Günler hızla akıp geçiyordu, Harry hala rüyalar görüyor olsa da başa çıkmaya başlamıştı. Sonuçta zamanında Voldemort ile bile uğraşmıştı rüyalarında.
"Hayır Zwig! Bludger'ı sadece dışarıya atmayacaksın! Karşı takımdan birinin dikkatini de dağıtmasına önem vermelisin!" Harry Slytherin-Gryffindor ikinci sınıf ortak dersindeydi. Scorpius ve Albus Slytherin vurucuları olarak sadece göz deviriyorlardı ancak Harry daha fazla müdahale edemeden zil çalmıştı. Bu ders Noel'den önceki son ders olduğu için herkes oldukça mutluydu. Tabi son sınıf Hufflepuf ve Ravenclaw'lar hariç, onların son dersi Draco ile iksirdi ve Draco daha fazla S.B.D. alabilsinler diye yığınla ödev vermişti.
Büyük salona doğru yürürken Draco ve Harry karşılaşmıştı.
"Selam" dedi Draco.
"Selam" dedi Harry ve bir daha hiç konuşmadılar bir süre.
"Artık elini tutabilir miyim?" Harry omuzlarını silktiğinde Draco sertçe parmağını Harry'nin serçe parmağına geçirmişti. Onların el tutuşma anlayışı buydu, hep bu olmuştu. Sonuçta biri Slytherin prensi biri Gryffindor kahramanıydı. Draco yavaşça Harry'nin elinin üzerinde ki 'yalan söylememeliyim' yara izini okşamayı ihmal etmiyordu.
"Profesör Malfoy" ikisi de arkasına doğru döndüğünde astronomi profesörünü görmüşlerdi.
"Hangimiz?" dedi Harry.
"Şey fark etmez, James ile ilgili bir durum" dedi kadın, ikisi de kadının adını bilmiyorlardı.
"Bir problem mi var?" dedi Draco sertçe.
"Aşağıda Snape'in tablosuyla kavga ediyor" ve ikisi de hızlıca aşağıya doğru inmeye başladı. Harry durumun ne olduğunu anlamak için acele ederken Draco tamamen bunu kaçırmak istemediği için iniyordu.
"Zırvalık!" dediği duyuldu Snape'in. Harry tam ilerliyordu ki Draco onun kolundan tuttu. James ise kollarını göğüsünde birleştirmiş kaşlarını çatmıştı.
"Aynen öyle!" dedi James.
"Teddy muaf çünkü en sevdiğin Black'lerle kan bağı var! Lily muaf çünkü büyük annem Lily'e gerçekten çok benziyor! Scorpius muaf çünkü dıştan tamamen küçük Draco. Albus muaf çünkü ikinci adı Severus! Neden olan bana oluyor?"
"Saçmalık!" dedi Snape'in tablosu.
"Saçmalık falan değil! İsmi James soyismi Potter olanlara garezin var! Büyükbabam, babam ve şimdi de ben!" Draco kahkahalarını tutmaya çalışırken Harry, James'in buna neden bu kadar takıldığını anlamaya çalışıyordu.
"Sadece bir tablo olmasaydım çoktan binanın bütün puanı sıfırlanmış olurdu seni küçük-"
"Profesör" diye girdi araya Harry, Draco'dan kolunu kurtarıp.
*
Noel tatili için Malfoy'lar evlerine dönmüşlerdi. Tabi Draco hariç, o sadece bir iki saatliğine gelip gidecekti.
"Aptal tablo!" James hala Snape'e sinirliydi. Albus ise sırf ikinci ismi Severus diye James'in her an kendisine saldırmasından korkuyordu.
"Tamam çocuklar hadi!" diye seslendi Harry hepsini masaya toplamaya çalışırken. Yavaş yavaş hepsi masaya geçerken Narcissa masaya hindiyi getiriyordu. O daha Draco ile hiç karşılaşmamıştı, bugün bir ilk olacaktı.
"Lily kapıyı açar mısın?"
"Winky bunun için-"
"Eğer Hermione bunu dediğini duyarsa seni Azkaban'a bile atabilir" dedi Narcissa gülümseyerek. Lily anında sesini kesip kapıyı açmaya gitmişti.
"Selam!" diyerek içeri girdi Ron. Tabi ki Noel tatilinde birlikte oluyorlardı, kalabalık bir aile olarak. Bütün Weasley ailesi geliyordu her seferinde, tabi George'un eşi Angelina ve Ginny'nin eşi Luna'da.
"Draco nerede?" dedi Luna herkes salona kurulunca.
"Gelir birazdan sanırım" dedi Albus omuz silkerek.
"Tabii Severus'cuğum" dedi James iğneleme yaparak ve gidip Ginny'nin yanına oturdu ardındansa göğüsüne kafasını koydu. Bazen kendisini tek anlayan kişinin Ginny olduğunu düşünüyordu.
"Yapma ama tatlım, Snape'in bir insanı sevmemesi için Slytherin dışında bir öğrenci olması yeterliydi. Hem kardeşinin bir suçu yok" dediğinde James sadece bir nefes almıştı. Ginny ise yavaşça onun saçlarını okşuyordu.
"Amcam nerede kaldı? Gerçekten çok açım" dedi Hugo ve herkes buna kıkırdadı. Kesinlikle Ron'a çok benziyordu.
Yarım saatlik koyu bir sohbetten sonra kapı çalmıştı. Harry yavaşça ayağa kalkmış ve gidip kapıyı açmıştı.
"Sanırım biraz geç kaldım" dedi Draco.
"Ama cesaret toplamam gerekti." Harry sadece gülümsedi.
"Sorun değil, girsene" birlikte içeri girdiklerinde Harry, Draco'nun montunu ve şapkasını almıştı, tabi bir de ortam bir anda sessizleşmişti. Narcissa gözleri dolu bir şekilde ayağa kalkmıştı. Draco bir kaç adım atarak aralarında ki mesafeyi kapatmış ve annesine sıkıca sarılmıştı, tabi annesi de ona.
Onlar ayrılınca ilk hamle yapan George olmuştu şaşırtıcı bir şekilde.
"Dragon?" diyip elini havaya kaldırmıştı, Draco ise eli tutmuş ve George'a sarılmıştı. George'un Draco'yu affetmesi aslında biraz daha zor olmuştu çünkü o Fred'i kaybetmişti. Ancak Fred'in cenazesinden sonra Draco'nun onun mezarının başında ağlayarak ondan özür dilediğini görünce onu bağrına basmıştı. (Rowling'in bu açıklaması beni benden almıştı)
Herkesle selamlaştıktan sonra yavaşça masaya oturmuşlardı. Bu noel gerçekten güzel geçiyordu, en azından Draco için.
*
"Teşekkürler" dedi Draco annesine tekrar sıkı sıkı sarılırken.
"Annene mi teşekkür ediyorsun?" dedi Narcissa oğlunun sarılmasına karşılık verirken. İkisi ayrıldıktan sonra Draco dışarı çıkmıştı.
"Baba!" Albus koşarak babasının yanına gelmiş ve onu gitmeden yakalamıştı.
"Bir şey mi oldu?" dedi Draco kaşlarını çatarak ama Albus sadece büyük annesine bakıyordu.
"Tamam tamam gidiyorum" dedi Narcissa gülümseyerek.
"Evet?" dedi Draco. Albus elleriyle onun eğilmesini işaret etti, Draco da eğildi tabi. Albus babasını şaşırtarak sımsıkı sarıldı ona. Draco başta afallasa da o da oğluna sarıldı.
"Teşekkürler, ben -bir nefes almıştı- Scorpius'a fazla önem veriyorum ve bugün burada olman onu o kadar mutlu etti ki teşekkür etmek istedim" ayrıldıklarında Draco gülümsemişti.
"Bende çok mutluydum, özellikle bugün bana hiç iğneleme yapmadığın için" bu cümleyle Albus'ta sırıtmıştı. Draco'nun gözlerinin dolu olduğunu görebiliyordu.
"Görüşürüz" dedi. Draco ise ilk defa kendini engellemedi ve Albus'un saçlarını öptü.
"Görüşürüz evlat"
![](https://img.wattpad.com/cover/197121479-288-k698785.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Found Love || Drarry
FanfictionSavaşta Draco'nun Harry'e asa fırlatması ardından başlayan bir aşk Lucius Malfoy'un Azkaban'dan kaçmasıyla büyük bir mola vermek zorunda kalmıştı. Dört yıllık bir birliktelikten beş çocukları olmuştu, ikisi ikizdi ve biri Lupin'in oğluydu ama mutlul...