XIII

2.3K 222 64
                                    

XIII

Arkamı dönüp ellerimi göğsüne koyarak beni geçmeye çalışan Ilgaz'a zorluk çıkardım. Tek derdim kendinde bile olmayan Onur abinin sabah hatırlamayacağı bu olay için mağdur kalmasını istemememdi. Yaptığı ne kadar doğru olmasa da bu zamana kadar zerre ısrarı, kötülüğü dokunmamıştı bana. Aksine çocukluğumda her ağladığımda, üzüldüğümde hatta annemin tedavi sürecinde bile yanımızda durup bize destek olmuştu. Sırf annemin hatırına bile olsa onun zarar görmesini istemezdim.

"Lan bana bak lan!" diyen Ilgaz tekrar üstüne yürümeye kalkınca tekrar onu ittirip dip dibe gelmelerini engelledim. "Çık git elimden bir kaza çıkmadan!" dediğinde yükselen sesi telaşla kapının içinden hole bakmama sebep oldu. Zaten yeterince anlamsız bir gecedeydik bir de büyüklerin işin içine girmesini istemiyordum.

"Seninle iki muhabbet etti diye mahalle kızına göz koymak adamlığa sığar mı lan!?" diyerek saçmalayan Onur abiyi tam tersi bir durum için, bu sözün ona söylenmesi gerektiğini hatırlatmak isterdim lakin olayı içinden çıkılmaz bir boyuta sürüklememek en iyisiydi.

"Onur abi Allah aşkına git! Sana hiç umut vermedim ben. Kendini daha fazla zora sokma, lütfen git" deyip zarar görmemesi için adeta yalvarırken bir el beni kolumdan tutup arkasına doğru adeta savurdu ve Ilgaz'ın sırtıyla burun buruna gelince beni hangi dakikada şutladığını anlayamadım.

"Konuşma şu herifle!" diyerek Onur abiye yaklaşınca, neden bir araya getirmek istemediğimin cevabı olarak Onur abi bir anda Ilgaz'ın yakalarına yapıştı ve tükürükler saçarak içindeki zehri kustu.

"İki günlük adamsın lan sen şu kızın gözünde! Ama ben her kötü anında yanındaydım onun, sen onu mutlu edemezsin. Ben onu herkesten çok seviyorum! Bir geçmişimiz var bizim" diyen sözleri yanlış anlaşılmaya epey müsait kelimelerdi. Aksi taktirde duygusal anlamda bir geçmişimiz olmasa da bilerek ve isteyerek saptırdığı kelimelerini Ilgaz'ın gözüne sokmaya çalışıyordu.

"Abi böyle bir şeyin olmadığını biliyorsun" dedi Serra araya girerek. Onur abinin ellerini Ilgaz'ın yakasından sökerken onun da öfkelenmiş olduğu dahası hayal kırıklığına uğramış olduğuna bahse girebilirdim. Haksız sayılmazdı çünkü ne o, ne de ben abisinin bu denli ileri gidebileceğini düşünmemiştik.

Ilgaz öfke bir biçimde elleriyle tişörtünün yakalarını kavrayıp "Bana bak lan! O benim nişanlım, git şimdi nerede kuduracaksan oraya! Sırf bugünün rezil olmaması hatrına sana dokunmayacağım bile ama yine karşıma çıkarsan," deyip duraksadı ve başını benden yana eğerek "Onun yanına yaklaşırsan sana hak ettiğin dersi en güzel şekilde veririm" diyerek ellerini çekti.

Gözlerim bir anlığına koridora kayınca dehşetle irkildim çünkü Nazar teyze ve Zümra Hanım meraklı bakışlarını bize dikmiş, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Nazar teyze ileri çıkıp "Onur, oğlum? Ne yapıyorsun sen burada? Üstelik bu halde?" dedi sertçe.

Annesini gören Onur abi bu sefer daha aklı başında davranmaya çalışarak "Anne ben Çağla'yı ziyarete gelmiştim" diye geveledi lakin peltekleşen ağzı bunun normal bir ziyaret olmadığını belli ediyordu. 

"İnsanların en özel günlerini rezil ediyorsun. Derhal eve git kardeşinle. Bunu ev de konuşacağız" dedi otoriter bir sesle. Bakışları ortamdaki herkesin duraksamasını sağlayabilecek bir biçimde sertti. Ilgaz da bu işi çözebileceğine inandığı için olsa gerek bir iki adım geri çıkıp yanımda durdu.

KOMŞU TURNAM ☘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin