitmeden önce tüm lafları bana yedirmek ister gibi bekliyorlardı. Gözde "Evleneceğinden haberi dahi olmayan damat adayı?" diyerek bana inanmadığını ve benimle dalga geçtiğini anlayacağım şekilde güldü.

Moralimin bozulmasına müsaade etmeden konuşup yaptığım hatanın farkında olarak durumu düzeltmek için ağzımı açtım ancak Nazar teyze hemen araya girdi.

"Evlenecekler tabii. Hatta evlilik teklifi ederken Ilgaz oğlum, bizden yardım aldı" deyip Serra ile kendisini gösterince bu sefer tüm başlar ona döndü. Benimki de dahil.

Ellerimle yüzümdeki yaşları hızlıca silerken yüzümün kızardığının farkındaydım. Nazar teyze neden böyle bir şeye ortak olmuştu, niye benim yalanımı devam ettiriyordu anlamamıştım ancak bu sefer Zümra Hanım'ın öfkeli bakışları Serra'nın annesine kaymıştı.

"Be-ben..." deyip derin bir nefes aldım ve gözlerimi iki dakikalığına yumup kararlı bir şekilde tekrar açtıktan sonra "Evlenme teklifini tabii ki reddedemedim. So-sonuçta iki insan evlenmek isterse buna müsaade edilir" dedim gerzekçe. Neler diyordum, bu işi neden hala yokuşa sürüyordum bilmiyordum lakin artık Ilgaz'ın bakışları o kadar da anlamsız değildi.

Buram buram hatta cayır cayır bir ateşle yanıyor, ta içime kadar işliyordu. O bakışlar konuşsaydı eminim ki şu an buradaki hiç kimse yaşıyor olamazdı. Ama bunu takmamalıydım, kendi iç vicdanım bunu kabullenmeye çalıştı. Sonuçta 'karım ol' deyip saçmalayan ve onu bilinçaltıma yerleştiren kendisiydi.

Evet, kesinlikle öyleydi. Eğer saçma sapan evlilik, yuva fikirleri aklıma sokmasaydı şu an bu yalanı söylemek için bu kadar cesaretli olamazdım. Tamam bu plan bir başkasına karşı kullanılacaktı lakin fazla kapak göz çıkarmazdı. Bugün Özge ve Gözde'ye kapak yapalım, yarın ise... yarın bakardık.

Serra uzun bir sessizlikten sonra "Bunu da herkesin bir aradayken öğrenmesi iyi oldu, çıkmış oldu aradan" dedi saçma sapan gülmeye çalışarak. Annesinin de yalanıma ortak olmasıyla herhalde o da yalanın Allah'ı yok deyip tasdiklemeye başlamıştı. "Tekrardan tebrik ederim enişte" deyip hala kaskatı duran Ilgaz'a beceriksizce el salladı.

KOMŞU TURNAM ☘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin