Yoongi
Duştan çıktığım gibi üzerimi giyinmeden sadece bornozlardan birini alarak merdivenlere ilerledim çünkü aşağıdan sesler geliyordu ve bu seslerin sahibinin aç bir Taehyung olduğunu biliyordum. Fakat şansına küsecekti çünkü evde yemek diye adlandırabileceğim hiçbir şey yoktu. Evet tabii ki kendimize bir şeyler hazırlayabilirdik ama insanın kendi evi olunca pisletmek falan istemiyordu bunu yeni öğrendiğim için yakın zamanda Hoseok'u ziyaret edecek ve evini her zaman pislettiğim için ayaklarına kapanacaktım. Bu zamana kadar bir tanecik arkadaşıma ne büyük dertler açmışım meğer.
"Çabuk o ellerini oradan çek."
Ellerimi hayali bir silah şekline getirerek ona doğrulttuğumda Taehyung başını dolabın ardından çıkararak bana baktı ve omuz silkerek tekrar dolabı karıştırmaya devam etti.
"Çeksene ellerini! Kaldır başının üstüne falan koy hatta."
"Seni o tarzın ile ciddiye alamıyorum."
"Tarzımın nesi var? Gayet ateşliyim bir kere."
"Evet ateşlisin ama bunu sende biliyorsun ki ateşli olduğun hallerini görmesi gereken kişi ben değilim."
Elimdeki hayali silahı yere doğru fırlattıktan sonra Taehyung'un ne yapıyorsun bakışlarını umursamadan ona yaklaştım.
"Taehyung sen buraya neden geldin?"
"Yemek yemek için."
"Çok güzel, o zaman sen ava giderken benim seni avlayıp etlerini mangal yapmamı istemiyorsan farklı imalarda bulunma bana."
"Av olmak istemiyorum bu yüzden hadi gerçek yemek yiyelim."
Aklıma bundan daha güzel bir fikir geldiği için Taehyung'u mutfakta bırakarak hızlıca odama çıktım. Eğer üzerimi bir dakika içerisinde giyer ve altı saniye içinde de merdivenlerden inersem Taehyung'u evden kovacaktım çünkü bunu neden yapmayayım ki. Telefonumdan saate baktıktan sonra dolaptaki tüm eşyaları bozarak hoşuma giden şeyleri aldım ve köşede bir yere attığım bornozun yerine üzerime geçirdim. Saate baktığımda ise bir dakika çoktan geçmişti bu yüzden şansımı merdivenlerden yana kullanarak odadan çıktığım gibi merdivenlere koştum ve birer ikişer atlayarak aşağıya inmeye çalıştım, birkaç yerde düşecek gibi olsamda sorun değildi. Merdivenlerden tam anlamı ile inerek açtığım zamanlayıcıya baktığımda altı saniyenin de geçtiğini görmüştüm fakat bu beni yine de yıldıramazdı.
"TAEHYUNG KOVULDUN! DEFOL GİT!"
"NE DİYORSUN BE?"
Nereden bulduğunu bilmediğim bir ekmek ile yanıma yaklaşırken bağırdığında işaret parmağım ile kapıyı gösterdim.
"Önce seni sonra da kendimi kovuyorum, bu yüzden çık git. Bende gideceğim."
"Neden çağırdın o zaman beni?"
"Tek kalmamak için."
"Mantıklı geldi, o zaman görüşürüz bir dahakine yemek verdikten sonra kov ki arkandan küfür etmeyeyim."
"Tamam hadi, ikile."
Elindeki ekmeği kemirmeye devam ederken yanımdan ayrıldıktan kısa süre sonra kapının kapanma sesini duymuş ve peşinden bende giderek ayakkabılarımı evin içerisinde giydiğim gibi kapıyı açmıştım. Sanırım kapının önünü bir ara Jimin'e temizletsem iyi olurdu. Bu arada Taehyung'dan saniyeler sonra çıkmamın nedeni onu kovmuş olmamdı çünkü eğer o kapıdan beraber çıkarsak kovmamın bir anlamı kalmazdı. Ve işte zeki olmak tamamiyle bunu gerektiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...