Shot 22/ Birth Stories

1.6K 91 60
                                    

2029 Kışı

Harley, saat dört gibi matematik kulübündeki işlerini halledip evlerine dönebildiğinde, soğuk havadan dolayı kızarmış ve buz gibi olmuş burnunu avuçlarının arasına almış ısıtmaya çalışıyordu.Jarvis onun için kapıyı açtığında hızlıca sırt çantasını girişte bir yerlere bırakıp montundan da kurtuldu ve sıcak bir içecek bulma umuduyla mutfağa yöneldi fakat yolunun üzerinde gördüğü manzarayla durdu.

Babası, iki küçük kardeşiyle kanepelerinde uzanmış favori animasyon filmlerini izliyor ve bir yandan da Peter ve Morgan'ın saçlarını okşuyordu.Aklına gelen fikirle olabildiğince sessiz bir şekilde arkalarından yaklaştı ve filme konsantre olmuş üç kişinin de yüreklerini ağzına getirecek şekilde bağırarak kanepenin sırt kısmından ayakuçlarına atladı.

Pete ve Morgan'dan tiz çığlıklar yükselirken Tony de hızla doğrulmuş tehlikenin ne olduğunu arıyordu.Sonunda sonuna kadar açılmış kahverengi gözleri büyük oğlunu bulduğunda kaşlarını çatıp başını onaylamazca iki yana salladı.

"Harley Rogers-Stark! Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Ne? Bensiz keyif yapıp sonra da bunu öylece kabullenmemi bekleyemezsiniz." dedi Harley, yine de sesinde en ufak bir kıskançlık emaresi yoktu, aksine durumdan eğlendiği açıktı.

"Geldiği zaman seni Steve babama söyleyeceğim, görürsün sen!" diye çıkıştı on yaşındaki Peter.Hassas bir çocuk olduğundan Tony'ninkilere benzeyen gözleri çoktan yaşlarla dolmuştu.

Minik Morgan ise hala akıp gitmekte olan filme odaklanmakla ağabeyine kızmak arasında gidip geliyordu.Sonunda Peter'i ve kendisini tekrar kollarının arasına çeken babasına hemencecik uyup filmi izlemeye geri döndü.

Tony kolları arasındaki iki ufaklığın sakinleştiğine emin olduğunda çocukların altında kalan kollarını elinden geldiğince açarak Harley'i de bacaklarının arasına çağırdı.Minik kızgınlığı eriyip gideli çok oluyordu.Büyük oğlunun Steve'ninkileri andıran sarı parlak saçları ve birçok güzel duyguyu içinde barındıran mavi gözleri karşısında genelde çaresiz kalırdı ve Harley okulda başını belaya soktuğunda veya onlara haber vermeden dışarı çıktığında onu haşlama görevi genelde Steve'ye kalırdı.

Harley, babasının açtığı kollarının arasına tüm ergenlik gururunu yenerek büyük bir hevesle atıldı ve Tony üçünün ağırlığını aynı anda üstlendiği için nefes almaya çalışırken bir yandan da yüzünde halinden memnun bir gülümseme belirmesine engel olamadı.Çocukları olduğundan beri hayatı çok değişmişti; çalışmalarına, makinelerine ve eğlenceye daha az vakit ayırır ve çocuklarıyla daha çok vakit geçirir olmuştu ki bundan kesinlikle şikayetçi değildi.Her birini ayrı ayrı çok seviyor ve onlarlayken başka bir şeyle ilgilenirken zevk alacağından çok daha fazla zevk alıyordu.Yine de favorisi, üçünü de kollarının arasına alabildiği anlardı.Hatta mümkünse Steve de bu kareye girer, çocuklar ikisine birden yapışırdı.Tony tüm dünyayı avuçları arasında tutuyor gibi hissederdi.

Şu anda da tek eksikleri evdeki diğer sarışındı.Tony çocuklarının saçlarını okşayıp gözlerini filme dikmişken zihninin hatrı sayılır bir kısmı bir süre önce görevden dönmesi gereken eşindeydi.Daha o sabah konuştuklarında Steve; çok sürmeden eve gelebileceğini, Nat ve Bucky'nin geri kalan işlerle ilgileneceklerini söylemiş ve kapatmadan da dördünü görmek için sabırsızlandığını, onları çok fazla özlediğini dile getirmişti.Tabii o andan itibaren beklemek Tony için işkenceden farksız hale gelmişti.

"Baba?"

"Efendim tatlım?" dedi Tony, kardeşlerinin dikkatini dağıtmamak için ona doğru fısıldayan Harley'e doğru hafifçe eğilmeye çalışarak.

Stony One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin