Min Chae - Another Me
Uyarı ! Bölüm cinsel öğeler içermekte.
Derin bir yerde hepsini saklarım ya da bir şekilde unutulup gider.
"Bundan daha iyisini yapmalısın Park Jimin aksi hâlde başın dertte."
Kafamı çevirmeye cesaret edemezken nefes bile almadan öylece durdum. Bay Jeon'un sıcak göğsü doğru düşünmemi engellerken sıcak nefesi, kulağımı gıdıklamaya devam ediyordu.
Aniden onu ittirip arkamı döndüğümde geri geri gitmeye başladım.
"B-ben sizi hırsız sanmıştım."
Ukala bir sesle güldü ve bana doğru yavaşça adım atmaya başladı. O gecenin dejavusunu yaşıyorduk sanki.
"Nerde o kükreyen cevval Park Jimin ?" Ellerini kumaş pantolonun cebine soktu ve tam karşıma geçip sırtını duvara yasladı. Aramızda bir metre varken daha rahattım.
"Çoktan etkim altındasın derken şaka yapmıyordum."
Benimle mi oynuyordu ? Hamle yapma sırası sende Park Jimin.
Ona doğru adımladım ve vücudunu duvarla arama aldım. Dudaklarım boynuna anca yetiştiğinden kafamı kaldırıp suratına baktım.
"Ailemi öldüren kişinin o gece beni neden öldürmediğini öğrenmeden ve neden ailemi öldürdüğünü öğreneceğim daha sonra tek gördüğü canlı gardiyanlar olacak." Ona karşı ilk kez keskin ve sert bir cümle kurmuştum. Belki ona karşı kurduğum en uzun cümle olabilirdi.
Yüzünü yüzüme eğse de kafamı indirmedim. Gözleri gözlerimden dudaklarıma indi bir süre orada oyalandıktan sonra tekrar gözlerime çıkardı.
"Gitmene müsaade etmişken kendini benim kollarıma atman büyük hata." Kafasını daha çok eğip dudaklarını kulak mememe sürtünce vücudumdan soğuk terler atıyordum. Kalbim istemsizce hızlı atarken bunu bana bilerek yaptığını biliyordum.
"Cezalandırılacaksın." Nefesi kulağımı gıdıklarken duvarın iki yanını tutan ellerim düşmüştü. Geri çekilip bileğimden sertçe tutarken merdivenlere doğru yönelmiştik. Hızlı hızlı merdivenleri çıkıyor içime korku selinin akmasına engel olamıyordum. O tanıdık kapıya gelince anahtarı çevirip kendisiyle beraber beni de odaya soktu.
Tavanda asılı duran belli belirsiz ipi görünce aklıma o gece gelmişti. Beni yine acımasızca hırpalayacağından emindim. Ama beni ipten farklı yere başka bir kapıya doğru götürdü. Buraya ay ışığı bile vurmadığı için zifiri karanlıktı.
"Neresi burası ?" Cevap bile alamazken beni bir yere oturttu.
Yakınlığını hissedemezken konuştu.
"Bütün cevapların olduğu yer."
Etraftaki nesneleri seçmek imkansızdı ama üstüne oturduğum şeyin yatak olduğunu anlamıştım.
Aniden gözümde kumaş parçası hissettiğimde korkuyla irkilip elimi gözüme attım.
"Çek elini."
"Neden gözümü bağlıyorsunuz ?"
"Eğer bazı cevapları öğrenmek istiyorsan birtakım aşamalardan geçmelisin."
Diziyle üstüme baskı kurunca kendimi yatağa bırakmak zorunda kalmıştım. Kalkmak istediğimde güçlü vücudu buna engel olurken çırpınmaya başladım.
"Bırakın lütfen." O ise bileklerimi kavramış ve kumaş parçasıyla acıtacak derecede sıkı sıkıya bağlamıştı. Daha sonra başka bir yere daha bağladığını hissederken her kurtarmak isteyişimde bileklerim acıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euneirophrenia ❦ KookMin
FanfictionSize aşığım Bay Jeon ! Beni öldürürken yaşatsanız da hapsolan ruhumla size aşığım. Bütün tuşlarımı koparırcasına melodilerimi yaysanız da etrafa size aşığım. Ölümün karanlık gölgesi olsanız da size aşığım. 28 Temmuz 2019. ♤ 6 Nisan 2021. Smut, şidd...