「 Karanlıkta Gelen Süitli Melek 」

2.6K 199 66
                                    

BTS V- Scenery

Geceleri filmin sesini aydan duyuyorum.

Koştum ve koştum. Kafamdaki o görüntüden dolayı ayaklarımın yorulma sinyallerini bile umursamamıştım. En sonunda durduğumda nefes nefese dizlerimin üzerine çöktüm. Etraftaki tek ses ağaç dallarının hışırtılı sesiydi. Tek bir araba bile geçmemişti ve villalar dışında insan belirtisi olmayan bir yerdeydim.

Kaç saat geçmişti bilmiyorum ama hâlâ yürüyor ve bütün olanların acısını ara sıra adımlarımı yere sert basarak gösteriyordum. Bay Jeon beni bulamayınca işkence planlarını kurmuş olmalıydı. Beni yakalarsa canıma okuyacağı kesindi.

Hırıltılı bir ses duyduğumda gözümü yolun karşısına sesin geldiği yöne doğru çevirdim. İri siyah bir köpek, beyaz dişlerini bana göstermiş hırlıyordu. Aniden olduğum yerde donakalırken ani hareketimin benim sonum olacağını biliyordum.

"Bay Jeon." Sessizce ailemin katilinin adını mırıldanırken aslında şu an onun burada olmasını diledim. Beni kurtarmasını diledim. Sonrasında dilediğince bana işkence edebilirdi.

İçimden üçe kadar sayıp aniden koşmaya başladığımda köpek de havlayarak peşimden dört nala koşmaya başladı.

Can havliyle açık gördüğüm bahçe kapısından içeri girerken buranın civardaki lüks villalardan olduğunu anladım.

Evin kapısına ulaştığımda var gücümle kapıyı yumruklamaya başladım.

"Lütfen açın. Bir köpek peşimde."

Kapı aniden açılınca elim boşluğa doğru sallandı ve kapıyı açanın üzerine çullandım. Şaşırmış bir çift gözle burun buruna gelince aniden doğrulup arkadan gelen köpek içeri girmesin diye kapıyı üstüne kapattım.

Yerden doğrulan adam bana bakarak ayağa kalktı ve elini beline doğru yöneltti.

"Sen de kimsin ? Hırlı mısın hırsız mısın ?"

İki elimi korkuyla havaya kaldırıp telaşla konuştum.

"J-Jimin'im ben hırsız f-falan değilim." Adam dışarıdaki köpeğin havlamasıyla ikna olurken elini belinden çekti ve bana bir adım yaklaştı.

Boyu benden birkaç santim uzun ve oldukça zayıftı. Ama yine de tarzı çok hoştu ve onun naif vücuduna uyacak kıyafetler seçmişti.

Tahminen yirmilerinin ortasındaydı ve boyalı saçları vardı.

"Neden gece villaların önünde gezdiğinin sebebini sorabilir miyim mahsuru yoksa ?"

O sırada karnım guruldadığında elini yumruk yaparak dudaklarına götürdü ve muzip bir şekilde güldü.

"Tabii bu akşam yemeğinde bana da eşlik etmek isteyebilirsin."

Oldukça kibar birisi olan bu genç adam tanımadığı birisine sofrasını açmış ve korkumu, yaşadığım hayal kırıklığımı, kahroluşumu unutmamı sağlamıştı.

Birlikte yemek yemiş ona katıldığım bir partiden dönerken kaybolduğum yalanını atmıştım.

"Taksi çağırmalıydın."

"Yanımda nakit yoktu." Bana tuhaf bakışlar atarak yüzümden yalan söyleyip söylemediğimi ölçmeye çalışıyor gibi bir hâli vardı.

"Şey aslında partiye davetli olduğum söylenemez. Sadece bir arkadaşa bakıp çıkacaktım. Telefonumu da kokteyl masasında unuttum sanırım."

Euneirophrenia ❦ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin