Duyuru!
Bölüme geçmeden önce bir duyuru yapmak istiyorum. Bir takım sorunlar nedeniyle koca bir ara bölüm yazmaya bilirim. Bu yüzden herkesten özür dilerim. Bende sizi kırmamak için yeni bölümü hemen yazdım.Keyifli okumalar!
♥ ♥ ♥ ♥ ♥Başımda siyah ince şal. Elimde bir buket papatya. Göz pınarlarımda asılı kalan damlalar...
Taksi mezarlığın önünde durduğunda ücretini ödeyip indim. Mezarlığın koca kapısından geçtiğimde bekçi başıyla selamladı beni. Aynı şekikde karşılık verdim.
Ezbere bildiğim yolu ilerlerken elimdeki buketi sıkı sıkı kavramıştım.
Acı ve hüzün sarmıştı dört bir yanımı. Kulağıma ilişti genç bir kızın yakarışları. 'Gitme!'diye haykırışları.
'Sensiz yapamam! Lütfen beni bırakma!'diye yalvarışları.
Derince yutkundum. O kızın ben olduğum gerçeği tokat gibi yüzüme çarparken kendi halime acıdım.
Dün gece...
Kollarımdaki eller birden çekildi. Ben gözlerim kapalı dururken yanımdan sıyrıldı ve koşarak uzaklaştı.
"Hey sen! Dur!"diye bağırdım arkasından.
Beni hiç umursamadan gözden kayb oldu.
Ne bekliyordum ki? Gerçekleşmesi imkansız olan bir şeyin gerçekleştiğini düşünerek aptallık yapmıştım.
Başımı iki yana salladım. Hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum...
Şimdi...
Bana tanıdık olan mezarın yanına çöktüm. Çiçekleri toprağın üstüne bıraktım.
"Merhaba-dedim kısık sesimle-ben geldim. Nasılsın? Bak sana papatya getirdim,her zamanki gibi. En sevdiklerin. Beni sorucak olursan iyiyim."
Bir taraftan konuşuyor,bir taraftan toprağın üstündeki yabani otları temizliyordum.
"Aslında bu aralar fazlasıyla yorgunum. Saçma bir ceza sorunum var ama bunu vaktim olduğunda sana anlatacağım. Patronumdan sadece bir saatlik izin ala bildim."
Koca bir sessizlik oldu. Dayanamadım. Sol gözümden bir damla yaş süzüldü. Titremeye başladım.
"Seni çok özledim."dedim daha hızlı ağlamaya başlarken. "Keşke yanımda olsan,sarılsam sana. Rüyalarımda değil gerçek dünyada görmek isterdim seni. Tozlu mermer kokusunu değil,senin kokunu solumak isterdim."dedim ve başımı eğerek ağlamaya başladım.
Bir el hiss ettim omzumda. Başımı kaldırdığımda Hakan şefkat ve hüzün dolu gözlerle bana bakıyordu.
Yanıma çöktü ve beni kolları arasına aldı. Gözyaşlarım onun göğsünü ıslatıyordu.
"Şşş-dedi saçlarımı okşarken-sakin ol ve derin nefes al."
"Onu özledim."
"Bende,bende özledim ama hadi artık kendine gel. Başın ağrıycak sonra. Hadi kalk."dedi ve kolumdan tutarak kaldırdı.
"Biraz daha kalsam olmaz mı?"
"Kendine zarar vermene dayanamıyorum. Seni evine bırakıcağım hadi."
"Vedalaşmama izin ver."
Bir iki adım geri çekildi. Mezar taşına eğildim.
"Sonra görüşmek üzere kalbim."diye fısıldadım.
Sonra ayağa kalktım ve Hakanın yanına gittim. Elini omuzuma attı ve beni kendine bastırdı. Başımın üstüne küçük bir öpücük kondurdu ve "Geçti."diye fısıldadı.
Mezarlıktan çıktık. Hakanın koca jeepine oturduk. Kemerimi taktım ve başımı cama yasladım.
"Görüşmeyeli nasılsın?"
Ona baygın baygın baktıktan sonra gözlerimi devirdim.
"Moralini düzeltmeye çalışıyorum Giz."
"Nasıl olmamı isterdin?"
"İyi."
"Kötüyüm."dedim ona inat.
Gözlerini devirdi.
"Geçen Sudeyle karşılaşmışsınız. Seni gördüğüne çok mutlu olmuştu. Bende 'Benim ne eksiğim var?' dedim ve seni görmeye geldim."
"Beni görmek isteyince ilk geldiğin yer mezarlık mı?"
Hafifçe güldü.
"Hayır tabikide. Önce senin evine gittim. Kapıyı çaldım çaldım açan olmadı. Sonra çalıştığın kafeye gittim. Senin kankanı var ya..."
"Yonca."
"Ha evet o. Senin mezarlığa gittiğini söyledi. Oradan buldum seni. Ayrıca işten ayrılmışsın. Neden?"
"Başka bir iş buldum."
"Bende bunu yedim."
"Ye bir zahmet!"
"Bak Gizem eğer başka durumlar varsa bana söyleye bilirsin."
"Başka durum falan yok. Maaşı restorana göre daha iyiydi bu yüzden kabul ettim."
Maaşı olmayan bir işe maaşı güzel demekte yalanın alası.
"Valla mı? Bak yalan söylersen çarpılırsın!"
"Ben şimdi elimin tersiyle bir çarpıcam!"
"Tamam sustum."dedi sırıtarak.
Demirin evine sürmesini söylemiştim. Yol boyu kıro abiler gibi kafamın etini yemişti.
Sonunda eve vardığımızda güle güle dedim ve arabadan indim.
Hakan,Sudenin sevgilisi ve benim en yakın arkadaşlarımdandı. Adam gibi adamdı doğrusu. Severdim onu. Hemde çok.
-*-
Bütün işlerimi bitirmiştim. Akşam olmuştu ve Demir çalışma odasındaydı.
Çantamı omzuma taktım ve yukarı çıktım. Demirin çalışma odasına yöneldim. Kapıyı tıklattım ve gel komutuyla içeri girdim.
"Ben gidiyorum."dedim soğuk sesimle.
"Git."
Gözlerimi devirdim ve dışarı çıktım.
Bahçeye indiğimde korumalardan birinin telefonunu rica ettim. Yoncanın numarasını tuşladım ve beni almasını söyledim.
Yoncayı beklerken gözüm çalışma odasının penceresine ilişti. Aralık olan perdeden Demir bana bakıyordu. Sonra birden perdeyi kapattı ve gözden kayb oldu.
Dengesiz.
Yaklaşık on dakika sonra Yonca gelmişti.
Şimdiyse evde oturmuş çekirdek çitliyordum. Ağladığım için başım ağrıyordu ve konuşacak halim yoktu. Ama Yonca durmadan konuşuyordu.
Yoncanın telefonunu aldım ve instagramdan şifremi yazarak kendi hesabıma girdim.
Bir çok takip isteğiyle karşılaştım.
Ama beni şaşırtan sadece biri olmuştu.
demir_K.01 size takip isteği gönderdi...
♥ ♥ ♥ ♥ ♥
Merhaba! Yeni bölüm geldi.Demirin instagram ismi nasıl?😁😁
Aklıma ilk geleni yazdım.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz ve öpüldünüz! ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN KIZI
ChickLitGizem Toksöz karanlık geçmişi olan genç bir kızdır.Ama hayatına yeni bir düzen vermiş,karanlık yollarını lambalarla aydınlatmış ve nefret ettiği geçmişini unutmuştur. Ama bir gün hayatının tam merkezine yerleşen Demir Karan ile geçmişini unutamadığı...