💢18.BÖLÜM💢

2.1K 151 61
                                    


JİSOO'dan

Sabah uyandığımda bugün de okulun olmadığını hatırladım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Daha sonra da bir şeyler giyip dışarıya çıkmaya karar verdim. Saat 12'ydi ve ben bugün geç kalkmıştım. Kahvaltı fassını geçerek dışarda simit yemek istiyordum. Giyindikten sonra aşağıya iniyordum ki gözüme fotoğraf makinem takıldı. Bu güzel bir fırsattı bugünümü fotoğraf çekerek geçirebilirdim. Ardından fotoğraf makinemi de alarak aşağıya indim.
(Giydikleri medyada)

Aşağıya indiğimde annem ve Alice'nin salonda oturduğunu gördüm. Sanırım dizi izliyorlardı. Daha sonra da dışarıya çıkmak için kapıya doğru ilerledim. Evden çıktıktan sonra sahile doğru ilerledim. Orada simit satan bir amca vardı. Biraz daha yürüdükten sonra sahile gelmiştim. Daha sonra simitimi almak için simitçi amcanın yanına doğru gitmeye başladım. Simitimi aldım ve sahil kenarındaki banka oturdum. Simitimi biraz yedikten sonra banka bıraktım ve elime fotoğraf makinemi aldım. Denizde biraz uzakta bir gemi görmüştüm. Çok güzel bir gemiydi. Denizin mavi rengiyle çok güzel görünüyordu. Onun fotoğrafını çekmeye karar vermiştim. Çektikten sonra simitimi yemeye devam ettim. Ardından aklıma bugün bilinmeyenle tanışacağım gelmişti. Nihayet kim olduğunu öğrenecektim. Saate baktığımda saatin 1 olduğunu gördüm. 2 de buluşucaktık. Ben de o süre zarfında fotoğraf çekmeye devam edicektim.

J-HOPE'den

İki gündür araştırma yapıyordum. Ama hala Lisa'yı kurtarmak için bir şey bulamamıştım. Eğer Lisa vampir olsaydı onu mine çiçeğinin etkisinden kurtarmak bu kadar zor olmazdı. Ama o bir melezdi. Bu yüzden hala onu kurtarmak için bir yol bulamamıştım. Daha sonra çalışma odamdaki raflara bir kez daha göz atmaya karar verdim. Belki işe yarar bir büyü kitabı bulurdum. Biraz daha rafları inceledikten sonra gözüm mavi kapaklı bir kitaba takıldı. Kitabın dışı masmaviydi ve çok göze batıyordu. Kitabı elime aldığımda dışındaki yazıyı okumaya başladım.

"Hybrid Commentarius" kitabın adı buydu ve ismi latinceydi. Latince biliyordum. Çevirdiğimde kitabın isminin "melez günlüğü" olduğunu fark ettim. Bunu okuyarak Lisa'yı kurtaracak bir şey bulabilirdim.
Kitabı açtığımda kitapta içindekiler bölümü olduğunu gördüm. Kitap eski zamandan kalan kitaplara göre oldukça gelişmiş bir kitaptı. Benim bulmam gereken başlık bir melezin mine çiçeğinden etkilenmesiydi. Bu çok değişik bir durumdu. Çünkü mine çiçeği sadece vampirlere etki ederdi. Ama bir vampir melez olduğunu bilmiyor ve mine çiçeğine elliyorsa ortaya böyle bir durum çıkabilirdi.
Kitabın başlıklarını takip etmeye başladım. Bir süre sonra "Sic affectus hybrid verbenasque"yazısını bulmuştum. Bu bir vampirin mine çiçeğinden etkilenmesi demekti. Sayfa numarasına baktığımda 121 olduğunu gördüm. Hemen o sayfayı açtım. Açtığımda bunlar yazıyordu.

Eğer bir vampir melez olduğunu bilmiyor ve mine çiçeğine elliyorsa o vampirin saf kan bir vampirin kanını içmesi gerekiyor. Aksi halde melez vampir belli bir süre sonra ölür. Melez olanların başına gelebilecek en zor durum budur. Çünkü saf kan vampir bulmak gerçekten çok zordur.

Kitabın devamında bir not vardı ama not kanla yazılmıştı. Bu ne demekti ki?

NOT: SAF KAN VAMPİR BULMAK İSTİYORSANIZ VAMPİRLERİN ANA YURDU OLAN TARNSİLVANYA'YA GİTMELİSİNİZ.

Ne demek istediğini anlamamıştım. Tarnsilvanya günümüzde hangi ülkenin sınırlarındaydı ki? Üstelik oraya gitsek bile saf kan bir vampir bulmak gerçekten kolay olmayacak.

Tarnsilvanya'nın hangi ülkenin sınırlarında olduğunu bulmak için biraz araştırma yapmaya karar vermiştim. Bu yüzden raflardaki kitaplarıma bir kez daha göz attım.
En son rafa baktığımda bir kitap gördüm. Kitabın üstünde dünya haritası vardı. Kitabı alıp yakından incelemeye başladım. Açtığımda tüm kıtalarda bulunan ülkelere bir göz gezdirmiştim. En son Romanya'yı görmüştüm. Romanya'nın tarihini okuduğumda ise şöyle yazıyordu.

'Diary Of a Vampire' #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin