XII

2.4K 229 102
                                    

XII

Sardığım sarmanın yamuk olduğunu görünce yanımda resim yapmak da olan bıldırcınıma uzattım ve başını uğraştığı meşkaleden ayırmaksızın elini uzatıp aldı. Tek lokmada küçük sarmayı ağzına atarken karşımda oturan ve benimle beraber sarma saran arkadaşım Pınar konuştu.

"Kızım karnı ağrır, çiğ et yedirme şu çocuğa"

"Ne yapayım? O da aynı benim gibi dolmayı pişmemiş seviyor, hem birkaç taneden bir şey olmaz" dedim derin bir iç çekerek.

Yan tarafta telefonunda sevgilisiyle mesajlaşan Serra kafasını kaldırıp iki dakika sohbetimizi dinlemiş olsa da tekrardan kaldığı işe geri dönmüştü. Güya bugünüm de bana destek olmaya gelmişlerdi ancak içim öylesine kıyılıyordu ki beni bir türlü konuşturamayınca hepsi sessizliğe bürünmüştü.

Babam akşam için arkadaşıyla vardiya değişimi yapmak durumunda kalınca sabahtan kalkıp işe gitmiş, akşam saatlerinde de evde olacaktı. Yanımızda benim en yakın büyüklerimden biri olsun da isteyerek kadın bulunması anlamında Serra'nın babası Necati amca ve Nazar teyzeyi de çağırmıştı. Arkadaşıma öncesinde telefon açıp erkenden gelmesini tembihlerken bugün işten izinli olan Pınar da çıkıp gelmişti.

"Hala inanamıyorum harbiden" deyip her yarım saatte bir aynı şeyi tekrar eden Pınar'ı yine umursamadım. Yüzünde o bedevi gülümsemesi vardı ve benim aksime her şeyin güzel olacağına dair inancı tamdı. Ona dostun acı söylemesini, bunu nasıl yapabildiğimi yüzüme vurmasını, bana çok kızmasını istediğimi söylesem beni garipseyecekti biliyorum ancak Pınar peri masallarına inanmayı seven kızlardandı. Karakterini bildiğim için heyecanlı söylemlerine de kulak asamıyordum.

"Kaçta geleceklermiş?" diyen Serra elindeki telefonu masaya bırakıp yaptığımız işi izlemeye başladı.

"Bilmiyorum ki babam konuştu. 9 gibi gelirler herhalde" dedim dolan tencereyi yeniden düzenleyip yeni sardıklarımıza yer açmaya çalışırken. Arkadaşlarımın gözünde tamamen umursamaz ve boşvermiş göründüğümün farkındaydım.

"Çağla? Seni istemeye geliyolar farkındasın di mi sen?" Serra endişeli bir şekilde gözlerime bakmaya çalışıyordu ancak benim bakışlarım hemen yanımda irkilen erkek kardeşime kaydı.

O da kocaman olmuş boncuk gözleriyle bana bakarken önünde yaptığı resmi unutmuştu. "Abla seni niye istiyolar? Kim gelecek ki?"

"Öyle istemek değil ablacım" dedim kirli ellerimi ona dokundurmayıp yanağından öperken. "Oturmaya gelecekler, sonra gidecekler. Ben burada kalacağım" deyip onun yanlış anladığı şeyi kafasından atmaya çalıştım. Çocuk birileri gelip beni alacak zannetmiş, gözleri buğulanmıştı.

"Kim gelecek?" dese de cevap vermedim ve yaptığım işe geri döndüm. Akşam yemeğine Necati amcaları da davet ettiğim için kırk yılda bir yapıyorum diyerek dolma yapmaya karar vermiştim.

"Neden geri dönmedin anlamıyorum? O, niye istemiyorum demedi onu da anlamıyorum" dedi Serra tek kaşını kaldırarak.

Bana o kadar kişinin önünde destek olmuşsa da bu sadece o esnada paçayı sıyırmam için yaptığı bir çıkıştı aksi taktirde grup da konuştuğumuzda böyle bir durumda kalmamı istemediğini söylemişti. Biz Ilgaz ile mutfakta konuşurken işin bu noktaya gelebileceğini hiç düşünmediğini söylemişti.

Sonunda sabahtan beri olan suskunluğum bir nebze kırıldı. "Herkese karşı mahçup oldu, ondan herhalde" dedim omuzlarımı silkip bilmiyorum gibisinden.

KOMŞU TURNAM ☘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin