0.1

6.6K 541 796
                                    

Tamam; iki yatak, iki masa, iki kütüphane vardı odada. Harry kesinlikle buna katlanmaya çalışabilirdi. Tabi Profesör McGonagall ile asla muhattap olmuyordu.

Bugün sahada Hufflepuf'ın antrenmanı olduğu için Harry'de onlara göz kulak olma göreviyle derse girmeyecekti. Bölüm kupası turnuvası haftaya Slytherin ve Ravenclaw binalarının yapacağı maçla başlamış olacaktı.

"Profesör Malfoy?" Teddy babasına doğru seslenmişti. Hufflepuf binasının tutucusu kendisiydi hatta öyle ki Lily hariç bütün Potter-Malfoy öğrencileri (ve tabi Teddy) takımlarda oynuyorlardı. Ancak Harry kendisine seslendiğini düşünerek arkaya bakma gereği duymamıştı. Neredeyse ömrünün yarısından fazlasında bu soyadı taşımıştı.

"Sizin burada olmamanız gerekiyor?" dedi takımın arayıcısı, inanın Harry çocuğun adını bilmediği gibi bunu önemsemiyordu da... Yine de söylediği cümleyle arkasını dönmüştü. Draco'nun bu bir hafta içinde saç rengi yine açılmaya başlamıştı, siyahlar içinde ki sert duruşu ise çevresinde ki herkesi üşütüyordu. Çocuğun söylediğine ise sadece gözlerini devirmişti.

"Profesör, sizinle konuşmamız gereken bir durum var" diyerek açıkladı kendini.

"Gördüğünüz gibi-"

"Acil, Harry" Draco bunu dişlerinin arasından söylemişti. Süpürgesinin üzerindeki Harry ise derin bir nefes almıştı.

"Pekala antrenman bugün için bitti, telafi edeceğiz" dedi ve öğrencilerinin tek tek sahayı terk etmesini izledikten sonra yavaşça aşağıya indi.

"Ne var bu kadar önemli olan?" dediğinde Draco cevap vermeden yürümeye başlamıştı, tabi Harry'de peşinden.

Binanın içine girip zindanlara doğru indiler ve iksir sınıfına girdiler. Yani en azından eskiden iksir sınıfı olan bir odaya demek daha doğru olurdu. Her yer her yerdeydi ve ortamda bir kaos hakimdi.

"Bil bakalım bu sınıfı bu hale getirenler kimler?" Harry kafasını kaldırıp sınıfın köşesine baktı. Ardından elini anlına vurdu sadece.

"James, Albus?" derin bir nefes almıştı.

"Hiç bir açıklama yapma gereği duymuyorum şu an" dedi Albus pişkince ancak Harry cevap vermeden konuşan Draco olmuştu.

"Bir konu da anlaşalım küçük fare" dedi ve pelerin gibi duran kıyafetinin ek kısmını üstünden çıkarttı.

"Şu an siz ikinize yapmam gereken tek şey sizi müdürün odasına gönderip binalarınızdan en az ellişer puan kırmak" Harry'nin yanında dururken biraz çocuklara doğru eğildi.

"Ama siz ikiniz hala benim çocuklarımısınız" James ağzını açacak gibi oldu ancak Draco devam etti.

"Ve büyük fare kendi yargılarını kendine saklayabilirsin! Her neyse! Bana babanız olarak saygı duymasınız da profesörünüz olarak saygı duymak zorundasınız! Bu seferlik cezanızı babanızın vermesine izin vereceğim! Ama bu bir daha asla olmayacak!" hışımla doğrulup Harry'e baktı.

"Bunu gece konuşacağız" dedi ve sert bir şekilde sınıftan çıktı. Harry onun arkasından teklidini yaptığında çocuklar istemsizce kıkırdamıştı.

"Bakın" diye çocuklara döndü derin nefes alarak.

"Gerçekten bu kaosun cezası en az altmış ya da yetmiş puan olurdu ki bu arkadaşlarınızla aranızı açabilirdi çocuklar. Sizden onu sevmenizi hatta belirli bir oranda saygı duymanızı bile beklemiyorum ama bu da neyin nesi?" çocuklarda derin bir nefes almışlardı.

"İsteyerek olmadı" dedi James.

"Ondan bir şey rica etmem gerekiyordu" dedi Albus sanki birileri boynunu bedeninden ayırıyormuş gibi çıkan sesiyle.

I Found Love || Drarry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin