Güne Jin hyungun beni uyandırması ile başlamıştım. Güzel bir kahvaltı yapıp yeşil çay içerek vakit geçirdikten sonra akşam üstü beni hazırlamaya başladı, yüzüme ellerime, olabilecek her yere yaptığı kremlerden sürüyor, beni süslüyordu. Mühürlendiğin gecenin ertesi günü mühürlenen kurtlar hariç herkes şehre inerdi ki eşler rahatça mühürlenebilsin, gerçek mühürlerini alabilsinler. Taehyungdan utanacağımı bilsem de, aşık olduğum adamla sevişecek olmak heyecandan öldürüyordu beni.
Ne giyeceğime karar verirken omegaların insan bedenlerinin tüysüz olmasının ne kadar iyi olduğu hakkında konuşuyorduk. Sonra ise deneye çıkara beyaz bir gömlek ve pantolon giymemde karar kıldık. Eminim herkes aşırı süslenecekti ama ben hep sade giysileri severdim şuan seçtiklerimiz bile bana gösterişli geliyordu. Sonuçta bütün hayatımı kot pantolon ve sevimli polarlar, yada kazaklar giyerek geçirmiş bir omegaydım.
Uzun saçlarımı dalgalandırmıştı Jin hyung, herşeyime yardım etmişti. O olmasaydı asla şuan ki gibi güzel görünmezdim. Ben güzeldim ama salaştım o beni bu gün toparlamıştı. Daha sonra saat yaklaştığı için alana gitmemiz gerektiğini söyleyerek acele ettirip evden çıkarmıştı beni. Çıktığımızda yoldan geçen her alfanın bana tekrar baktığını, çok iyi iş çıkardığını söylüyordu. Gülümsedim beğenilmek güzel birşey olsada asıl beğenmesi gereken kişi önemliydi. Meydan da tören damgası yere kazınmış olduğunu gördüğümde kalbimi bir heyecan sardı. Alana baktığımda Taehyung'u görememiştim. Yugyeom'un bana gülümseyerek baktığını görmüş onun için üzülmüştüm Taehyung'a hissettiğim aşk olmasaydı onunla olurdum. Gerçekten de seviyordu beni. Taehyung'u ararken Annemi görmemle yanına gittim " dün akşam yada bu sabah kaydolan biri var mı?" sordum çünkü Taehyungla yaşadığım anın gerçek olduğuna inanmak zordu ve yıllardır çektiğim ızdırabın bir gün bir diyalogla çözüleceğine inanamıyordum ama delicesine umut ediyordum. Kalbimde tekrar eden tek cümle 'lütfen gerçek olsun, lütfen gelsin' di.
Artık isimler yazılmıştı. Tören günü geldiğinde isimler tam olmalıydı. Omega listesinde en başta ismimi görmemle törenin benle başlayacağını anladığım an ürkmüştüm. Eğer Taehyung gelmezse kaçmak için bir yolum yoktu. "Hayır en son dün sabah yazıldı, Omega Jimin'di" dediğinde gözlerimi kapatmıştım. İçimde sabahtan beri korkup Jin hyunga bile söylemediğim şeyler her yerdeydi. Alfa listesini almak için yeltendiğimde sinirle listeyi geri çekti. "Jungkook yerine otur tören başlıyor! " öyle sinirle söylemişti ki uzaklaşmıştım. Korku ve içimde kalan son umutla etrafa baktım. Törene katılan herkes onlar için hazırlanan yerlerde oturuyordu. Taehyung yoktu. Gelmeyecekti. Dalga geçmişti. Yıllardır kimsenin ikna edemediği çocuğu ben mi ikna edecektim? Ne sanıyordum ki. Gerçekten olacağını düşünmek aptallıktan başka bir şey değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LAST DAY - TAEKOOK
FanfictionSöyleyecektim. Beni sen mühürleyeceksin anladın mı? Başkası ile aşkıma yazık edemem.