Üzerindeki tişörtün ne ara kim tarafından kendisine giydirildiğini anlamasa bile kokusundan bu tişörtün henüz adını bile bilmediği, az önce ilk öpücüğünü alan, ondan önce de kendisini kaçıran aşırı yakışıklı, mükemmelliğin vücut yapmış hali adama ait olduğunu anlar Hebele.
Kalçasını zor kapatsa da üzerine 8 beden büyük olan tişörtü çekiştirerek uzatamayacağını nihayet anlayan Hebele çaresiz yarı çıplak aşağı iner. O sırada yatağın yanında duran kot pantolonunu göremeyecek kadar şanssızdır genç kız. Kendisini bu duruma düşüren ancak bir açıklama bile yapmayan zorba adama giderek daha çok sinir olur.
''Bana bak pis zor...'' karşısında kendisine öfkeyle bakan bir adet 'zorba' ve zorbanın bir alt sürümü genç adamı görünce merdivenin ortasında kalakalır. Fıdıdı ise gülmekle yengesinin açık bacaklarına bakmak arasında sıkışır ancak çok sağ olsun biricik 'kardeşi' ''Lan ben senin o göz kürelerini s.....m.'' deyince kafasını eğerek ömrünü 50 yıl daha uzatır. Ancak Falan çok sinirlenmiştir bu duruma, onun olana, ona ait olana kimse bakamaz, dokunamaz, hatta hayal dahi edemez. Anayasa'nın ilk üç maddesi neyse Falan için 'sahip' oldukları odur.
''Yukarı çık!!!!'' diye kükreyince, Hebele, Fıdıdı hatta Rus hizmetçi aynı anda yukarı çıkmaya başlarlar, ''Siz değil ulan! Hebele sen çık yukarı. Siz aşağı inin!!'' diye aynı tonda bağırmaya devam eder zira karşısında 'duyma engelliler' vardır. Hebele hemen yukarı çıkar, Fıdıdı ve Rus hizmetçi aşağı iner. Falan Rus hizmetçiye, ''Az sonra burada kardeş katili olacağım sen her ihtimale karşılık mutfakta hazır bekle ortalık batarsa temizlersin, polis gelirse de Rus aksanıyla ''Ben Türkçe bilmiyor, ben hiçbir şey görmedi'' diyeceksin'' bakışı atar. Hizmetçi hemen kendisine denildiği gibi mutfağa gider.
''Abi ben bir şey görmedim, hem o benim yengem yengem!'' der Fıdıdı. Falan ise çok sinirlidir, kardeşi bile olsa nasıl olur da bu adam, o si...k gözleriyle onun bebişinin, beyaz, uzun ve pürüzsüz bacaklarına bakabilir? Ne cüretle?
Soğukkanlı bir katilin kurbanına yaklaşmasını andıran yavaş adımlarla arkadaşının yanına gider, bir eliyle omzunu çökertir, kaslarında var olan tüm kuvveti arkadaşının omzunda birleştirir, yavaşça kulağına yaklaşır, ''Bir daha gözlerin benim olana değerse, seni de gözlerini de si...m'' sonra hışımla yukarı çıkar.
Odanın kapısı kontrolsüzce açıldığı gibi duvara çarpıp, kapanır. Hebele mevzuyu bile tam anlamadığından, karşısında kendisini parçalamak için yemin etmiş gibi duran adamın neden bu kadar sinirli olduğunu çözemez. Yine de oluşan sessizliği sonlandırmak için, ''Ben...'' diye başlayacakken, ceylanı su içerken yakalamış aslan gibi, yatakta büzülmüş oturan Hebele'nin üzerine atlar. Genç kız korkuyla geri çekilse de bu ani saldırı karşısında hiçbir şey yapamaz.
''Sen, sen Hebele benim olanları başkalarına gösterdin.'' derken bacaklarını okşar genç kızın. Bu hoyrat okşamalar bacaklarını acıtsa da sesini çıkaramaz. ''Bak Hebele, sana söyledim ben sabırlı bir adam değilim. Bana alışmaya, kurallarıma uymaya bak ki canın yanmasın. Aksi halde..'' derken küçük bir es verip kızın korkudan dolmuş gözlerine, dişlediği için parçalanmış ve kızarmış dudaklarına ve ardından nafile bir çabayla kendisini korumak için aralarında yumruk yaptığı ellerine bakar, dudağının ucunda eğreti bir gülüş oluşur Falan'ın. ''Aksi halde küçüğüm canın yanar. Hiç istemesem de canını yakarım.'' Kıza iyice yaklaşır ve giderek boğuklaşan bir sesle, ''İnan seni cezalandırmayı bende istemem. İlk kural, sen benimsin. İkinci kural benim olanları hiç kimseye gösteremezsin, üçüncü kural beni sorgulayamazsın ve son kural küçüğüm, ben ne dersem o.''Kızın üzerinden hızla kalkıp odadan geldiği hızla çıkar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağlama Duvarı
HumorFalan Feşmekan ve Hebele Hübele'nin içinde hiçbir şey bulamayacağınız aşk hikayesi... Burası amatör, bu konuda eğitim almamış ama yazma isteği duyan insanlarla okuyucuları buluşturan bir yer, farkındayım ama neden daha iyisi olmasın? Neden daha iyi...