bölüm dört

14.6K 945 168
                                    

Atabey'in sırıtkan suratına katlanmak zorunda olduğu, ölüm gibi geçen yarım saatlik tatsız bir toplantının ardından misafirlerini yollayan Bade, fırtına gibi bir hareketle abisinin ofisine daldı.

Tüm dikkati bilgisayarında olan Barbaros, kız kardeşinin bir hışımla odaya daldığını görünce şaşkınlıkla kaşlarını havalandırdı. Bade'nin kapıyı çalmadan odaya dalmışlığı görülmüş şey değildi. Kardeşinin burnundan soluyan haline bakıp kaşlarını çattı ve, "Kapı çalma diye bir adetten haberin var mı?" diye hafif bir alayla sordu.

Bade abisinin alaylı yorumunu dikkate almayıp, "Bana Zorluların başına Atabey'in geçtiğini neden söylemedin?" diye lafa girdi, "Ve neden haberim yokken onlarla ortaklık yenilemek zorunda kaldım? Avukat ona yetkiyi senin verdiğini söyledi, abi, bana sormadan böyle bir şeyi nasıl yaparsın?"

Bade'nin serzenişlerine karşı Barbaros ciddileşti, ve alaylı abi tavrını bir kenara atıp iş adamı moduna geri döndü. "Şirketi satmaya karar vermişim gibi davranma Bade, ayrıca bu ne demek oluyor? Zorlular ile senelerdir ortağız zaten, üstelik en yararlı ortaklarımız onlarken, arada bir anlaşmazlık yokken ortaklık süresini neden uzatmayacaktım? Bu bizim yararımıza, bunu sen de biliyorsun."

Barbaros haklıydı. Zorlular iş dünyasının altın yumurtlayan tavuğuydu. Aslanlarda en az onlar kadar güçlü bir kurum oldukları için, iş dünyasının iki güçlü şirketinin birleşmesi, düşmanları için caydırıcı bir birliktelikti. Senelerdir Zorlular ile birliktelerdi, ve bu ortaklık boyunca hiçbir sıkıntı çıkmamıştı.. ta ki, Atabey Zorlu geri dönene kadar.

Bade küçük bir kız çocuğu gibi ayaklarını yere vurup inlememek için kendini zor tuttu. Abisine bu birlikteliği Atabey'den dolayı istemediğini, çünkü bunun adamla sürekli dip dibe olmak zorunda kalacağı anlamına geldiğini söyleyemezdi, açıklayamazdı. Barbaros'un Atabey ile arasında olup biten hakkında hiçbir fikri yoktu, seneler önce Bade acıdan ölüp biterken, Barbaros defalarca kere öfkeyle, "Kim o?" diye sorsa da Bade bir defa bile onun adını vermemişti. Bir defa bile Atabey dememişti. Çünkü eğer adamın adını verirse, Atabey her şeyi öğrenirdi. Ve bu Bade için büyük bir yıkım olurdu. Yıllar önce o kötü olaylar yaşanırken, herkes Bade'nin üzerine gelirken Atabey onu gecelerce rüyasına giren pis bir bakış ve iğrenç sözlerle suçlamış, sonra da kadının dünyasını başına yıkıp, arkasına bakmadan çekip gitmişti. Onu sevdiğini iddia eden ama ona inanmayan, güvenmeyen bir adama Bade'nin açıklayacağı ne olabilirdi ki?

Fazla tepki gösterdiğini anlayınca, derin bir nefes alıp verdi ve sakince gülümsedi.

Fazla tepki gösterdiğini anlayınca, derin bir nefes alıp verdi ve sakince gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Haklısın. Fazla tepki verdim, özür dilerim. Sadece.. Atabey Zorlu'nun ünü ortada, eğer kendi şirketini mahvederse, bizimkini de yanında sürüklesin istemiyorum."

YAKALA BENİ (devam edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin