Taehyung'un çilekli milkshake içtiğini görünce masaya doğru eğilip milkshake'i elinden aldığı gibi pipetini dudaklarına götürerek bir yudum içti.
"Öğk yani Tae çilekli milkshake bok gibi, nasıl içiyorsun sen bunu?"
Taehyung arkadaşının elinden içeceğini alıp biraz daha içti.
"Kendime aldım zaten salak, sen içme yani."
"Son bir kez içebilir miyim?"
"Sevmiyorsun Yoongi."
"Lütfen ama~~"
Taehyung gözlerini devirip elindeki içeceği Yoongi'ye doğru uzattı ve rahat içebilmesi için pipeti tuttu.
"Ağız tadın berbat, keşke çikolatalı sipariş etseydin bunu cidden nasıl içiyorsun."
"Seni döverim Yoon."
"Bir dakika biz şimdi biraz önce öpüşmüş mü oldum?"
"Bu sayılmaz canım, eğer sayılıyorsa biz senin ile bin kere öpüşmüşüzdür o zaman."
Yoongi başını sallarken birden aklına gelen şey ile gülerek Taehyung'a doğru baktı.
"İlk öpücüğümü sana vermiştim akıllım unuttun mu?"
"Unutmam mümkün değil çünkü ben de ilk öpücüğümü sana vermiştim."
"Siz öpüştünüz mü?"
Üçüncü kişinin sesi ile Yoongi başını kaldırıp masalarının hemen yanında duran Jimin ile karşılaştı. Jimin ise Yoongi'nin yanına otururken hâlâ sorar gözler ile ona bakıyordu.
"Evet?"
"Gerçekten mi?"
"Evet dedim ya. Ortaokula gittiğimiz dönemde bu gerizekalı ailesiyle film izlemiş filmde de öpüşüyorlarmış, ertesi gün yanıma gelip bizde deneyelim demişti. Ben de saf gibi kabul etmiştim öyle öpüşmüştük işte."
Taehyung gülerek bitirdiği içeceği masaya bıraktı.
"Kusura bakma enişte ama pişman değilim, hiçbir şey bilmediğimiz halde hoşuma gitmişti. Hatta bir ara acaba Yoongi'ye mi aşık oldum diye düşünüyordum."
"Biliyor musun onu ben de düşündüm?"
Bugün ile beraber altı günün özetini geçecek olursak; düğün hazırlığı için bir sürü gereksiz yere koşuşturmaları, sokakta durdurulup fotoğraflar çekilmeleri, Jimin'in Yoongi ile uğraşması, Yoongi'nin onun ağzını burnunu kırması
-rüyasında- ama başına vurmuştu, Taehyung ile buluşmaları, Yoongi'nin okulundaki herkesin onun evleneceğini öğrenmesi ve bu yüzden tonlarca soru sormaları, birkaç aile yemeği, Yoongi'nin çıldırması ve bileklerini dikine kesmeyi düşünmesi ile geçti.Şu anda ise düğünün yapılacağı alanda kendilerine ayrılan kısımda Jimin'in gelmesini rahat bir koltukta otururken bekliyordu.
Üzerinde bulunan takım elbise kendisini boğacakmış gibi hissettiriyordu ve az önce kapıdan çıkan annesi çıkmadan önce ceketinin cebine mor çiçeklerden yerleştirmişti.
Söylediğine göre düğünün konsepti mordu ve herkesin üzerinde en az bir tane mor bir şey taşıması zorunluydu bunu kesinlikle Bayan Park ayarlamış olmalıydı.
En sonunda kapısının tıklatılması ile oturduğu yerden kalkıp "girebilirsin" diye seslendi.
Kapı açılıp içeriye Jimin girdiğinde o kadar da saygılı konuşmasına gerek olmadığını düşünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...