Sabah uyandıklarında, aslında neredeyse akşam oluyordu Draco ve Harry neredeyse birbirlerine koala gibi sarılmışlardı. Harry'nin uyanmasına neden olan şey camdan gelen gagalama sesiydi. El yordamıyla komidinden gözlüğünü buldu yavaşça Draco'nun kollarıyla bacaklarının arasından sıyrıldı. Camı açtığında gündelik kullanılan baykuşlardan birini görmüştü.
"Mektubu alabilir miyim?" diye sormuştu kibarca ancak baykuş mektubu Harry'e vermedi. Üstünde kocaman 'Draco Potter-Malfoy (hangisini kullanıyorsan)' yazıyordu. Yavaşça yatağa geri oturdu.
"Draco" diye seslenip bir kaç kez onu dürttü ancak Draco aniden gözlerini açıp yastığının altında ki asayı alıp onu Harry'nin boğazına tutmuştu. Harry bir kaç kez yutkunduğunda Draco asaya oradan çekmiş ve kafasını bir kaç saniye eğmişti. Tek gözü kapalı bir şekilde kafasını geri kaldırdı.
"Biri tarafından uyandırılmayalı on yıl oluyorda, bir de azılı bir ölüm yiyenin peşinde olunca"
"Sorun değil" dedi Harry, onu anlıyordu.
"Bir mektup gelmiş ancak baykuş bana vermedi" Draco Harry'nin saçlarına küçük bir öpücük kondurdu ve yataktan kalktı. Bu hareketi Harry'i rahatlatmıştı, Draco ona sadece iki kere asa tutmuştu. Birinde zaten daha on iki yaşındaydılar, diğerinde ise sadece kendi asasını istiyordu ancak bunun tamamen öldürmeye yönelik bir tutuş olduğunu biliyordu.
Draco yataktan kalktıktan sonra gidip baykuşdan mektubu almış ve onu göndermişti.
"İsim yazmıyor, neden ben yüzümü yıkarken okumuyorsun?" demiş ve mektubu Harry'nin önüne atmıştı.
"Emin misin? Sana özel gelmiş çünkü" dedi Harry. Draco ise gözlerini devirmişti banyoya girerken.
"Ve hala seninle evliyiz sanırım" dedi ve kapıyı kapattı.
"Dedi dün gece üstümü değiştirirken arkasını dönen adam" dedi Harry ancak Draco cevap vermedi. Su sesini duyduğunda mektubu yırtıp açmış ve okumaya başlamıştı.
"Merhaba Draco,
Nasılsın diyeceğim ama bunu asla önemsemeyeceğimi biliyorsun değil mi? Harry ile evlendiğinizi duydum, Lupin'in oğluyla birlikte beş çocuğunuz olmuş, tebrik etmek istedim, bir Gryffindor ve bir Potter'la evlendiğin için özellikle. Her neyse, belki buluşmak istersin ve beni özlemişsindir diye düşündüm. Bu gece evine uğramayı düşünüyorum saat gece iki gibi. Müsait olman ya da olmaman umrumda değil.
-Vaftiz Baban"
Harry mektubu yazan kişinin aşırı kibirli ve bencil biri olduğunu düşünüyordu. Ayrıca Draco'nun bir vaftiz babası olduğunu bilmiyordu.
"Kimdenmiş?" dedi Draco yatağa Harry'nin yanına otururken.
"Bir vaftiz baban olduğunu bilmiyordum" dedi Harry kaşlarını çatarak ama Draco'nun gözleri büyüdü ve mektubu alıp bir kaç kez okudu.
"Ne oldu?" dedi Harry sıkılmış bir şekilde.
"Harry bana inanmayabilirsin" dedi Draco nefes alarak.
"Ama benim vaftiz babam" diyip sustu. Harry kaşlarını kaldırarak ona bakmaya devam etti.
"Benim vaftiz babam, Snape"
*
"Harry sakin olur musun?" bakanlıkta Ron ve Hermione ile birlikteydi.
"Vaftiz babasından mektup gelmiş olmasının ne önemi var ki?" dedi Ron.
"Vaftiz babasından mektup gelmiş olması değil sorun" dedi Harry bir ileri bir geri yürürken.
"Sorun vaftiz babasının kim olduğu" dedi stresle.
"En kötü ihtimalle Nott falandır ki hatırlatırım birinci yıllarında ikizlerin onu Azkaban'a attırdı" dedi Hermione. Harry derin bir nefes aldı ve gözlüğünü çıkarttı.
"Vaftiz babası Snape'miş" ve bu cümleden sonra kimse konuşmadı.
"Bu yüzden ruh emicileri istedi. Bu bir tuzaksa kimse eve giremez, sadece ölüm yiyen olmayanlar ya da"
"Sadece Snape" Hermione'nin cümlesini Ron tamamlamıştı.
"Sorun şu ki Draco da bir ölüm yiyen" dedi Harry neredeyse yeri tekmeleyerek. Ron ve Hermione birbirlerine baktılar.
"Harry patronus yapabilen tek ölüm yiyen Snape değil" dedi Ron.
"Ölüm yiyenler patronus yapamıyorlar çünkü güzel anıları yok. Ancak Draco'nun seninle ve çocuklarla bir çok güzel anısı var" Harry'nin bakışları bir Ron'a bir Hermione'ye gidiyordu.
"Yani Draco'nun bir patronusu var" dedi Hermione.
"En azından kayıtlara göre"
"Ve ne şeklinde biliyor musun?" dedi Ron
"Bir dağ gelinciği" üçü de buna gülmeden edememişti.
"Başına bir şey gelmesinden korkuyorum. Ona daha yeni kavuştum sayılır"
Bu Sırada Godric's Hollow
'Pekala iki tane ruh emici, umarım ben ölmem' diye düşünüyordu Draco. Snape'in yaşıyor olması imkansızdı.
"Ruh emiciler çok zekice, benim patronus yapabilen tek ölüm yiyen olduğumu nasıl unutursun" Draco korkuyla kafasını salonun kapısına doğru çevirdi.
"Tek değilsin" diyebildi sadece.
"Evet, artık sende yapabiliyormuşsun" dedi Snape. Draco korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu.
"Potter'ın ve ya çocukların evde olmaması ne garip." dedi Snape evde göz gezdirirken.
"Bir süredir ayrı yaşıyoruz" dedi Draco detay vermeden.
"Evet on yıl kadar olmuş sanırım" dedi Snape iğneleyerek.
"Bir de bir oğlunuza benim ismimi vermişsiniz, gururlandım"
"Bak sen öldün" diyerek Snape'e yaklaştı Draco.
"Senin burada olman imkansız" Snape gözlerini devirdi.
"Benim gibi iksirlerin kralı olarak geçen birinin bir yılan zehriyle öldüğüne herkesin inanması ne kadar acı"
*
Herkes birbirine bakıyordu. Snape ise bu kadar aptallığın olmasına başta şaşırsa da Ron, Hermione ve her şeyden önce Harry'nin bir Gryffindor ögrencisi olduğunu hatırlamıştı.
"Hanginiz Albus'sunuz?" dedi çocuklara doğru sert sesiyle ama Albus daha çok Harry'nin arkasına sinmişti.
"Ben de Severus Snape" dedi Snape, Albus'a doğru. Bu cümleyle Albus Harry'nin arkasından çıkmış ve şok olmuş bir şekilde karşısında ki uzun siyah saçlı adama bakmıştı.
"Gözleri yeşil ve saçları kuzguni, yine de bir Slytherin ögrencisi ve ismi Albus Severus, ne kadar ilginç" dedi Snape. James ise bu sırada sinirden titriyordu.
"Sende-"
"Umarım tablon kadar sinir bozucu değilsindir" dedi James, Snape kendisine dönünce.
"Evet sen James Sirius olmalısın, babanın ve büyük babanın bütün genlerini almışsın-" James devamını dinlemeden sinirle kalkıp gitmişti.
"Severus" diye uyarıda bulundu Narcissa ona. Bu sırada Teddy'de kalkıp onun peşinden gitmişti.
"Tam bir Potter ailesi, sanırım Scorpius dışında genlerini pek kullanamamışsın Draco"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Found Love || Drarry
FanfictionSavaşta Draco'nun Harry'e asa fırlatması ardından başlayan bir aşk Lucius Malfoy'un Azkaban'dan kaçmasıyla büyük bir mola vermek zorunda kalmıştı. Dört yıllık bir birliktelikten beş çocukları olmuştu, ikisi ikizdi ve biri Lupin'in oğluydu ama mutlul...