Haydi bakalım, üçüncü tanıtımıda multimedia'ya koydum.İzlemeyi unutmayın,sakın (!)
BANKS - Drowning , Lydia'nın rüyasında gördüğü hali multimedia'da.
Eve geldiğimde kendimi yatağıma attım.Benim rahat yatağım.Sadece ondan korkmuyordum.Beni korkaklığımdan uzaklaştıran etken oydu,sanki onda kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum.Bunu nasıl yapıyor bilmiyorum ama harika birşeydi!
Yatakta bir sağa,bir sola dönerken uyuyamayacağımı anlamıştım.Uyku gözüme girmiyordu ne yazık ki.Kahrolası uyku!
Ayağa kalkıp aşağı doğru sessizce ilerledim.Süt içsem belki uykum gelebilirdi değil mi?Annem bana hep öyle derdi.Şimdi yoktu,onu özlüyordum.Soranlara öldü diyordum,ama o ciddi ciddi gitmişti.Annem gittikten sonra babam uyuşturucu bağımlılığından öldü.Krizleri beni öldüyordu oysaki.Bir kadın bizim ailemizi bitirmişti,o bizi korkak yapmıştı.
Mutfağa girdiğimde hemen buzdolabına ilerledim.Sütü alıp kulplu bardağıma doldurdum.Bardağımdan yudumlarken süt kutusunu geri dolaba koydum.İçerek odama ilerlerken uykumun gelmesini diledim.Yoksa hiçmi hiç uyuyamazdım.Huyum kurusun.
Elimde yarıya inen sütüm ile kızların odalarını gezmeye koyuldum.Gia'nın odasına gelince,yavaşladım.Sessizce kapının kulpunu çevirdim ve kapıyı açtım.Prensesler gibi uyuyordu.Elimde bardağım ile yanına iyice yaklaştım.Bardağımı yatağın yanındaki komidine yavaşça koyarken kıpırdandığını hissettim.Üzerindeki yorgan açılmıştı.Biraz eğilip yorganı düzelttim ve alnına küçük bir öpücük kondurdum.Komidinden bardağımı alıp odasından çıktım.
Bir yan oda ise Mia'nındı.Mia ile Gia kardeşlerdi.Anne ve babaları ölmüşlerdi ve biz üç kız olarak hep beraber yaşıyorduk.Ben onlardan iki yaş büyük olduğum halde korkuyordum.Kapısının kulpunu çevirdiğimde,Mia uyumuyordu.“Yarın okulun var,uyumalısın tatlım,” dedim. “Ah,biliyorum.Kitabımın son sayfasını okuyup uyuyacağım.” diye cevap verdi anında.“Öyle olsun bakalım,kontrole geri geleceğim.” dedim gülerken.Kafasını olumlu anda salladığında yanına ilerleyip yanaklarını öptüm.Gülümsediğinde ona karşılık verdim.Gülümseme kaynağım sadece onlar kalmıştı.
Kalbimdeki, minik ücra köşelere saklanmış olmalıydı.Üç yıldır ordan çıktığı yoktu zaten.Ben ne yapacaktım?Bir yıldız gibi sönmüştü çocukluğum.Ona iyi geceler diledikten sonra odasından çıktım.Kendi odama ilerlerken,sütümün bittiğini gördüm.Ben daha bitmesini istemiyordum ama!
Odama girdiğimde yatağıma ilerledim.Boş bardağı masamın üstüme koydum.Aşağı mutfağa gitmeye üşenmiştim gerçekten.Uykumun gelmesi dileğiyle kafamı yastığıma koymuştum.Beynimdeki siyah sinyal verince,tüm benliğimde ona odaklanıp uyumaya koyuldum...
~
Aman Tanrım!Rüyama bir upir saldırmıştı.Ağzı kanlar içindeydi fakat iki parmağının arasında oraya yakışan birde sigarası vardı.Ağzı resmen bir metre açılıyordu ve kan içiyordu.Çok seksi görünüyordu,ama tarif edilemeyecek kadar korkunçtu.Sanki beni yiyecek gibiydi!O anki şokum ile arkamda koca kilitli olan kapıyı açmaya çalışıyordum.Sinsice bana bakmaya başlamıştı.Tam olarak ne olduğunu çözemesemde çığlık atarak gözlerimi açtım.Böyle bir rüya istememiştim ki ben!Hadi ama mavinin her tonunda bir rüya istemek,bana siyaha patlamıştı.Lanet olsun!Lanetle başlıyan bir cümle lanetle biterdi.Korkaklığım derece yapmıştı resmen.Gözyaşlarım ardı ardına akarken,kızlar odama koşarak gelmişlerdi.Anlamsızca bakarlarken,gözlerimin önüne o çocuk geliyordu.Kahretsin beni mi buluyorlardı?Rüyamda bile rahat edemeyecekmiydim ben?
“Neden ağlıyorsun,Lydia?” diye soru yapıştırdılar yüzüme.Gözümün önünde kumral bir çocuk uçuşuyordu.Gözleri renkliydi,emindim.Fakat seçemiyordum,mavi ile yeşilin arasında mekik çekiyordu. “İyi misin?” diye ikince soruyu sordular. “Değilim,” dedim isteksizce.Ellerimin tersiyle yaş olan gözlerimi silmeye çalıştım.“Ne olduğunu anlatmak ister misin?” dedi Mia.Kafamı sağa,sola salladım.Yine korkuyordum.Kızıl saçlarım gözümün önüne gelince Gia kulaklarımın arkasına iterek,alnıma küçük bir buse kondurdu.En güven verici şeydi.“Rüya mı gördün?” dedi Gia. “Kabus,” dedim. “Korkmuş olmalısın ama korkma,biz yanındayız.” dediler.Göz yaşlarım arasında gülmeye çalıştım.İkisi bana sarılınca onlara karşılık verdim.Aşırı korkmuştum.Cesur bir kız olamazdım ben,hanım kızıydım...
Şok ile ayaklarımı yataktan uzattım.Çıplak ayaklarım zemine değince bir ürperti geçti içimden.Gencin kanlı ağızı beynimin merkezindeydi.Gitmeyecekti oradan,emindim.Etkisinde kaldığım bir rüyadan,zorlukla çıkardım.
Yüzümü yıkadıktan sonra üzerime çeki düzün verdim.Aşağı inip kahvaltı hazırlamalıydım.Okulunu aksatmayacak iki kız vardı evimizde.Hızlı adımlarla merdivenleri indim.Fakat mis gibi kokular geliyordu. “Bu kokuda ne?” diye sesimi yükselttim gülerek.“Kahvaltı hazırladık!” diye yanıtladı. “Ah!Ben hazırlayabilirdim!” dedim inleyerek. “Çok konuşma Lydia,hazırladık işte.Gelde keyfini çıkart.” dedi Gia. “Pekala,” dedim tebessüm ederek.
“Bu güzel kahvaltı için teşekkürler,hanımlar.” dedim karnımı ovuştururken.“Önemi bile olmaz,” dedi Gia.İki kardeş olmalarına rağmen tarzlarını çok iyi konuşturuyorlardı.Ben neredeyse, her zaman,elbise tercih ederdim.Pantolon giydiğim zamanlar sayılıydı.Kafamdakileri boş verip,kahvaltı masasını toparlamaya başladım. “Ben burayı toplamaya devam ederim,siz okula.” dedim çabucak.Mia,gözlerini bana devirince pufladım.Yardım etmek istiyorlardı,ama şuan zamanları yoktu.
“Hadi ama kızlar!Böyle yapmayın,okula gitmek istememenizi anlıyorum.Fakat bu sizin için gerekli.” dedim açıklama yaparak.Hüzünle kafalarını salladıklarında,onları kapıdan geçirdim.Bulaşıkları makinaya dizdikten sonra yukarı,biraz kendimi güzelleştirmek için çıkış yaptım.
Merdivenleri yavaş,yavaş çıkarken,duvarda hepimizin fotoğrafları vardı.Hep beraber olduğumuz fotoğraflarda elimi gezdirdim.Gülümseyerek parmaklarımı indirdim.Banyonun kapısını açıp,kendime bakmak için aynaya ilerledim.Kendimi gördüğümde duraksadım,çünkü resmen göz altlarım mosmor olmuşlardı.Kapaklı raftan makyaj çantamı hemen önüme aldım.Hızlı hareketlerle parmağıma fondöteni sıkıp,göz altlarıma sürmeye başladım.Sinirden o kadar çok sıkmıştım ki,şuanda yediremiyordum.Kahretsin!Ellerimi dahada hızlı haretlendirdim.Fakat çukur olan göz altlarım kapanmıyordu.Dakikalarca işlemi devam ettirdim.Birden beynimde ağzı kanlı erkek belirdi,yine.Beynimde adamın boynunu koparma sesi yankılandı.Sıktığım gözlerimi hızla açtım.Sanki karşımda buğulaşan vücut onunkiydi.Birden elimde olan fondöteni aynaya fırlattım.Sanırım korkaklıktan deliriyordum!
Paramparça olan fondöten şişesine ve kanayan elime baktım.Aynanın çatlamış olması umrumda bile değildi.Ağlayarak koşmaya başladım.Kapıyı hızla kapatarak,evden koşarak çıktım.Uçurumundaki banka gidip,gözlerimi denize bakarak dindirebilirdim.Anahtar elimde sallanarak ses çıkartırken,herkes bana tiksinç gözlerle bakmaya başlamıştı bile.Herbirini görmezden gelerek koşmaya devam ettim.Nefesim tıkandığında ellerimi dizlerime koyup,ard ardına nefesler aldım.Bir elim hala kanıyordu ve keskin bir acısı vardı.Derin kesilmiş olmalıydı.Uçuruma vardığımda burukça gülümsedim.
Bankta kimse yoktu,bu güzel birşeydi.Kendimi bulabildiğim tek yer burasıydı.Mia ve Gia yokken bura ile yetiniyordum.Yanlızlığıma sarılmam burada yasaklanmamıştı benim için.Rüzgar arkadaşımdı,dağınık saçlarımı tek o seviyordu.Kız veya erkek arkadaşım bile yoktu.Beni kandırmalarından korkmadığım sadece iki kız vardı ve birde evimiz...
Banka oturduğumda içim ürpermişti.Dalgalar herzamanki gibi sertti.Kanayan elimi elbiseme sildim.Mat kırmızı hiç hoşuma gitmemişti.Beynimin merkezinde olan o sesler yankılanmaya başlamıştı.Peşimi bırakmayacak gibi görünüyordu.
Ellerimi kafamın yanlarına koyup bağırmaya başladım, “Yeter!Git artık kafamdan!” azda olsa sinirimi atabilirdim.Arkamda kalan orman beni şüpelendiriyordu.Alemciler oralara doluşup,birbirlerini yiyorlardı.Anlarsınız;Ön sevişme.
Arkamdan hışırtılar gelmeye başlamıştı.Titremem doruklara ulaşıyordu yeniden.Haydi korkumu iliklerime kadar yaşamaya başlayalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK
Romance"İçimde kendine dair ne varsa öldürdün, ve sen hayatımda gördüğüm gelmiş geçmiş en korkunç katilsin." Uçsuz bucaksız dalgalarla hırçınlaşan denize bakarken buldum gözlerimi.Benliğimi araken gece mavisi olan okyanus derini sahilin gecesindeydim,oysak...