KOMŞU TURNAM ☘

XV

XV

Gözlerimi dik dik bana bakan adamdan kaçırıp canlı müziği dinliyormuş gibi yaparken elimi yanağıma dayayarak kızarıklığımı saklayabilmeyi umdum. Son bir cesaretle ona dönüp gözlerinin içine bana baktığı gibi bakıp alaycı olmasına dahası bir şeyleri dikte etmesine hitaben bir ses tonuyla o meşum soruyu dillendirdim.

"Yani konuşulması gereken konu bu, ama aramızdakiler değil öyle mi?" derken, keyifsiz bir şekilde haklı olduğumu biliyormuş gibi başını küçük sahnede gitarıyla şarkı söyleyen soliste çevirdi.

Dile getirilen şarkı ikimizin sessizliği arasında yükselirken oldukça manidardı. Durumun melankolik havasına da Yavuz Bingöl'den de defalarca dinlediğim bu şarkı cuk oturmuştu doğrusu.

Ben seni unutmam, unutamam
Yanarım
Kırgın olsam da hep anarım..

"Konu hakkındaki fikrimi mi öğrenmek istiyorsun gerçekten?" diyerek ona döndüğümde tepki vermeyip sadece gözlerime baktı. "Hayır, Ilgaz. Aramız bu şekilde olduğu halde seninle evlenirim ancak bir çocuk istemem" dediğimde başını onaylar bir biçimde salladı. Bir de tüm bu olanlara rağmen hemen çocuk isteyebileceğimi falan mı düşünmüştü gerçekten? Kendi vebalimi kendim yüklenebilirdim lakin masum bir canın vebali olamazdım.

"Peki.. ilerisi için düşünür müsün?" derken ciddi bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Bunu da o zaman konuşuruz" dediğimde ister istemez bu konuya kesinkes karşı olmadığımı anlamıştı. "Sen istemiyorsun galiba?"

"Biraz daha... geç düşünüyorum" derken sıradan bir konudan bahseder gibi kol saatinin çıkan kayışını yerine takıyordu. "O yüzden önceden sorup anlaşalım istedim"

"Ne kadar geç düşünüyorsun?" dediğimde pazarlığa oturan esnaf gibi olduğumuzu fark edip gülesim geldi. Artık psikolojim de bozulmuştu, fesupanAllah.

"En az 5-6 sene sonra?" Sesi nedense tepkimden çekiniyormuşçasına tereddütlüydü. Acaba ne zannetmişti, hemencecik benim de çocuk sahibi olmak isteyeceğimi falan mı? Karnını daha fazla ağrıtmak istemeyerek "Benim de aklımda olan bu şekilde. Başka bir sorun?" dediğimde geriye doğru yaslanarak "Yok" dedi.

Birbirimize biraz zaman verip solistin çaldığı gitarı dinlerken kahvelerimizi de bitirdik.

"Çağlar ne yapıyor? Ona yine maç sözü verdim, güvenli olduğunu düşündüğüm bir karşılaşmaya bilet alacağım" derken bir konu açmış olmasına memnundum. Biraz olsun az önceki gergin havadan sıyrılıp daha arkadaşvari konulara giriş yapmak kendi ruh sağlığıma da iyi gelecekti.

"Çağlar.. bu aralar duygusal. Ne zaman gideceğimi sorup duruyor. Evliliğin tamamen kopmak olduğunu falan sanıyor kendince. İkna etmeye çalışıyorum ama merakları var, tereddütleri var"

"Neyi merak ediyor?" dediğinde kardeşime olan ilgisinin samimiyetini bakışlarından hissedebiliyordum. Rol yapmak için soran adamlardan değildi o, istemese sormayacağının farkındaydım.

"İşte evden ayrılınca üzüleceksem neden evleniyorum? Sonra evlenince neden sizin ailenizle yaşıyorum da onlarla yaşamıyorum?" dediğimde Ilgaz kendine mukayyet olamadan gülüverdi. Zavallı bir biçimde onun keyifli olmasına bile sevinen bir yanım vardı ve bu sebeple de benim de dudaklarımda ufak bir kıvrım oluştu.