Bölüm 7

139 8 3
                                    

Keyifli okumalar!

-*-

Akşama kadar milyon kez Demiri kontrole gitmiştim.Her gittiğimde klimayı açtığını görüyordum ve bu iyice sinirlerimi bozmuştu.

Akşama tavuk suyuna çorba yaptım ve tepsiye koyup Demirin odasına çıktım.Şükür bu sefer klima açık değildi.Yatakta oturmuştu ve kucağındaki diz üstü bilgisayarıyla ilgileniyordu.Yaklaştım ve tepsiyi komodinin üstüne koydum.Elimi alnına bastırdığımda bakışlarını bana çevirdi.

Ateşi düşmüştü.

"Ateşiniz düşmüş.Şu çorbayı da için hiç bir şeyiniz kalmaz."

"Yemek yapmayı nereden öğrendin?"

Çalışma masasının sandalyesini çekip oturdum.

"Yurtta öğrendim. Orada her şeyi biz yapıyorduk.Aç kalmamak için de yemek pişirmeyi daha küçük yaşlardan öğrenmiştik." 

"Nasıl yani?"

"Şöyle,ne aşçı vardı ne de tamirci.Sadece müdüre,hocalar ve temizlikçi.Hepsi kötü insanlardı ve bize asla yardım etmezlerdi.Bazı hocalar dışında."

Tek tek yaşadıklarım aklıma gelince içimdeki nefret daha da arttı.Ölseler cenazelerine gitmezdim o derece.Beş yaşından yemek pişirmeye başlamıştık ve kaç kez ellerimizi yakmıştık.Üstümüze kaynar su dökülmüştü.İğrenç günlerdi!

"Kaçmayı denemediniz mi?"diye sordu Demir.

"Kaçıp nereye gidecektik?Hayatta kalmak için savaş versek bile yatacak bir yerimiz vardı.En azından bunu şükür ediyorduk."

"Zor bir çocukluk geçirmişsin anlaşılan."

"Ben hayatımda  çocukluk diye bir dönem olduğunu hatırlamıyorum."dedim sessizce.Yüzümde acıklı bir gülümseme oluştu.

Hiç bir şey demedi.Kafasını salladı ve çorbasını içmeye başladı.O bitirene kadar sadece kaşığın kaseye çarptığında çıkardığı tiz ses yankılandı odada.Bitirdiğinde tepsiyi aldım ve mutfağa yöneldim.Tepsiyi masaya koydum.Kaseyi bulaşık makinesine yerleştirdim.Bende bir kase çorba içtim. 

Odama girdim ve telefonumu elime aldım.Biraz uğraştım,Yoncayla konuştum.Tam iki saat boyunca kafedeki yakışıklı çocuklardan bahs etti.Yonca hayat enerjesiyle dolu bir kızdı.Bazen çok hassas ola biliyordu.Bir bakmışsın ağlıyor,bir bakmışsın gülüyor.

Ama sıcak kanlı tavırlarıyla her yere uyum sağlaya biliyor.

Ben öyle değilim.

Soğuk ve umursamazdım.Ortamlarda pek sohbetlere katılmam sadece izlerdim.Hayır,içine kapanık değilim.Sadece ağzımı önemsiz insanlar için yormuyorum.Tek olmayı seviyorum. Çoğu şeyden nefret ederim.Evet huysuz ve yaşlı amcalar gibiyim.

Değişmeyi denedim,ama olmadı.Ben de kabullenmeyi seçtim.

Yatağımdan kalktım ve son kez bakmak için Demirin odasına girdim.Uzanmıştı ve sağ kolunu gözlerinin üstüne koymuştu.Yanına yaklaştım.Üstüne örttüğü pike aşağı kaymıştı.Uçlarından tuttum ve hafifçe yukarı kaldırdım.Birden sol bileğime dolanan güçlü parmaklarla yatağa düştüm.

Demir hızla üstüme çıktı.

"Ne yapıyorsun?!"diye bağırdım.

Sırıtmaya başlamıştı.

Ben altında debelenirken o bileklerimi yukarı kaldırdı ve tek eliyle ikisinide tuttu.Yüzünü biraz daha yaklaştırdı.

"Benimle ilgilenmen hoşuma gidiyor ufaklık."dedi.

Ufaklık kelimesi ile beynimden vurulmuşa döndüm.Sinir dalgası yayıldı bedenime.Kalbimin atışları hızlandı.Tek tek aklıma gelen görüntülerle titremeye başladım.

O hala bana bakıp gülümsüyordu.

"Bırak beni"diye fısıldadım.

"Gizem..."dedi boğuk sesiyle.

"DEMİR BENİ HEMEN BIRAK!"diye bağırdım.Sinirden ağlamama ramak kalmıştı.

Kaşları çatıldı.Üstümden kalktı. 

Hızla yataktan doğruldum."Bir daha sakın bana ufaklık  deme!"dedim ve hızla odadan çıktım.

Merdivenlerden koşarak indim ve odama girdim.Kapıyı gürültüyle kapattım ve kilitledim.Yere çoküp oturdum ve dizlerimi kendime çektim.

Aldığım nefesler ciğerlerime ulaşamıyordu.

Kalbimin damarlarını tıkayan his beni mahv etmişti.

Beynimde dolanan anılar bana geçmişi fısıldıyordu. 

"ZAVALLI!"  diyen ŞEYTANLA gözümden bir damla yaş aktı.

Evet ben bir zavallıydım.

Geçmişin tozlu sayfalarına sıkışmış bir zavallı...

-*-

Merhaba! Yeni bölüm geldi.Sizce Gizem niye UFAKLIK  lafına bu kadar takıldı?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.Seviliyorsunuz ve öpüldünüz))

(Bilgisayardan yazıyorum emojiler yok şu an deprosyana giricem)

KARANLIĞIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin