Yoongi
Dün olan o güzel şeylerden sonra güzel bir sabaha uyanmamıştım açıkçası. Gözlerimi açarak yan tarafımda uzanarak telefonu ile ilgilenen Jimin'in yanına sokulduğumda her gün olduğu gibi internetteki haber sitelerinde dolanıyordu. Genelde benden önce uyandığında bakardı bu sitelere ya da şirkete gittiğinde neler olup bittiğine kısa bir göz atmak isterdi. Her gün farklı şeyler oluyordu, hastalıklar, savaşlar, atışmalar, bitmek bilmeyen olaylara her gün bir yenisi ekleniyordu ve ben tüm bu olanlara bile yetişemezken insanların daha neler göreceklerini merak ediyordum. Uzaklarda bir yerlerde insanlar bir hiç uğruna ölüyordu ve koskoca dünyada o insanların canına kıyan bir avuç insanı kimse durduramıyordu. Dünya'ya yayılan türlü türlü hastalıklardan tutun, masumları gözlerini kırpmadan öldürebilecek olan kişileri görüyorduk, hepsini bir şekilde bir yerlerden duyuyorduk. Sonu gelmeyen orman yangınları, yayılması engellenemeyen virüsler, cinayetler, savaşlar, hangi devirde olduklarını unutmuş gibi yaşayan yobaz insanlar ve daha birçok şeye dünyanın karnı doymuştu artık.
O kadar doymuştu ki yakında kusmak isteyecekti, üzerinde yaşanan tüm bu rezillikleri üzerinden atmak isteyecekti.
Bir insan nasıl olurda eşini öldürebilir, kızının önünde bir zamanlar aynı yastığa baş koyduğu kişinin boğazını hiç acımadan kesebilirdi, nasıl masum insanları öldürebilir, nasıl savaşlar çıkarabilir, dahası nasıl bu kadar insanlıktan çıkabilirdi. Böyle mi yetiştirilmiştik biz? En güzel masallarla iyiye yönlendirilirken aramızdan böyle insanların çıkması nedendi?
Neden böyleydik?
Neden nefes alan almayan her şeye saldırmaya bu kadar hevesliydik?
Neden insan olduğumuzun farkında olmayarak bu kadar insanlık dışı hareketler yapıyorduk?
Neden güzelce yaşamak varken savaşıyorduk?
Sorun tam olarak neredeydi? İnsanlık mı bitmişti yoksa zaten hiçbir zaman insan olamamış mıydık? İnsan nasıl olunurdu? Ben unutmuştum çünkü, bana gerçek bir insanın nasıl davrandığını unutturmuşlardı.
Hayat hiçbir şey anlamadan sadece masallarımızı dinleyerek sıcak sütlerimizi içtiğimiz zamanlarda güzeldi, çünkü o yaştaki bir kişi bir insanı öldürmek, katletmek, savaş çıkarmak veya canını yakacak herhangi bir şeyi yapmanın ne olduğunu bilmezdi.
Ve ben bu dünyanın gerçek insanlarının çocuklar olduğunu düşünüyordum. Bu dünya onlara verilmişti ve biz yine bencillik yaparak onların elinde olan dünyalarını almaya çalışıyorduk. Kimse büyüyünce masum kalmayı başaramıyordu bu yüzden tüm çocuklar büyüyene kadar bir kaplumbağa üzerinde taşıdığı evinden çıkmıyor diye saatlerce ağlamalıydı. Belki de bu sayede üç dört tane kişi de olsa onlar büyüyünce televizyonda gördüğü haberler karşısında yürekleri hala sızlayabilirdi.
Elimde olsaydı kimsenin büyümesine izin vermezdim.
Dünya nereye gidiyordu kesinlikle bilmiyordum ama hiç iyi bir yere gitmediğini söyleyebilirdim. Kendi ellerimiz ile her şeyi mahvediyorduk ve bu noktadan sonra hiçbir şeyin de dönüşü olmayacağını biliyorduk. Dünyanın başına gelmiş olan en iğrenç yaratık bizdik ve eğer şu anda hepimiz yok olsaydık yaşlı kadın ve adamların, küçük çocukların, annelerin, babaların, ablaların, abilerin, kısaca canı yanan kimsenin daha fazla ağlamasına gerek kalmazdı.
Biz bu dünyayı hak etmiyorduk ve asla da hak etmeyecektik.
"Ağlamaya devam etme Yoongi, gerçekten dayanamıyorum."
Telefonunu çoktan kapatmıştı, keşke telefonu kapattığında tüm o haberleri ve yaşanan vahşetleri de kapatabilseydik. Olmamış kılabilseydik keşke.
"Jimin biz çok kötüyüz. O kadar kötüyüz ki eminim dünyanın elinde bir şans olsaydı hepimizi üzerinden atardı."
"Atıyor zaten sevgilim. Hepimizi teker teker üzerinden düşürüyor."
"Ama önce masum olanlardan başlıyor Jimin, onların daha fazla canı yanmasın üzülmesinler diye böyle yapıyor değil mi? Başka bir yerde daha güzel bir hayat vermek için ilk onları atıyor üzerinden."
"Öyle yapıyor Yoongi. Hepsini buradan daha güzel, hiçbir kötülüğün giremediği herkesin mutlu yaşadığı bir yere gönderiyor. Söylediğin gibi daha fazla canları yanmasın diye."
Biz kendi adaletimizi sağlayamadımız için bunu bizim yerimize yapan biri vardı.
"Sence bizde onların yanına gider miyiz Jimin? O annenin, saldırıya uğrayan askerlerin, hiçbir suçu olmayan o kadınların, küçük çocukların... hepsinin yanına gider miyiz bir gün?"
"İyi insanlar olarak yaşamaya devam edersek hepsinin bir gün görebiliriz bence."
"Mutlulardır oldukları yerlerde Jimin, hepsi güzelce uyusun. Burada onları hiç tanımadan seven insanlarda var."
Dünya'nın düzeleceğini ummuyordum fakat içimde yine de biraz olsun umut vardı.
Her şey burada güzel olamasa bile emindim ki başka bir yerde hak eden insanlar hak ettikleri gibi yaşıyorlardı ve bunu bilmek bile değerliydi.
Tüm hafta boyunca bugün böyle bir bölüm atacağım aklımın ucundan geçmezdi fakat her şey öyle çok üst üste geliyor ki sahiden tüm bunları nasıl kaldırdığımızı anlayamıyorum. Berbat bir noktaya doğru yuvarlanarak gidiyoruz ve buna hiçbir şekilde engel de olamıyoruz. Büyük bir olay veya küçük bir olay olması hiç fark etmez, sadece biz susmayalım çünkü tüm bunlar bir kenara çekilip izlemek ile bitecek olan şeyler değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRIAGE | yoonmin
Fanfiction"daha önce yıldızları saymayı denemiştim" yoongi başını yana çevirip diğerine baktı "kaç taneler" jimin gülerek eşinin saçlarını okşadı "en az gözlerindekiler kadar fazla" Yazım yanlışları ve mantık hataları için özür dilerim, düzeltebilmek için k...