Birkaç gün sonra
"O partiye neden bende senin ile gelmek zorundayım ki? Evde otursam işte ben."
"Babam beraber gitmemizi istedi."
Yoongi elindeki yastığı yatağın köşesine fırlatırken Jimin'in zorla kendisine giydirdiği takımın üstten bir düğmesini açtı ve kapıya yaslanarak birkaç dakikadır onu bekleyen Jimin'e döndü.
"Tamam ya gidelim de bitsin artık bu gece."
Yoongi'nin ikna olması üzerine evden çıktılar ve partinin olacağı yere geldiklerinde arabalarından inerek partinin yapılacağı alana girdiler. Kendileri hariç herkesin çoktan geldiğini de tabii ki fark etmişlerdi.
"Biraz geç kaldık sanırım."
"Assolistler her zaman en son gelirler Jimin bunu asla unutma."
Jimin gülerek elini tutan Yoongi ile beraber içeriye girdiğinde yanlarından geçen bir garson elindeki tepsiyi onlara uzatmış fakat Jimin elini kaldırarak istemediği belirttiğinde başka bir grubun yanına ilerlemişti.
Üç kişilik bir grup daha içeriye yeni giren çiftin yanına gelerek selam verdiğinde daha fazla ilerleyemeden durmak ve hepsi ile selamlaşmak zorunda kalmışlardı. Sondaki adam el sıkışmak yerine Yoongi'nin elini tutarak dudaklarına doğru götürdüğü sırada Yoongi elini ondan kurtararak tekrar Jimin'in elini tutmuştu. Bu adamdan hiç ama hiç hoşlanmamıştı.
"Sizi çok fazla şirkette göremiyoruz artık."
"Bu sıralar işlerimi evden hallediyorum sadece önemli toplantılar olunca şirkete gitmek zorunda kalıyorum. Hem şirketin başındaki kişiler babam ve annem olduğu için bana çok büyük görevler düşmüyor."
"Yani eşiniz ile kalmayı tercih ediyorsunuz değil mi?"
Kendilerinden daha büyük olduğu belli olan güzel bir kadın sorduktan sonra gülümseyerek Yoongi'ye baktığında Yoongi de karşılık olarak gülümsemişti.
"Aslında evet, evde olmak hoşuma gidiyor."
"Sizin adınıza sevindim ama babanız size Çinliler ile imzalayacağımız anlaşmanın bir çıktısını vermemi istedi. Yarın size yollayacağım."
"Pekala iyi olur."
"Bay Min, siz bu iş muhabbetinden sıkılmış olmalısınız. İsterseniz etrafı gezebiliriz."
Yoongi'nin hoşlanmadığı adam konuştuğunda Yoongi gözlerini devirmemek, Jimin de sinirlenmemek için kendini zor tutmuştu.
"Bayım, benim soyadım Park ve ikinci olarak da eşimin yanında durmayı tercih ederim. Teşekkürler."
Onların yanından ayrıldıklarında Yoongi'nin şimdiden tadı kaçmıştı bile ve hemen şu anda eve dönmek istiyordu.
Partinin geri kalan kısmını da huzursuz olarak geçirmişti çünkü o üçlü takılan grup oturdukları masaya gelmiş ve o adam her seferinde ya ikisine laf sokmaya ya da Yoongi'ye yanaşmaya çalışmıştı. Jimin şirketin ortaklarından biri olduğu için çok ters bir tepki veremiyordu ama canı ciddi anlamda sıkılmıştı. Kravatını gevşetip duruyor ve hâlâ Yoongi'ye bir şeyler anlatmaya çalışan adama ters bir şekilde bakıyordu. Yoongi'yi dinleyerek partiye hiç gelmeselerdi keşke.
"Jimin dans edelim mi?"
Yoongi eşine sokularak gergince sorduğunda Jimin onu kendinden uzaklaştırarak başını iki yana sallamıştı.
"Pek istemiyorum, bugün dans etmeyeceğim."
Sinirliydi ve eğer Yoongi ısrar etmeye başlarsa sinirimden ona patlarım diye korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...