「 Kalbe Batan İğneler 」

2.1K 175 98
                                    


Arctic Monkeys- Do I Wanna Know ?

Geceler, sabah söyleyemeyeceklerini söylemen için var.

Kafamı sıraya gömmüş birkaç gündür bana rahatsız olmuş bakışlarını yollayan Wooyoung'u düşünüyordum. Ona anlatmak istedim: Çok yanlış kişiye aşık olduğunu. Aslında sandığı gibi birisi değildi aşık olduğu kişi. Cani bir şekilde aşık olduğu kişiyi acımasızca katleden ve bu da yetmiyormuş gibi ailesinden birine işkence çektirebilen birisiydi o. Tehlikeliydi. Acımasızdı.

Ama her gece sana dokunuşlarını düşünüp kendine dokunmak istiyorsun yo, dokunuyorsun da.

Kendimden tiksiniyorum, kendimden öyle tiksiniyorum ki dokunduğu tenimi yüzmek istiyorum.

"Chimmy, uyansana hoca sana bakıyor." Kafamı hızla kaldırdığımda matematik hocasının gözlüğünü işaret parmağıyla gözüne itmiş onaylamayan bir şekilde bana baktığını gördüm. Bir şey demeden devam etti.

"Kızarmışsın sen. Ne görüyordun rüyanda ?" Anna'nın pis sırıtışlarına karşılık yanağımı avcumun içine alarak dirseğimi masaya dayadım.

Kafama bir kağıt topu geldiğinde sinirle başımı çevirdim. Önceki lisemde de bu tür kötü şakalardan hiç hoşlanmazdım. Been avuçlarını birleştirip 'üzgünüm' anlamında mimikleriyle bana belli ederken işaret parmağıyla Daniel'i gösterdi. Daniel şu basketbol oynayan uzun çocuktu. Okulun basket takımının kaptanıymış. Haklı çocuk. Ben de o kadar uzun olsam ben de basketbol oynardım. Üstelik yakışıklıydı da.. ne zaman basket maçı olsa ya da beden eğitimine çıksak okulun camları kızlarla dolup taşıyordu. Durum böyleyken bir kız arkadaşı yoktu tek ilgilendiği bilgisayar oyunları ve basketboldu.

Chan var bir de hani şu loosing 100 dolar olan. Tam bir çatlak olduğunu iki beden küçük pantalonu giydiğinde arka tarafın yırtılmasında yapıştırıcıyla yapıştırmaya çalışmasından anlamıştım. Ayrıca resim yeteneği bir harika ki Anna ona kendi portresini çizdirip duruyor. Tabii hiçbiri tam onun portresi sayılmaz. Genelde yüzünü çizerken domuz yüzü çiziyor. Yine de uzun zamandır bu kadar gülmemiştim Anna'nın tepkisini gördüğümde.

Anna ise tam bir balık burcu. Kendi kendine günde en az 10 kişiye aşık olup karşılık bulamayınca salya sümük ağlıyor teselli bekliyordu. En iyi teselliyi ona Chan veriyordu: Ağlama kanka ya zaten orospuydu. En iyi çözümleri de Daniel buluyordu: Git ağlama duvarı bul kendine başımı şişirdin lan. Ben mi.. ben genelde sessizce yanlarında durup kişilik analizi yapıp izlemekle meşguldüm. Kafam zaten doluydu ama yine de kafamı dağıttıkları için mutluydum.

Her neyse Daniel kağıdı aç anlamında hareket yapınca kağıdı açtım içinde bir şeyler yazıyordu.

'Çıkışta oyun salonuna gidelim.'

Telefonu gösterip ona mesaj attım.

Park Jimin

'Neden telefondan yazmıyorsun ?'

Kang Daniel

'Kağıt mesajın verdiği heyecanı vermiyor.'

Park Jimin

'Oyun salonu yerine seksek oynamaya gitmeye ne dersin ? :D'

Kang Daniel

'Chan'la takıla takıla olmayan espri anlayışın eksilere doğru gidiyor kardeşim.'

Park Jimin

'Gelebileceğimi sanmıyorum :( cici babam izin vermez.'

Kang Daniel

Euneirophrenia ❦ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin