Tony, restorandan ayrılan son müşteriyle birlikte yanan lambalardan birkaçını söndürdü.Bu restoran, on sekiz yaşındayken anne ve babasını bir trafik kazasında kaybettikten sonra tek başına ayakta tutmaya çalıştığı, Minnesota'daki lokal aile işletmeleriydi.
Onu en çok üzen nokta zor günlerinde ne kardeşinin ne de arkadaşlarının ona yeterince destek olmamasıydı.Tony'nin hayatını yeniden düzene sokana dek epey çabalaması gerekmişti.
Eve dönmeden önce her akşamın rutinleşmiş birkaç işini halletmek üzere kasaya ilerlemişti ki restoranın henüz kilitlemedikleri ön kapısı gürültüyle açıldı.Tony; sert bakışlı, siyah bir paltoya bürünmüş siyahi adamı gördüğünde şaşırarak o tarafa ilerledi.
"Affedersiniz, şu anda kapalıyız," Bakışlarını adamdan çekerek kapıya baktı. 'Kapalı' yazısını çevirmeyi unutmuştu.Dudaklarını bükerek kendisini inceleyen adama odaklandı yeniden.
"Ne yazık ki size hizmet veremeyeceğiz, yarın gelirseni—"
Adamın büyük bir özgüvenle onu dinlemeden yanından geçip kendisine bir sandalye çekmesini ve oturmasını izlerken sesinin şiddeti gittikçe düştü.Kaşlarını çatarak adamın karşısına geçti ve şansını tekrar denedi.
"Beyefendi—"
"Tony Stark, değil mi?" dedi adam ona aldırmadan, yüzünde hoşnut bir gülümsemeyle.
"Evet benim fakat siz beni anlamamakta ısrarcısınız..." Tony o an için adamın ismini bilmesine fazla takılmadan devam etti.Zaten bulundukları kasabada hemen herkes onu tanır ve sevgiyle yaklaşırdı.
"İsmim Nick Fury.Kardeşiniz Percy Stark'ın ya da sahne adıyla Percy'nin birlikte çalıştığı EMI müzik yönetim şirketinin üst düzey yöneticisiyim."
Tony, kardeşinin adını duymasıyla birlikte Nick Fury'nin karşısındaki sandalyeye oturdu.Aklının karıştığı yüzündeki ifadeden belli oluyordu.
"Benden ne istiyorsunuz, Bay Fury?"
"Percy, yaklaşık iki haftadır ortada yok.Nerede olduğunu kimse bilmiyor, fakat bir hafta sonra J.E.A.L.O.U.S. albümü turnesinin Amerika ayağına başlamak zorundayız.Gecikmelere fanların nasıl tepkiler verdiğine inanamazsınız..."
"Hala beni ilgilendiren noktayı anlayamadım.Kardeşimle ailemizin cenaze töreninden beri görüşmedik.Nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yok." dedi Tony sabırsız bir sesle.Bir yandan stresle bacağını sallıyor ve içinde bulunduğu garip durumu bir an önce sonlandırmak istiyordu.
Kardeşi onun için her zaman hassas bir konu olmuştu.Kendisi burada kalıp aile işletmelerini ayakta tutmayı seçerken kardeşi küçük şeylerle yetinemeyeceğini söylemiş, evi terk ederek Los Angeles'e kaçmıştı.
Hiçbir hareketini kaçırmayan adamın soğuk bakışlarına karşılık verdiğinde onun hala restoranını terk etmek için herhangi bir girişimde bulunmadığını fark etti ve, "Cevabımı verdiğimi düşünüyorum." Dedi bastırarak.
"Fakat ben buraya size soru sormaya değil bir teklifte bulunmaya geldim." Nick Fury'nin yüzünde kendinden emin bir ifade oluşmuştu, bu da Tony'i tedirgin etti.
"Ne teklifinden bahsediyorsunuz, anlamadım."
"Percy sizin tek yumurta ikiziniz."
Tony hızla işleyen zihninin vardığı sonuçlardan memnun olmayarak kaşlarını çattı.
"Aklımdan geçen teklifi yapmaya gelmiş olamazsınız, değil mi?"
"Tam olarak aklınızdan geçen teklifi yapmak üzere Los Angeles'den Minnesota'ya bin iki yüz kilometre yol geldim, Bay Stark."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stony One Shots
FanfictionSteve Rogers • Tony Stark Çoğunlukla AU stony #4 tonystark #33 steverogers #19