Tony kendisini bildi bileli babası; Steve Rogers'in, daha bilindik adıyla Kaptan Amerika'nın okyanustaki yerinin saptanmasına dair araştırmalara kafayı takmıştı.Küçük bir çocukken bile yaptığı çizim ve icatların görmezden gelinmesinin, kazandığı yarışmaların takdir edilmemesinin ve başının bir kez bile şefkatle okşanmamasının sebebi Steve Rogers'tı.Çocukluğunun katili Steve Rogers'tı.
Tony, yaşı çok daha küçükken babasını suçlardı.Kendisininkilere benzeyen parlak kahverengi gözlerin bir kez olsun kendisini görmesini istiyordu fakat babasının umurunda bile değildi.
Yıllar geçtikçe Tony zekasını daha ve daha işlevsel kullanabilmeye ve yaşıtlarının çok ilerisinde düşünebilmeye başlamıştı ve on beş yaşında neredeyse babası kadar iyi fikirler üretebiliyordu.Babası onu yine de görmedi.Son raporlara bakarken mutfak masasında uyuyakaldığı için veya laboratuvarında olduğu için...
On altı yaşına girdiği ilk gün, Tony bir karar verdi.Madem babası Steve Rogers denen lanet adamı bulmadan rahatlamayacaktı, öyleyse o adam bulunacaktı.O güne dek bakmaktan bile kaçındığı, öfke beslediği araştırmaları aşırdı ve böylece Tony Stark, Steve Rogers'i kurtarma çalışmalarına başladı.
Tony, Kaptan Amerika'nın boydan bir resminin iliştirildiği dosyayı eline ilk aldığında kaşlarını çatmış ve fotoğrafı eline alıp yakından incelemişti.O kararlı bakışlar, sert çene hattı ve askeri üniformanın içinde güç saçan vücut korku değil güven aşılıyordu.Tony çaresiz bir nefes verdi.Bu adamın okyanusa terk edilmesi mümkün değildi.
İki yıl süren çalışmalar Tony'e yalnızca kağıtların oraya buraya saçıldığı dağınık bir oda ve kaybedilmeye yaklaşılan bir akıl sağlığı vermişti fakat Tony her zamanki gibi çok inatçıydı.Bir sabah çalışma masasının üstüne oturmuş elmasından ısırıklar alırken bir yandan da yeni gelen verileri inceliyordu.Bir saniye sonrasındaysa birkaç ısırık alınmış elma halının üzerinde iki yana sallanıyordu ve Tony koşarak merdivenlerden iniyordu.
O andan sonra Tony hayatının mavi gözlü bir adam tarafından uzun süreli bir işgale uğrayacağının farkında değildi.
***********
"Evimizi zaten biliyorsun Steve, çekinmene hiç gerek yok."
Uzun bir uykudan uyanmış adamın tereddütlü adımlarına yönelik konuştu Howard.
"Biliyorum, biliyorum ama- aynı görünmüyor."
"Eh, senden sonra birkaç kez dekorasyonu yenilemek gerekti." Kendisini bir şakalaşmaya çekmeye çalıştığı bariz olan adama baktı ve gülümsedi Steve.O sırada yanlarına gelen Maria Stark iri adama bir kucaklama verip nazikçe gülümsedi. 'Biraz yaşlanmış' Steve'nin ilk düşüncesiydi.Maria'nın kaz ayaklarına ev sahipliği yapan mavi gözleri ve yer yer kırlaşmaya başlamış sarı saçları ona ne kadar süredir ortalarda olmadığı gerçeğini hatırlatıyordu.
"Anthony nerede Maria?"
"Odasındaydı, birazdan yemek için inecektir." Maria'nın ses tonu ve mimikleri şefkat ve sevgi doluydu.Steve aklına gelen tek düşünceyle afalladı.Yoksa..?
O sırada ahşap merdivenlerin başında görünen minik bedenle düşünceleri yarıda kesilen Steve dudaklarının aralanmasına engel olamadı.Karşısında en fazla on beş- on altı yaşlarında olabilecek güzel bir çocuk duruyordu.Dağınık kahverengi saçları, şekilli burnu ve kendinden emin bakışları aklında hiçbir soru işaretine yer bırakmadı.Az önce Maria'nın kırışıklıkları hakkında hissettikleri şimdi hiçbir şey gibi kalmıştı.Tanrı aşkına, yokluğunda bir insan dünyaya gelmiş ve büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stony One Shots
FanficSteve Rogers • Tony Stark Çoğunlukla AU stony #4 tonystark #33 steverogers #19