O diğer herkesten farklıydı...
Ona: "Benimle sevgili olmak ister misin?" dediğimde dili tutulmuştu önce.
"İ-isterim! Ama sever misin ki sen beni? Doktorum, benim farklı olduğumu söyledi. Diğerleri gibi olmamam senin için sorun olmaz mı?"
İşten tam da bu yüzden...
"Olmaz Jungkook. Sen farklısın, çünkü kimsenin sahip olamayacağı kadar büyük bir kalbe sahipsin. Ben seni her şeyinle çok seviyorum"
Doktoruyla konuşmuştum. Söylediğine göre geçmişte yaşadığı travma nedeniyle beyni büyümeyi reddetmiş. Duygusal anlamda küçük kalmış benim güzel kalpli sevgilim. Her hafta psikolojik tedavi görüyor fakat yanıt alamıyoruz. Çünkü değişmek istemiyor. Bu yüzden bir çocuk gibi tepkiler gösterip onlar gibi davranıyor.
Ah, tabi ki bu benim için hiç sorun değildi. Güzel düşünceli, masum ve tavşan suratlı bu çocukla birlikte olmasaydım sanırım o vakit sorun olurdu. Hayatımda oluşan koca bir boşluk gibi.
Evet, o olmasaydı tam olarak boş ve sıradan olurdu her şey.
"Her yerde seni arıyorum Jungkook. Neden seslendiğimde cevap vermedin? Endişelendim"
Konuştuğumu görünce başta bana bakmış daha sonra olduğu yere oturarak bacaklarını uzatmıştı.
"Ne yapıyorsun burada?"
"İzliyorum"
"Neyi izliyorsun?"
"Şhh sessiz ol! Gidecekler"
Söylediklerine anlam veremeyip yanına oturdum. Gözleri dikkatle ileriye bakarken, koyu kahve tutamları rüzgarla dans ediyordu.
"Daha beklemeli miyim?"
"Ah! Kaçtılar işte!"
"Üzgünüm Kookie"
"Olmaz üzülemezsin çünkü sen üzülünce ben ağlıyorum"
Gülümsedim
"Benimle de paylaşmak ister misin?"
"Şu yaprağın üstünde iki tane uğur böceği vardı. Ama uçtular..."
Dudaklarını büzünce benim de moralim bozulmuştu
"Yine gelirler Kookie"
"Nasıl unuturum! Sana bir resim çizdim"
Resim yapmayı çok sever. Nasıl hissediyorsa aynısını yansıtır beyaz kağıda. Bazen üç yaşındaki bir çocuk gibi kafasından çıkan kollar çizerken bazen de profesyonelce resimler ortaya çıkardı. Çok kez ağzım açık kalsa da duruma alışmam uzun sürmedi.
"Yoongie~ umarım beğenirsin"
Ona kocaman gülümseyip katlanmış kağıdı elime aldım. Vereceğim tepkiyi öylesine merak ediyor olmalı ki heyecandan atan kalbini buradan bile duyabiliyorum
Fakat bu resim öncekilerden çok daha farklıydı
"Yeryüzüne inen pembe yağmur damlaları?"
Parlayan gözleriyle başını iki kez sallayarak beni onayladı. Karşımda gülümseyip yorum yapmamı bekliyordu fakat tek yapabildiğim kaşlarımı çatmaktı. Bu resimden ne anlamalıyım?
"Kaplumbağalar uçamaz Jungkook"
"Neden böyle bir şey söyledin?"
"Çünkü kanatları yoktur ve onlar uçmak için fazla ağırlar"
Cevap vermek için ağzını açsa da susmayı tercih etti
"Anladığım kadarıyla gündüz. Peki neden Güneş yerine Ay çizdin?"
"İkisi de ışık veriyor. Fark eder mi?"
"Gündüzleri Güneş, geceleri Ay hükmeder gökyüzüne. Bunu unutma tamam mı?"
Omuz silkmişti
"Neden insanların kalplerinden alev çıkıyor?"
Sanırım bu resmi doktoruna göstermeliyim
"Neden çıkmasın ki?"
Tek kaşımı kaldırıp gülümsedim. Onu germek istemiyordum, kendini farklı hissetsin istemiyordum.
"Hiç, birini kalbi yanarken gördün mü Jungkook?"
"Hayır ama hissettim~"
"Hissettin?"
"Evet, bana inanmıyor musun?"
"..."
"Sana göstereceğim!"
Onunkine kıyasla daha dar olan hayal gücüm ne yazık ki anlamakta güçlük çekiyordu. Gergince dudaklarını kemirmeye başlamıştı. Kanıtlamasını beklerken hızla dudaklarıma bir öpücük kondurup geri çekilmişti
"B-bak, g-gördün mü?"
Sırıtıp kızaran yanaklarına baktım
"Hayır, bir şey göremedim"
Utanıp aynı zamanda heyecanlandığı için konuşurken kekelemeye başlamıştı. Gülümsedim, çok tatlıydı. Elimi tutup kalbinin üstüne koydu
"B-ben hissediyorum, sen hissetmiyor musun?"
Gerçekten de sıcaktı. Ciddi yüz ifademi takınarak başımı salladım
"Evet hissediyorum"
Elimi bırakıp bakışlarını kaçırmıştı. Daha sonra aniden etrafa dikkat kesildi
"Duyuyor musun?"
O kadar hızlı konudan konuya atlıyor ve ani duygu değişimleri yaşıyor ki... Ona yetişmek benim için çoğu zaman kolay olmuyordu. Başımı iki yana sallayarak duymadığımı belirttim
"Rüzgar bizim için şarkı söylüyor!"
Sevinçle el çırpmıştı. Küçük şeylere büyük anlamlar yükleyerek hayatın tadını çıkarması çok hoşuma gidiyordu.
Herkes bakardı ama Jeon Jungkook görürdü. Kimse duymazdı fakat benim masum sevgilim kendini ritme kaptırırdı
"Eve gidelim mi? Hava soğudu, üşütmeni istemiyorum"
"Üşümem ki"
Cebimdeki elimi buz tutan yanaklarının üstüne koydum
"Ama tenin öyle söylemiyor Kook"
"Sıcak bir şeyler düşünüp ısındığını hayal edersen üşümezsin Yoongie~ Hayal gücümle ısınabilirim ben!"
Yine de hasta olmasını istemediğim için sarı ceketinin fermuarını yukarı çekip ayağa kalktım. Arkamı dönmüş eve doğru yürüyordum. Sırıtıp ona bakmadan bağırmaya başladım
"O hâlde sıcak çikolatayı da hayal et! Çünkü eve gidince hepsini kendime yapıp içeceğim!"
Gülmemek için dudaklarımı ısırırken bana koşan bedenini farketmiştim
"B-bana da yap! Lütfen Yoongie~!"
Bu numaraya her seferinde kanıyordu şirin kurabiyem.
Ah, eve gidince onu güzelce ısıtsam iyi olacak...
___________________Boş ve gereksiz bir bölümdü. Ama yazmayı özlemişim :')

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıştırmalık Oneshotlar |YoonKook ✓
FanficAtıştırmalık Oneshot isteyen herkesi 'tanıtım' bölümüne çağırıyorum <- <- <- <- <- <- <- Ana karakterler: Yoongi ve Jungkook Yan karakterler: Vmin, Namjin, Hoseok+Yugyeom -2019 & 2020-