2

5.4K 720 316
                                    

Merhaba.

Okunmaları görüyorum ancak takdir edersiniz ki siz yorum yapmadıkça, oy vermedikçe ben beğenip beğenmediğinizi anlayamıyorum.

Fikrinizi buraya belirterek merakımı giderirseniz hoş olur.

Keyifli okumalar.

15 Ağustos 00.34, 24 GÜNDÜR KAYIP

Orta yaşlı adam fötr avcı şapkasını çıkarıp kucağına koydu, çehresinde gezinen koyu irisler, yanlış bir hareket yapıyormuşçasına onu rahatsız ediyordu. Oysa şehrin neredeyse her direğinde, her duvarında gördüğü güzel yüzü sarı ışığın odağında hızla tanımış, işini bırakıp cebindeki son parayla taksiye atlamış, Anjeon Karakolu'na gelmişti. Karşısında, odada gezinen beden konuşmasına devam etti. Bu sırada oğlunu arayan kadının gözleri ikisi arasında mekik dokuyor, sükunetle konuşulanları dinliyordu.

"Neredeyse yirmi üç yirmi dört gündür aradığımız çocuğu elinle koymuş gibi bulduğunu mu söylüyorsun?" dediğinde, şık giyinimli kadın kendi kendine sessizce güldü. 'Aradığımız' deyişi ona komik gelmişti. Amir kıvrılan dudakları görmesine rağmen devam etti. "Para için yapmadığını nereden bilelim?"

Orta yaşlı görevli başını kaldırıp yüzünü buruşturdu. "Kimse iyi niyeti için on dokuz yaşlarında bir çocuğu aramıyor, sayın amirim." dedi açıksözlülükle, tek eliyle şapkasını tutarken gözleri düşünür gibi yerde gezindi. "O çocuğu nerede görsem tanırım. Bakın size söylüyorum... Ben her gece o mezarlıkta nöbetçiyim. Bazen bir sürü genç geliyor, şaka yapmak isteyen, arkadaşlarını korkutmak isteyen... Geceleri orada olmak biraz yorucu oluyor ama o yorgunluğumla bile-"

"Hayat hikâyeni merak etmiyoruz, Yi. Asıl istediğim kısma gel." dedi Amir Kim.

Yi nefes verdi. "Ayrıca ormanda bir sürü keş evsiz olduğunu da duymuştum. Oğlunuz keş olmasa bile evsizlerin arasında sığınıyor olması muhtemel. Gidecebileceği başka bir yeri yoksa tabii?"

Genç amir ve kadın birbirlerine baktı, bir süre. Açıkçası deli oğlu yüzünden kimse Jeon ailesiyle muhattap olmak istemiyordu. Kim Taehyung da Jeon Mi-cha da bunu biliyordu.
Senkronize olmuşçasına adama doğru döndüler.

"Pekâlâ, Bay Yi. Bulursak sizi arayacağız." deyip numarasını yazması için önüne kağıt ve kalem bıraktı. Adam eğilip birkaç rakam karaladıktan sonra saygıyla başını eğerek odadan çıkmaya yeltendi.

"Ancak..." dedi Kim Taehyung, Yi durdu. "Ekibimizi toplayıp oraya gittiğimizde çocuğu bulamazsak birkaç kulaktan dolma bilgi ve göz yanılması size para cezası olarak dönecektir."

Sonrasında Taehyung, kapıya doğru yürüdü, kulbu çevirip çıkmadan önce mezar görevlisine sert bir bakış atmayı ihmâl etmemişti. Zavallı yoksul Yi, önce yürüyen bedenin arkasından bakmış, ardından bakışlarını Bayan Jeon'a çevirip omuzlarını düşürmüştü. Zarif kadın başını hafif arkaya atarak, şüpheli bir biçimde adamı inceledi.

Keş evsizler ibaresine rağmen Taehyung, söylediğinin aksine bir ekiple değil, ürkek bir ceylan için ava çıkacakmışçasına tek başına yola koyulacaktı.

•••

"Haydi gel, içeri girelim."

Eğer attığım bir metrelik adımlar doğru hesaplanmışsa söylediğinin aksine iki kilometre değil iki buçuk kilometre yol dövüyoruz. Bir metrelik adımlarım ona tuhaf gelmiş olmalı ki, üç kez arkasını dönüp bana bakıyor. Aynı anda metreleri ve bakışları saymak, "suyu bulandırmak" tabirini çevirirsem beynimdeki kanı bulandırıyor.

narcotiqueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin