ZORAKİ EVLİLİK -3-

29 4 5
                                    

 NOT: Emine Bulut.... 

  Anlamsız gözlerle kapıdaki heykele bakan Hebele Hübele mevzuyu tam anlayamadan kapıdaki heykel tarafından kolundan tutulup arabaya atılmak suretiyle en yakın nikah dairesine götürülür. Şans bu ya normal şartlarda yıldırım olanı bile 2 günden önce pek mümkün olmayan nikah işlemleri Falan Filan'ın etkisiyle 1-2 saate hallolur. Tabi bu işlemler sırasında beyni tam olarak gerçekleri idrak edememiş olan Hebele ancak nikah kıyıldıktan sonra olaya uyanır.

  Neden itiraz etmediğini o da yazar da okuyucu da bilmez. Zorla evlendirilmiş olan çileli gelin Hebele Falan'ların malikanesine getirilir. Falan koluna taktığı karısıyla kapıyı çalar. Kapıyı evin emektar '.... Sultanı' açar.

 ''Aman oğlum nerede kaldın? Tüm televizyonlarda sen varsın, telefon üstüne telefon, ay baban yetişemiyor resmen arayanlara. ..'' Neden sonra kapıda kabak gibi Falan'ın yanında duran kızı fark eder. Hebele o kadar silik bir tiptir ki varlığı insanlar tarafından anca bir süre geçtikten sonra o da kazara anlaşılır.

  Falan yüzünde ''Ulan benden yakışıklısı mezarda!'' gülüşüyle kadına bakıp, ''Meraklanma sen sultanım bak sana gelin getirdim.'' diyerek Hebele'yi, makine  halısını el dokuması diye  yutturmak için halıyı büyük hareketlerle müşteriye sunan halıcı gibi döndürerek emektar teyzemizin önüne atar.

  Teyze sanki gelini kendi oğluna almış gibi sevinir, ''Ah kuzum çok sevindim maşallah kızımız pek güzel, e sana da öylesi yakışırdı.'' der sanki adam şimdiye kadar hep çirkin kadınlarla birlikteymişçesine. Ancak kazın ayağı öyle değildir. Falan hep çok güzel kadınlarla birlikte olmuştur ve bu konuda tek rakibi Metin Hara'dır.

  İçeri sevgi seremonileriyle geçen genç çift, karun amca ve kokoş teyzenin televizyon karşısında bir habere bakarken bulurlar. Haberde genç iş adamı nişanlandığı akşam başka bir kadınla bir bar çıkışında yakalanmıştır ve evet bu genç iş adamı bizzat Falan'dır. Bu da yetmezmiş gibi, dün gece bizzat Falan ile görüntülenen eski Türkiye 5. güzeli olan manken röportaj vermekte ve Falan'ın bilinmeyenlerini anlatmaktadır. Falan'ın ne kadar çapkın ne kadar büyüleyici, ne kadar tutkulu bir aşık olduğunu iyice, altını çize çize anlatır. Grinin elli tonunu anlatan tek gecelik sevgiliyi kırmızının elli tonunu yaşayan gelin utançla dinler. 

 Nihayet o büyülü günah gecesini anlatmayı bitiren manken, Falan'ın kendisine böyle aşıkken nasıl olup nişanlandığını anlayamadığını söyler ayrıca kendisine telefon numarasını bırakmamış olsa da ajansını arayıp, kendi numarasını almasını rica eder bunun için ajansını da belirtir. Tüm bu anlamsızlığın içinde nihayet oğlu ve gelinini fark eden karun amca ve kokoş teyze ayaklanırlar. ''Oğlum, bu kadın ne diyor, sen dün onunla mıydın? Yalan değil mi? Daha dün nişanlanmışken, hayır hayır, benim oğlum bunu yapmamıştır... Hay...'' diyemeden yığılır kalır. Belki de hayatında ilk kez pişman olan Falan hemen bayılan babasını tutar,''Arabayı hazırlayın!'' diye bağırır.

  Hemen hastaneye kaldırılan karun amca kalp krizi geçirmiştir. Normal şartlarda hemen müdahale edilmediği takdirde ölüme yol açan bir kriz olsa da, zengin ve Wattpad kahramanları için bu gerçek yıkılır. Şehrin dışında, ormanın içinde, kocaman bir hazine arazisinde yaşayan aile hastaneye hemen varırlar. Doktorlar seferber olur ve hemen karun amcayı yoğun bakıma alırlar.

  Dışarıda ne yapacağını bilemeyen Falan ise pişmandır, ''Neden arka kapıdan çıkmadım, neden?'' diye sorar kendisine. Arka kapıdan çıksa, gazetecilere yakalanmasa bütün bunlar yaşanmayacak, Falan evlenmeyecek babası ise kalp krizi geçirmeyecektir. Falan pişmanlıktan kavrulurken, nişandan kaçarken evlenen Hebele Falan'ın yanına yaklaşır, koluna dokunur. İçi bir hoş olur. Köy yanarken taranan deli gibi içeride ölüm kalım savaşı veren bir adam varken nefret ettiği, zorla evlendiği adamın değil gömleğinin kabanının üstünden bile belli olan kaslarından etkilenmesine içten içe kızar. Ama kendisine kızan sadece Hebele değildir, Falan'da Hebele'ye kızar. Hışımla dayandığı duvardan ayrılır, zavallı Hebele'nin kolunu tutar, canı yanan Hebele ne olduğunu anlamaz. Çünkü o daha aşkın vurucu (!) kısmını görmemiş, bir erkeğin haşin(!) ve erkeksi (!) tavrına maruz kalmamıştır. Falan Hebele'nin burnunun dibine girer, ''Hepsi senin yüzünden gerizekalı'' der ve olağanca hızıyla Hebele'yi iter. İter çünkü içten içe olayda Hebele'nin bir suçu olmadığını ve o cümleye devam edeceği tek bir kelime dahi bulamayacağını bilir. Ama bu karşısındaki kadını hastane koridorunda yerlere fırlatamayacağı manasına gelmez.

Ağlama DuvarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin