Hislerim kabardığı için yukarıya bir Scarlet Witch bırakıyorum...<3
Sharon'un fırlattığı diğer bir bavuldan ufak bir baş hareketiyle sıyrılıp bağırdı.
"Yeter Tanrı aşkına!"
Sharon onu umursamayıp döndü ve giriş kapısının hemen yanında duran eşya yığınından son bir parça daha fırlatıp malikanenin kapısını çarptı.
Kendi kendine söylenerek bir büyük bavuldan ve iki küçük çantadan oluşan eşyalarını eğilip toparladı ve bahçe yolunda yürümeye başladı.Beş yıl önce annesinin ani ölümünden sonra babası Sharon'a aşık olmuştu ve çabuk bir nikahtan sonra Sharon onlarla yaşamaya başlamıştı.Başlarda onu görmezden gelmek kolaydı, kahvaltılar ve akşam yemekleri hariç pek yüz yüze gelmiyorlardı.Ancak sonra onun kendisine özel bir nefret beslediğini anlaması zor olmadı.Babası öleli yalnızca iki hafta olmasına rağmen miras işlemlerini halledip onu sokağa atmasıyla bu düşüncesi doğrulanmıştı.
"Bay Stark!" Kendisine doğru koşan şoförleri Happy'i görünce durdu.Happy yanına ulaştığında yüzünde şaşkın bir ifade vardı.
"Nereye gidiyorsunuz?" Başını uzatıp çocuğun arkasındaki bavula bir bakış attı.
"Sharon evden attı." Sesini olabildiğince sakin tutmaya çalışıyordu yoksa çimenlere uzanıp hıçkırarak ağlamaya başlayabilirdi.
"A-ama neden? Yani, bu ev sizin de evi-"
"Babam ve o evlendiğinden beri benim değildi Happy," Ciğerlerine çektiği oksijen yetmiyor gibiydi, derince bir nefes aldı.
"Her neyse, her şey için teşekkür ederim.Kendine iyi bak." Kendisinden beklenmeyecek bir şekilde elindeki bavulu ve çantaları yere bırakıp sıkı sıkı sarıldı ona.Happy de aynı şekilde karşılık verdikten sonra çekildi, gözleri dolmuştu.
"Sizi bu şekilde bırakamam Bay Stark.Nereye gideceksiniz, sizi bırakayım?"
Teklifini bir an değerlendirdi.Bir araba hiç fena olmazdı aslında ancak nereye gideceğini bilmiyordu.Happy'e eliyle bir saniye istediğini işaret edip cebindeki telefonu çıkardı.O sırada Happy de kararını beklemeden eşyaları alıp bahçe yolundan garaja doğru yürüdü.
Clint'i mi yoksa Wanda'yı mı araması gerektiğini biraz düşündükten sonra Clint'in isminin üzerine bastı.Clint'in ailesi genelde çok çalıştıkları için evde olmazdı ve eğer şimdilik bir yere ihtiyacı varsa onu araması daha mantıklı olacaktı.
"Hey, bu saatte uyanmana şaşırdım doğrusu, iyi misin?" Clint'in sesiyle karşılaşınca ağlamamak için dişlerini dudaklarına geçirdi.
"Tones, orada mısın?" Onu endişelendirmemek için onaylayıcı ufak bir ses çıkardı.Wanda ve Clint babasının ölümünden beri onu pek yalnız bırakmamışlardı.Bir hafta boyunca bütün gün odasında oturup onların kendi aralarında farklı farklı konulardan bahsetmelerini veya tartışmalarını dinlemişti.Sonrasında ise onları gelmelerine gerek olmadığı konusunda ikna etmeyi bir şekilde başarmış ve az da olsa günlük rutinine dönmeyi denemişti.
"Sorun ne? Gelmemi ister misin?" Derin bir nefes alıp biraz kendisine geldi ve cevapladı.
"Hayır, hayır gerek yok.Aslında ben sana gelmeyi düşünüyordum." Elinin birini beline yerleştirip çimenlere basa basa ilerledi.Başını bir ağaca yaslarken kendini bitkin hissediyordu.
"Öyleyse seni bekliyoruz.Wanda da burada," kızın arkadan gelen sesi pek duyulmazken Clint ekledi. "Çabuk gelmeni söylüyor."
Happy ona tanıdığı süreden sonra garaj kapısında göründüğünde Tony veda edip telefonu kapattı ve gözlerini ovuşturarak arabaya ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stony One Shots
FanfictionSteve Rogers • Tony Stark Çoğunlukla AU stony #4 tonystark #33 steverogers #19