"Bizi sık sık ziyarete gelmenden gerçekten mutluyuz Steve fakat zorlanıyorsan istediğinde Happy'i arayabilirsin."
Steve Pepper'i takip ederek ahşap iki katlı eve girerken gözleri küçük kızı arıyordu.
"Böyle iyi, teşekkür ederim.Yaşlı bir adam için ufak bir spor."
Pepper sözlerine kibarca gülümsedikten sonra durgunlaştı.
"Morgan'ın bu sabah keyfi pek yerinde değil.Konuşmayı denedim ama beni odasına almıyor.Belki seni dinler."
Steve kendisine çaresizce bakan kadının omzunu sıvazlayıp üst kat merdivenlerine yöneldi.Pepper'in olanlardan sonra ayakta durabilmek için çok çaba harcadığını biliyordu ve elinden geldiğince destek olmayı deniyordu.Aslında sadece kendisi de değildi.Harley ve Peter en az kendisi kadar küçük kızı ziyarete geliyordu.Clint ve ailesi de arada uğrayıp onları neşelendirmeye çalışıyordu.Morgan, Nathaniel ile oynamaya bayılıyordu.
Aşağı kattan kahve makinesinin sesi duyulurken Steve nefes nefese halde Morgan'ın odasının kapısı önünde biraz bekledi.Kendini toparladıktan sonra kapıya izin alırcasına iki kez vurdu ve hafifçe araladı.
Morgan sırtı kapıya dönük bir şekilde yatağında uzanıyordu.Bacaklarını kendisine çektiği için iyice ufacık görünüyordu.Steve onun uyumadığını tahmin ederek pencerenin önündeki sandalyeyi yatağın kenarına çekip oturdu ve buruşuk parmaklarını kahverengi, yumuşak saçlarda gezdirmeye başladı.
Bu temasla Morgan'ın sırtı ve omuzları düzenli hıçkırıklarla sarsılmaya başlarken Steve onu sakinleştirmek için ufak sesler çıkartıyordu.Beklemediği bir anda Morgan kalkıp kucağına atladığında sandalyeden düşmemek için biraz çaba sarf etmesi gerekti.Küçük beden kucağına tamamen yerleşip yüzünü boynuna gömünce dolan gözlerini tavana çevirdi.
"Benim minik tavşanımın nesi varmış bakalım?" Steve'in neşeli çıkan sesi istemsizce kırılmıştı fakat umursamadı.
Morgan başını kaldırıp kızarmış gözleriyle onun mavi gözlerinin içine baktı.
"Anlatırım ama anneme söylemek yok, söz mü Steve?"
Steve başını onaylar anlamda hemen salladı.
"Sabah Peter geldi.Uyuduğumu sanıyorlardı ama annemle konuştuklarını duydum,"
"Peter seni çok seviyor tatlım, seni bu kadar üzecek ne söylemiş olabilir?" Steve anlayışlı bir sesle sordu.
"Babamın laboratuvarındaki bazı şeyleri alacakmış.Babam olsaydı izin vermezdi.Babam bir daha eve dönmeyecek mi Steve?"
Morgan son cümlesini o kadar derin bir duyguyla sormuştu ki Steve'nin onu cevaplamadan önce derin bir nefes çekmesi gerekti.Küçük kızın belindeki kollarını sıkılaştırıp onu iyice sardıktan sonra saçlarına minik bir öpücük kondurdu.
"Doğruları mı istersin?"
Morgan hiddetle başını salladı.
"Evet, annem beni üzmemek için gerçekleri hep saklıyor."
"Büyükler bunu bazen yapar," tek elini Morgan'ın karnına kaydırıp biraz gıdıklayınca kız kıkırdadı.
"Fakat ben yaşlı bir adamım ve insanların gerçekleri bilmeye hakkı olduğunu anlayacak kadar çok yaşadım."
"Babam da bana hep gerçekleri anlatırdı."
"Bundan eminim.Sana gerçekleri anlatmamı isterdi muhtemelen.Ve gerçek şu ki, Tony bir daha yanımıza gelemeyecek balım,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stony One Shots
FanfictionSteve Rogers • Tony Stark Çoğunlukla AU stony #4 tonystark #33 steverogers #19