"Şunlara bak ne kadar sevimliler, kaç dakikadır şöyle fısıldaşarak konuşuyorlar."
Yoongi gözlerini Jimin'den çekip onlara ithafen konuşan Jimin'in teyzesine döndü.
Ardından konuşmaya başlayan Jimin'in amcası ile başını bu sefer o tarafa döndürdü.
"Ne kadar iyi anlaşıyorlar."
"İyi anlaşmamamız için bir sebep yok amca."
Jimin'in konuşması ile herkes memnun mırıltılar çıkarırken Yoongi onun kulağına eğilmişti.
"İyi inlişmimimiz için bir sibip yik."
Jimin gülmeye başladığında Yoongi 'deli misin sen' bakışlarını atmıştı.
"Kulağıma konuşmayı seviyorsun heralde."
"Evet çünkü yüzünü görmüyorum."
Yoongi gülerken Jimin yalancı bir şekilde yüzünü astı.
"Acıttı ama bu canım müstakbel eşim."
Gözlerini devirdikten sonra hâlâ omuzunda duran eli ittirip sırtını koltuğa yasladı.
Rahat bir şekilde oturacağı sırada Jimin'in teyzesi akbaba gibi üstüne üşüşmüştü.
O ki konuşmayı çok seven Min Yoongi büyükler ile konuşmaktan nefret ediyordu.
"Okul nasıl gidiyor Yoongi?"
"Efendim kimin okulu güzel gidiyor ki."
Teyze gülerek başını salladı.
"Haklısın, hatırlıyorum da ben de hiç sevmezdim okulu, zaten bittiği gibi direk evlendim."
'Ben de zengin koca bulsam evlenir-' aklından geçen düşüncenin şu anda duruma uygun olmadığını anladığında düşüncesini susturdu.
Kadına cevap olarak sevimli bir şekilde gülümsediğinde kadın başka bir soru sormak için ağzını açmıştı fakat yoonginin çalan telefonu yüzünden kelimelerini geri ağzına tıkmak zorunda kalmıştı.
Telefonuna aşk dolu bakışlar diğerlerine 'müsade ederseniz konuşabilir miyim' bakışları atmıştı.
Bay Ki Young başı ile bahçeyi gösterip gülümsediğinde başını sallayıp elinde çoktan kapanan telefon ile ayağa kalktığında Jimin de peşinden kalkmış ve beraber bahçeye adımlamışlardı.
'Hemen götümde bitmese eksik kalırdı zaten'
Yoongi telefonunu açıp arayan Taehyung'u geri aradı ve telefonunu kulağına koydu.
"Buyurun sayın Taehyung hazretleri. Yarın okulda ellerinden öpeceğim beni boğacak olan sorulardan kurtardın çok mutluyum şu anda."
"Ne sorusu Yoonie?"
"Boşver sen onu bunu niye aradığını söyle aşkım. Yine uyuyamıyorsan ben baştan söyleyeyim sana masal falan okuyamam, sonra gözlerim ağırıyor oğlum ya. Şarkı da söyleyemem onu da geç."
"E ne yapacaksın o zaman geriye ne kaldı?"
"Ah, kusura bakma ya hiçbir şey kalmadı değil mi tüh."
"Neyse ne zaten o yüzden aramadım."
"Oha! Yoksa beni çok özlediğin için kendini kesip öldürdün ve ben şu anda senin ruhun ila mi konuşuyorum? Eh, o zaman şey orada çikolata şelalesi var mı? Ona göre iyilik yapıp yapmayacağımı kesinleştirmem gerekiyor."
"Yok oğlum ya ne ölmesi, ne ruhu ya. Hoseok hyung yakın zamanda eve gelmezsen seni bir daha asla eve almayacağını söyledi sadece."
"NE! Bunu bana nasıl yapar o. Bana bana Yoongi'sine. Buradan sonra size geleceğim o zaman gitmem ben eve falan ya. O Hoseok hyunga söyle yakında yanına kıvrılıp uyuyan bir Yoongi'si olmayacak çünkü küseceğim onunla. Sanki evden çıkma yasağım olduğunu bilmiyormuş gibi beni tehdit ediyor ya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...