Hıdıdı ne yapacağını bilemez bir şekilde arkadaşını koltuğa oturtur, hemen mutfaktan bir bardak su getirir. Hebele ise bu sırada televizyondaki kocasını ve hastanede gördüğü Kızıl'ı izler. Birbirlerine bakışlarını, gülümsemelerini. İçi acır. Nefesi kesilir. Hıdıdı'nın getirdiği suyu içer ve nihayet konuşmaya başlar. ''Gideceğim Hıdıdı, beni ve aşkımı zerre hak etmeyen bu adamı arkamda bırakıp yurt dışına çıkacağım.'' Daha düne kadar kalacak bir yeri olmayan Hebele'nin hangi parayla yurt dışına çıkacağı belli olmasa da Hıdıdı iyi bir arkadaş olarak onu sonuna kadar destekler.
Öte yandan Falan kendini istemediği bir evliliğin arifesinde bulur, o gün Hebele'ye çok kızmış ve Kızıl'a gitmiştir. Sarhoşluğun ve aldatılmanın verdiği acıyla Kızıl'la birlikte olmuş akabinde de pişmanlıktan ölmüştür. Hebele'ye haksızlık ettiğini düşünen yanı, ''Her şey yalanmış'' diyen yanından daha sessiz kaldığından kibirli ve soğuk tavrını takınarak hayatına devam eder. Zaten evli olsa da tüm memleketi parmaklarında oynatabildiklerinden, karısının haberi ve izni olmadan onu boşamıştır. Kızıl 'hamileyim' diye geldiğinde şaşırmışsa da çocuğunu ortada bırakmak istemediğinden ona evlenme teklifi etmiştir. Tabi Kızıl ise çocuğunun babasının evlenme teklifini kabul etmiştir.
Karun bey her ne kadar o gün duydukları yüzünden delirse de 7/24 evde olan kızın kimden ve ne zaman hamile kaldığını düşünüp durur, vicdan azabı çeker. Kokoş hanım ise oldukça memnundur yeni gelininden. Kızıl ise sürekli Falan'a sırnaşsa da Falan karısıyla evliyken göstermediği sadakati onu, ondan habersiz boşadığı zamana saklamış gibi Kızıl'a yaklaşmaz. Daha doğrusu yaklaşamaz, gözlerinin önüne ölüp bittiği gözler gelir. O hastanede ona yaptıkları boynuna dolanır, ruhuna batar. Bir kadına hele de sevdiği kadına bunun yapmış olamanın azabını çeker ama yinede onun hamile olması kabul edeceği bir şey değildir.
O kadın onunsa başka bir erkeğin gölgesini bile üzerinde görmeye dayanamaz. Kabul etmez. Her ne kadar onu boşamış olsa da Hebele hayatı boyunca onundur, kendisi Kızıl ile evlenecek olsa bile Hebele aklından evlenmeyi bile geçiremez. Falan buna asla müsaade etmez. Falan odasında bu düşünceler dalmışken arkadaşı Fıdıdı gelir, ''Bro, üzülme artık, kadın seni aldatmış, başkasından çocuk peydahlamış, sen burada içerken belkide o çocuğunun babasının koyunundadır.'' der Falan'ın elindeki viski bardağını göstererek. Falan bardakta kalan son yudumu da içip, ayağa hışımla kalkar, ergenliğinden yadigar bir sinirle bardağı rastgele fırlatır. Arkadaşının yakalarından tutup kendine çeker, ''O benim karım ulan, benim. Hiç bir piçin koynuna giremez. Önceden girmişse de şu saatten sonra olmaz. Onun gireceği tek yatak benim yatağım olur. Duydun mu? '' der.
Fıdıdı ise normalde sakin biri olsa da arkadaşının kendisini aldatan kadın için böyle davranmasına içerler, ''Ulan nereden biliyorsun nerede olduğunu? Kadın senin yatağından çıkıp başka bir adama gitmiş, sen fark etmemişsin.''
''Biliyorum ulan, takip ettirdim, Hıdıdı'nın evinde ayrıca buradayken de evden dışarı çıkmadı.''
''E nasıl o zaman siz evlendiğinizde mi hamileydi?''
''Bilmiyorum ulan, ama benimle evliyken babam ve ben dışında erkek görmedi.'' der sona doğru kısık çıkan sesiyle. Fıdıdı ise kuşkulanır, ''Bebek kaç aylıkmış?'' der ve Falan'ı sinirlendirir, ''Ne bileyim lan be?'' der.
Fıdıdı arkadaşını umursamaz, aklına gelen fikirle sırıtır, ''Hebele gittikten sonra bu odaya biri girdi mi?'' diye sorar. Falan olumsuz anlamda kafasını sallar. Asla odaya birinin girmesine müsaade etmiyordur çünkü. İçeride örümcek ağları oluşmuş, her yer tozla kaplanmış olsa da bunu umursamadan karısıyla sarmaş dolaş yattığı yatağa yatıp her gece ''Bunu bize nasıl yapar?'' diye düşüp uyuyor ve her sabah yanında onun yokluğunun boşluğunu hissederek uyanıyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağlama Duvarı
MizahFalan Feşmekan ve Hebele Hübele'nin içinde hiçbir şey bulamayacağınız aşk hikayesi... Burası amatör, bu konuda eğitim almamış ama yazma isteği duyan insanlarla okuyucuları buluşturan bir yer, farkındayım ama neden daha iyisi olmasın? Neden daha iyi...