Lınkın Park - In the End (remix)
Artık beni tanıyamazsın bile.
Ama zaten o zamanlarda bile farkında değildin ki benim."Bu ses..çok yapmacık duruyor."
"Ne ?" Bileğimden tutup yakında duran yatağa doğru ilerleyip beni yatağa fırlatmasıyla ne yapacağını anlamaz bir hâlde ona baktım.
"Ona gerçek bir ses kaydı atmalısın."
Gerçek bir ses kaydından kast ettiği neydi ? Telefonda bir tuşa basıp kenardaki komodine koydu ve yaka düğmelerini çözmeye başladı. Endişeli gözlerle ona bakarken yatağın diğer tarafından inmeye çalışmamla geri yapıştırılmam bir oldu.
Bay Jeon bileğimden çekmiş ve üstüme atik bir hareketle çıkmıştı. Üstelik gömleğinin ilk dört düğmesi çözülü olduğundan gözlerimi kaçırdığımda frikik veren karın kaslarını görebiliyordum.
Dudağını sol kulağıma yaklaştırdı ve fısıltılı ama ses tonu belirgin bir volle konuştu.
"Gerçek inlemelerin daha güzel."
Kan yüzüme hücum ederken kafamı çevirdim ve hızlı nefes almaya başladım.
"Bırakın gideyim." Bunu gerçek anlamda istiyordum çünkü bay Jeon'un bu ani yaklaşımları bir gün kalp krizine sebep olacaktı.
"O zaman neden yanıma geldin ?"
Dudakları şahdamarıma doğru ilerlerken burnu ve sıcak nefesimi de boynumu gıdıklıyordu.
"İşe geri aldınız mı diye soracaktım."
Bay Jeon hafifçe gülünce 'sen bunu külahıma anlat' gülüşü olduğunu biliyordum.
Ayaklarımı gerginlikle birbirine sürterken bay Jeon iki bacağımın arasına dizini yerleştirmesiyle buna engel olmuştu. Tanrım. Dizi. Erkekliğime. Değiyordu.
Hafifçe inlediğimde bay Jeon çenemi tutup çevirmiş ve yüzümü yüzüne sabitlemişti.
"Bundan dahi zevk alıyorsun. Çok arsızlaştın Park Jimin."
Dudakları dudaklarımı örttüğünde titremiştim. Yavaş bir şekilde öpmesi onu öpme isteğimi fena hâlde tetikliyordu. Ne zaman onu öpsem de hırçınlaşıyordu.
Dizini bacak aramda hareket ettirmesi de beni çıldırtıyordu. Artık kendimi tutamayıp dudaklarına inlememi bırakıp öpmeye başladığımda bay Jeon bacaklarımı aralayıp beni kendisine yapıştırmış eş zamanlı olarak dudaklarımı öpmekle kalmıyor aralamam için hafifçe ısırıyor boşa karşı koymalarımdan zevk alıyor gibiydi.
Şu an onu tamamen hissettiğimden emindim. Aramızda birkaç kumaş parçasının varlığı beni rahatsız ediyor ama bedenimin benden ayrı olan davranışları kendime lanet okumama sebep oluyordu.
Bay Jeon ellerini tişörtümün içine girmiş beni sakinleştirmek istercesine şefkatli bir şekilde okşuyordu ama bu belimi dikleştirmeme doğal olarak alt tarafımızın birbirine sürtmesine sebep oluyordu.
İnlemelerimi gizleyemez olmuştum.
"A-ah bay Jeon" bay Jeon soyadını ünvanıyla inlediğimde küfür edip dudağımı acıtacak derecede ısırıp aniden üstümden kalkmıştı.
Telefonuna uzandı.
"Gerisi bize özel olmalı." Diyip ses kaydını kapattı.
TANRIM !
SES KAYDINI TAMAMEN UNUTMUŞTUM !
Doğrulup kızarmış yanaklarım ve şişmiş alt tarafımla gözlerimi büyüterek sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euneirophrenia ❦ KookMin
FanficSize aşığım Bay Jeon ! Beni öldürürken yaşatsanız da hapsolan ruhumla size aşığım. Bütün tuşlarımı koparırcasına melodilerimi yaysanız da etrafa size aşığım. Ölümün karanlık gölgesi olsanız da size aşığım. 28 Temmuz 2019. ♤ 6 Nisan 2021. Smut, şidd...