Yatay geçiş sonucumun olumlu olması şerefine erken atıyorum.
"Emin değilim" dedi Draco gergin bir şekilde.
"Bence oldukça güzel bir fikirdi ve babam anca böyle bir şeyi kabul eder bizce" dedi Scorpius babasıyla birlikte Privet Drive, dört numaranın önünde dururken.
"Onlar muggle ama? Ve babanı sevmiyorlardı Scorp"
"Neden sadece şansımızı denemiyoruz" dedi Scorpius ve aniden zile bastı. Draco hafiften panik olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Bir kaç dakika ardından kapı açılmış ve hafiften saçları grileşmiş, yüzünde kırışıklıklar oluşmuş bir kadın kapıyı açmıştı. Draco ve Scorpius birbirlerine baktılar, ikisi de cübbelerini çıkartmış birer takım elbise giymişlerdi.
"Bayan Dursley?" dedi Draco boğazını temizleyerek.
"Ve siz?" dedi Petunia.
"Ben Draco Malfoy, Harry'nin eşiyim. Bu da Scorpius, oğlumuz" dedi olduğunca sakin kalmaya çalışırken. Normalde asla bir muggle'a böyle davranmazdı ama hem onlara işi düşmüştü hem de her ne kadar kötü de olsa, Harry'e bir aile de vermişlerdi.
"Harry'e bir şey olmadı ya?" dedi Petunia bütün bir dünyayı şaşırtabilecek şekilde ancak o da oğlunu üzmek istemiyordu, sonuçta Harry, Dudley için uzun bir süredir önemli biriydi.
"Ah hayır, sadece sizden bir şey rica edecektik"
*
Hogwarts'a döndüklerinde Draco kusmak üzereydi.
"Hadi ama o kadar da fena değildi" dedi Scorpius ancak Draco ona sanki sen bir bulanıksın demiş gibi bakıyordu.
"Eee" dedi Lily.
"Aldık bir şeyler" dedi Scorpius.
"Akşama kadar paketlerim" dedi Lily. Tabi ardından dağıldılar çünkü Harry o tarafa doğru geliyordu.
"James, benimle gel" demişti hiç birine bakmadan. Çocuklarda bunu önemsememişti son bir aydır böyle gibiydi, en azından yalnız değillerken.
Günün geri kalanı biraz hızlı geçmişti, ya da en azından Draco'ya öyle gelmişti. Gerildikçe gerildiğini hissediyordu. Beşi birden ittiler arkasından ve Teddy, Harry'nin kapısını çalıp kaçtı. Az çok Draco'yu da tanıyorlardı artık.
"Evet?" dedi Harry kapıyı açıp.
"Ben, şey, yani ben, ehm ben şey Harry" Draco susması gerektiğine karar verdi ve derin bir nefes aldı.
"Bu senin için, umarım beğenirsin" diyip kutuyu Harry'nin eline tutuşturdu ve koşarak uzaklaştı oradan. Çocukların istisnasız hepsi sadece gözlerini deviriyordu.
Harry kutuyu alıp içeriye geçti ve kaşlarını kaldırdı.
"Harry, ben sana kaba davrandığım için özür dilerim. Biliyorum normalde bunu yapmaya bile hakkım yok ama biliyorsun beni de, mizacım biraz sert ve bunu değiştiremiyorum. Senden beni yaptığım o on yıllık hata için değil de en azından seni kırdığım için affetmeni beklemek fazla mı nankörce olur?
-Yine de inanmadığını bilerek, seni seven eşin.
Not; bir not daha var kutunun içinde sanırım"
Harry bunun ne olduğunu gerçekten çok merak etmişti ayrıca Draco'nun böyle bir hamle yapacağını da düşünmediği için kendisinin pisliğine aldığı hediyeden utanmıştı ama olan olmuştu bir kere. Her neyse diye düşünerek açtı kutuyu yavaşça. Ardından ağzı sonuna kadar açılmıştı, Dumbledore'un Harry'i Dursley'lerin evine götürdüğü battaniyeydi bu. Annesinin ona aldığı son şeydi bu battaniye. Harry nefesinin kesildiğini hissetti ve gözleri doldu. Üstünde ki küçük notu da aldı eline.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Found Love || Drarry
Hayran KurguSavaşta Draco'nun Harry'e asa fırlatması ardından başlayan bir aşk Lucius Malfoy'un Azkaban'dan kaçmasıyla büyük bir mola vermek zorunda kalmıştı. Dört yıllık bir birliktelikten beş çocukları olmuştu, ikisi ikizdi ve biri Lupin'in oğluydu ama mutlul...