"Yoonie"
"Hmm?"
"Artık uyumak ister misin?"
Jimin'in sorduğu soru ile Yoongi başını onun omuzundan kaldırdığında Jimin zaten sesi neredeyse tamamen kısık olan televizyonu kapattıktan sonra örtüyü ikisinin üzerine iyice çekip yatağa girdi. Yoongi bir süre kıpırdadıktan sonra huzursuzca uykuya daldığında Jimin onun uyuyup uyumadığından emin olmak için birkaç defa ona seslenmiş hemen ardından ise bugün ıslandıkları için ateşinin olup olmadığına bakmak için elini alnına bastırdıktan sonra kendiside yatağa iyice yerleşip uykuya dalmıştı.
***
Yoongi zaten uyumadan önce kendini huzursuz hissediyordu ve şimdi karın ağrısı ile uyanması da hiç hoşuma gitmemiş, kaşlarını çatarak yatakta dizlerini kendine çekerek küçücük olmasını sağlamıştı. Çok kısa bir süre o pozisyonda bekledikten sonra ağrısı azalmadığı için yataktan doğrulup kalkmış ve uyumaya devam eden Jimin'e baktıktan sonra çıplak ayaklarını yere sürüyerek banyoya gitmişti. Sıcak suyu açıp ellerini yıkadıktan sonra odaya dönüp bavulundan kalın bir çift çorap alıp ayaklarına geçirmek için bir dizini kendine çekti.
Jimin ise odadaki tıkırtıları duyunca gözlerini açmadan yanında uzanması gereken bedene elini uzatarak ulaşmaya çalıştı fakat eli hiçbir şeye değmediğinde uykulu gözlerini açarak etrafına bakındı. Bavulların yanında yere doğru oturmuş beyaz yünlü çoraplarını giyinmeye çalışan Yoongi'yi görünce uzandığı yerden tam anlamı ile kalktı.
"Neden uyandın?"
Esneyerek sorduğu için komik görünüyor olması bile Yoongi'yi güldürmemişti. Karnı ağırdığı için hiç keyfi yoktu bu yüzden çorabın diğer tekini giymeye devam ederken "karnım ağırıyor" diye cevap verdi.
"Gel yanıma."
Yoongi ona beklemesini söyleyip ayağa kalktıktan sonra bavulunu kapattı ve yatağa yaklaşıp az önce uzandığı yere oturmadan önce telefonundan saate baktı. Güneşin doğmasına hâlâ daha çok zaman vardı.
Jimin ona elini uzattığında Yoongi bir onun eline bir de yüzüne bakmaya başlayınca Jimin onu kolundan tuttu.
"Karnın ile ilgileneceğim."
"Sahiden mi?"
Jimin başını salladıktan sonra sırtını yatağın başlığına yaslayıp Yoongi'yi kendine doğru çekti ve bacaklarını biraz aralayarak Yoongi'nin bacaklarının arasına oturmasına izin verdiğinde Yoongi sırtını Jimin'in göğsüne doğru yasladı.
"Sana çok yük oluyorum değil mi?"
Görünüşe göre yine Yoongi'nin duyarlı olma ve her küçük ayrıntıya üzülme saatine gelmiş olmalılardı.
Jimin elini Yoongi'nin tişörtünün altından sokup karnına dokunduğunda Yoongi onun elinin soğukluğundan kaçmak için geriye çekildi fakat yine engel olarak Jimin'in sırtı ile karşılaştı.
"Bana yük olsaydın bunu sana çekinmeden söylerdim ve çekilmeye çalışma elim birazdan ısınır."
"Tamam ama ellerin çok soğuk."
Jimin onun sızlanmaları yüzünden ellerini Yoongi'nin tişörtünden çıkardığında Yoongi iki eli ile onun ellerini kendine çekip dudaklarına yaklaştırdı ve nefesini üflemeye başladı. Jimin çenesini önündeki omuza koyarak gülümsedi ve ellerine üfleyen gencin yüzüne doğru baktı.
"Oldu mu?"
Yoongi başını salladıktan sonra ellerinin arasında tuttuğu elleri bıraktığında Jimin ellerini tekrar onun tişörtünün altından soktu ve ellerini Yoongi'nin karnına koyarak yavaşça hareket ettirdi.
"Ne kadar ağırıyor?"
"Biraz."
Jimin elinin hareketini durdurmadan Yoongi'yi kendine biraz daha çekti ve "az mı çok mu" diye sorduktan sonra "birazdan kastının ne olduğunu anlamıyorum" diyerek eklediğinde Yoongi başını geriye atarak Jimin'in omuzuna doğru yasladı.
"Çok kadar değil ama az kadar da değil- ben bilmiyorum, anlamadım. Huzursuz ediyor işte."
Yoongi oflayarak sustuğunda Jimin onun kulağına doğru yaklaştı.
"Sen uyu bebeğim tamam mı? Uyursan geçecek."
"Sen?"
Jimin ellerini diğerinin yumuşak karnım da hareket ettirmeye devam ederken Yoongi'nin saçlarına küçük bir öpücük kondurdu.
"Ben karnın ile ilgileneceğim."
"Teşekkür ederim jiminie"
Yoongi gözlerini kapatsa da hâlâ ağırmaya devam eden karnı yüzünden uyuyamıyordu, Jimin ise Yoongi'nin karnını okşarken arada sırada onun çatılan kaşlarına bakıyor ve onun kaşları her çatıldığında daha fazla ne yapması gerektiğini düşünüyordu.
"Uyuyor musun?"
"Uyuyamıyorum."
Yoongi karnındaki elleri çekip Jimin'den ayrıldıktan sonra yataktan kalktığı gibi bir bardak su doldurdu ve çantasından ağrı kesici alıp ağzına attı. İlaç içmeyi pek seven birisi hiç olmamıştı ama ağrıları her nerede ise uzun bir süre devam edince dayanamıyordu.
Geri yatağa yaklaşıp Jimin'in yanına kıvrıldığında Jimin onun gözüne giren saçlarını geriye atıp yanına uzandı ve Yoongi'yi kollarının arasına hapsederek sıcak kalmasını sağladı.
"Yoonie eğer uyursam ve karnın daha çok ağırırsa beni uyandırırsın."
"Seni uyandırmak istemiyorum."
Yoongi'nin nefesi boğazına çarparken Jimin kısaca gülümseyip onun sırtını okşadı.
"Bazen böyle düşünceli olduğunda sanki senin ile konuşmuyormuş gibi hissediyorum ama bir yandan da bu çok sevimli geliyor. Her halin öyle sevimli ki, çok hoşuma gidiyor."
"Benim sevimli olduğumu söylemekten vazgeç artık."
Yoongi homurdandığında Jimin gülerek onun saçlarını okşadı.
"Yalan söylemiyorum ki."
Kısa oldu çünkü iki kelimeyi bile bir türlü bir araya getirmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...