Alper Ayyıldız - Siyah
BÖLÜM ŞİDDET İÇERİR.
Ölmeden önceki son sözüm:
Gecelerinin sesiyim, düşüncenim, kötüyüm."O zaman bir cezayı hak ettin."
Gözlerimi korku ve endişeyle büyütüp ona baktım. Onun gözlerinde tek gördüğüm nefretti. Sahi, gecenin bir saatinde acıkıp mutfağa geldiğim için miydi bu öfkesi ?
"N-ne cezası ?"
Cevap vermeden kolumdan tutup beni sürüklemeye başladığında ne tür bir ceza anlayışı olduğunu merak ediyordum. Odama kilitleyip bir deftere artık gecenin bir yarısı mutfağa inmeyeceğim mi yazdıracaktı ?
"Lütfen bırak kolumu acıtıyorsun." Bu cümleyi o kadar tiz bir sesle kurmuştum ki kendimi dramalardaki aptal kızlar gibi hissettim. Onlar sürüklenirken aslında bundan hoşlanıyorlardı ben ise ölümüne korkuyordum.
Basamaklara geldiğimizde o kadar hızlı çıkıyordu ki yetişemeyip basamağa takıldım ve düştüm. O ise sanki hiç düşmemişim gibi yüzüme bile bakmadan beni sertçe çekti ve basamakları çıkartmaya devam etti.
Odamın kapısını gördüğümde biraz olsun rahatladım. Tanrım hiç buranın kapısını gördüğüm için sevineceğimi düşünmemiştim.
Bir dakika. Odamın kapısını geçtik. Nereye gidiyoruz ?
Tekrar başka basamaklara yöneldiğimizde üst kata çıktığımızı anladım. Bu sefer düşmemeyi başardığımda mat siyahı olan kapıya ulaşmıştık.
Bu adamın mat siyahıyla ne alıp veremediği vardı ? Araba ve şimdi de bu kapı. Sanki bana bir yapboz parçası veriyor gibi hissediyordum. Ama çözmem için zoru kullanıyordu.
Elini cebine atıp yine, dikkat çok şaşıracaksınız, mat siyahı renginde anahtarı çıkartıp kapının kilidine soktu ve çevirdi.
Dışardan altıma işemek üzereyken anahtarının da kapıyla aynı renkte olmasına gülesim gelmişti.
Psikolojim kesinlikle iyiye gitmiyor.
Kapıyı itip ardına kadar açtı ve içeri ikimizi soktu.
Tahmin ettiğim gibi depoydu. Etraftaki eşyaları ayın yansımasıyla ancak gölge olarak görebiliyordum ve dikkatimi çeken şey şuydu. Herhangi bir hapşırma veya tıksırma yoktu. Toza alerjim olduğu için hemen gözlerim yaşarır ve durmadan hapşırırdım. Demek ki içerisi temizdi. Bu da aslında depo olmadığı anlamına geliyordu.
Tek derdim bu mu şu an cidden ?
"Soyun." Tok bir ses kulaklarımı doldurduğunda dediği şeyi idrak etmekte zorlanmıştım.
"Ne ?" Yüzümü ona doğru çevirdiğimde ayın yansıması tam olarak yüzüne vuruyor ve sert bakışları beni altıma işemem için zorluyordu sanki.
Yavaşça bana doğru adım attığında geriye doğru refleks olarak adımlamaya başladım.
Birkaç adımdan sonra sırtım soğuk bir nesneye değdiğinde bu nesnenin duvar olduğunu anladım.
Yüzü tamamen karanlığa gömülse de öfkeli soluyuşları ile mesafemizi ölçmeye çalışıyordum.
Yakın. Çok yakın. Tanrım korkuyorum.
"Bir kez daha beni ikilettirirsen bedenini tanınmayacak hâle getiririm."
Korkuyla nefesim kesilirken yakamda bir çift el hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euneirophrenia ❦ KookMin
FanfictionSize aşığım Bay Jeon ! Beni öldürürken yaşatsanız da hapsolan ruhumla size aşığım. Bütün tuşlarımı koparırcasına melodilerimi yaysanız da etrafa size aşığım. Ölümün karanlık gölgesi olsanız da size aşığım. 28 Temmuz 2019. ♤ 6 Nisan 2021. Smut, şidd...