"Peki Yugyeom'un Taehyung'a ne yaptığını biliyor musun?"

5.8K 490 127
                                    

İYİ OKUMALAR 





Odama vardığımda kendimi salarak ağlamaya başlamamla yan evden gelen kırılma sesi duyuldu. Bunun için evlerini dinlememe gerek yoktu normal insan kulakları da duyabilirdi. Bir an ona bi rşey olmuş mudur diye ağlamayı kesmiş, en azından hıçkırmayı,evi dinlemeye başlamıştım. "Siktir sikeyim" diyerek bağırıyordu odasındaydı. Odasının ekosunu ve mesafesini bildiğim için hemen anlamıştım. Babası "ne oldu Taehyung iyi misin?" dediğinde. "İyiyim gelme yukarı" diye bağırmış sonra daha sessiz bir sesle "Deliricem! " demişti.

Dinlemeyi kesmiştim. Onu bir daha duyamayabileceğim aklıma geliyordu. Böyle sesini duyabildiğim zamanlara şükredeceğimi hiç düşünmemiştim. Önceden hep sesiyle yetindiğim için ağlardım. Kızgınlık dönemlerimiz hep denk geliyor, onun kendini tatmin edişini dinleyerek iyileşiyordum. Bunu düşününce de aklıma boşalmadan önce omega diye inleyişleri gelmişti. O omega olmak için nelerden vazgeçerdim. Haberi yoktu. İlk duyduğumda birini sevdiğini düşündüğüm için yıkılmıştım ama etrafındaki tüm arkadaşları alfa ve betalardı. Yani birini seviyor olsa bile burada yaşamıyor diye düşünüyordum. Onu kandırabilirim, beni de sevebilir diye düşünüyordum.

Artık bunların hiçbir önemi yoktu. Aşkın tüm neşemi alması canımı yakıyordu. Mutlu olmak için doğmuş polyanna'nın nüshası gibiydim şimdiyse Polyanna'nın bile mutlu olamayacağını ona söylemek istiyordum. Bir gün öyle bir an gelecekti ki ömrünü yarım ve bok gibi geçireceğini anladığında mutlu olamayacaktı.

Hıçkırıklarım kesilmişti artık, uyku bastırmıştı. Yine de yüzümde ve yastığımda kurumayan yaşlar vardı hala. İlk defa ağladığım için yastık ıslattığım ve kendime acıdığım düşüncelerle uykuya dalmıştım.

.

.

.

.

'Bana gel eş töreni hakkında konuşmamız lazım' insanların teknolojilerini kullanmaya başladığımızdan beri daha mutsuzdum bunu tonlarca örnekle açıklayabilirdim ama bu mesaj şuan ki örnekti. Jin benden bir yaş büyüktü iki yıl önce baş alfanın gözde alfalarından olan Namjoon hyungla mühürlenmişti. Tek bildiğim Namjoon hyungun kurallar, sürü politikaları, sürü ilişkileri dışında ilgilendiği tek şeyin evcil hayvanı olduğuydu. Sürümüzde evcil hayvanı olan tek kişi oydu zaten tuhaf geldiğinden dikkat çekiyordu. Jin onu görüp bir hafta içinde mühürlenmişti. Ayrıca eş töreniyle değil de kendileri mühürlendikleri için baş alfadan bir ton laf yemişlerdi.

Sürekli yaşayamadığım aşkı aklıma getiriyorlardı. Asıl mesele şu ki Jin hyungun attığı mesaj yüreğimi sızlatıyordu. Artık eş töreni hakkında bir şey yapamazdım. Oda biliyordu. Neyi konuşacaktık ki? Yine de onu kıramadım üzülsem bile yanımda olacağını bildiğim tek insan oydu. Annem bile parçalandığımı gördüğü halde görmemek için sürekli evden çıkıyordu. Belki Taehyung görür de kazara beni koklar diye her gün bakım yapıp çıkardım ama bu gün çok saçma geliyordu. Kim kimi kazara koklardı ki? Ona bir metre bile yaklaşınca ölüyordum oda bunu biliyormuş gibi bana yanaşmıyordu.

Jin'in evinin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı çalacaktım ki kapı açıldı. Jin gülümseyerek bakıyordu "Hoşgeldin gel biraz yürüyelim" dedi cevap vermemi beklemeden uzanıp pembe bir hırka alarak dışarı çıktı. Konuşmadığımız bir iki dakika boyunca sessizce yanında yürüyordum. "Namjoon hyung nerde?" dediğimde Jin hyung kızararak "O çocuk istiyor ben biraz daha beklemek istiyorum onu engellediğim için kızdı ve evden çıktı yani bilmiyorum" dedi biraz düşünerek "Nasıl engelledin hyung yani neyi engelledin" dediğimde gözlerini devirip "içime boşalmasını engelledim" dedi.

THE LAST DAY - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin