Birkaç gün sonra
"Bavullarını unuttun seni şapşal."
Yoongi kendini uyaran sese gülerek bavuluna uzandığında Jimin az önce söylediği kelimeyi düşünüyordu çünkü iyice Yoongileşmeye başlamıştı. Tuhaf bir biçimde Yoongi tüm hayatını işgal ediyor ve düzenini değiştiriyordu.
Yoongi elindeki valizi sürüklemeyi bırakıp geride kalan Jimin'in yanına gitti ve elini onun gözlerinin önünde sallamaya başladı.
"Sende kendini unuttun heralde."
Jimin gözlerinin hemen önünde sallanmaya devam eden eli tutup aşağıya doğru indirdi.
"Efendim?"
Yoongi'nin ona az önce ne dediğini sahiden duyamamıştı.
"Boşver Jimin, hadi gidelim."
Evde bulunanlar ile az önce veda ettikleri için sadece uzaktan el sallamaları yetmişti.
Jungkook bu sabah ortalıkta gözükmüyordu bu yüzden Jimin onun saçma laflarını dinlemediği için oldukça mutlu bir şekilde arabanın arka koltuğunda oturuyor ve göz ucu ile Yoongi'nin ne yaptığına bakıyordu. Genç olan telefonunu en sonunda kapatıp Jimin ile aralarında bulunan boşluğa bıraktı ve başını geriye doğru yasladı.
"Ben şimdiden sıkıldım."
"Belli oluyor zaten iki saniyede bir telefonunu açıp kapatıyorsun."
Yoongi omuz silkip gözlerini cama doğru çevirdi ve yaşadıkları şehirin trafiğine kaşlarını çatarak lanetler etti. Hayır yani bu Jimin zengin değil miydi neden direk özel jet ile gitmiyorlardı. Düşündüğü şey ile güldükten sonra yüzünü buruşturdu. Cimri falandı heralde bu yanında oturan adam. Tamam belki de şu anda sadece saçmalamaya ihtiyacı vardı bunu bilmezdi. Kendi kendine başını sallayıp sırıttı. Tabii ki de saçmalamaya ihtiyacı vardı.
"Gizli bir şizofren ile evlendiğime inanamıyorum."
"Kim şizofren?"
Yoongi ona bakarak sorduğunda Jimin işaret parmağı ile yanında oturan bedeni gösterdi "tuhaf yüz ifadeleri yapıyorsun"
"Kendim ile konuşuyorum, çünkü sıkıldım Jimin."
Küçük çaplı konuşmalar yaptıkları sırada havalimanına gelmiş ve rutin kontrollerin olduğu tarafa doğru yönelmişlerdi.
"Jimin yanında bomba falan yok değil mi? Bak bana söyleyebilirsin kesinlikle seni şurada elinde jop ile etrafa ölümcül bakışlar atan adama şikayet etmem."
Jimin koluna tutunan kişinin yüzüne alayla baktı ve gülümsedi.
"Tüm bomba ve kesici aletlerimi senin bavuluna koydum benim açımdan sıkıntı yok yani."
Yoongi başını sallayarak kendi bavulunu da Jimin taşıdığı için onun eline doğru baktı.
"Üzgünüm bayım ama sizi tanımıyorum ve hey bavulumun sizde ne işi var."
İçerisinde Jimin'in eşyalarının olduğu bavulu alıp hızlı adımlar ile yürümeye başladığında Jimin gülerek arkasından gitmeye başladı. Yoongi kesinlikle bazen küçük bir çocuk olabiliyordu. En sonunda ona yetiştiğinde boşta olan kolunu Yoongi'nin omuzuna atıp onu diğer tarafa doğru çekti.
"Bayım siz şu anda Tayvan uçağına doğru gidiyorsunuz gelin lütfen size yardım edeyim."
"Ben belki Tayvan'a gitmek istiyorum."
"Emin misin?"
Yoongi gözlerini kaçırıp başını iki yana salladı.
"Değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...