~11~

165 7 0
                                    

"Günaydın mavişim." Yastığımın altındaki telefonum titremesiyle uyandım. Burakla sevgili olduğumuzdan beri tam 4 gün olmuştu.
- Günaydın gamzelim.
- Bugün bir işin var mı?
- Yok galiba.
- Galiba derken ;/
- Bilmiyorum yani. Ama senin için bir şeyler düşünebilirim;)
- Düşünebilirsin. Açsana kapıyı.
- Zile basar mısın gamzelim. Abim şüphelenmesin.
Mesajıma görüldü atıp çıkmıştı.
- Görüldü he! Peki Burak Beyy!!
"Naber maviş." Burak kapının önünde durmuş bana bakıyordu. "Burak!" Diyerek sarıldım. Kendimi bir anda havada buldum. Ayaklarım yerden kesilmişti. Beni yere bırakınca yanağından öptüm. Çok özlemiştim. Bir de gizli gizli buluşuyorduk. O daha kötüydü. "Kardeşim hoşgeldin!" Abin ne ara odaya girmişti ya. Ne zamandır burdaydı? "Hoş buldum kardeşim!" Onlar el sıkışırken ben ölüyordum. Burak nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun. "Sana da günaydın abi!" "Günayın günaydın." "Gençler haydi sofraya. Valla benden sonra gelene hiç bir şey kalmaz Yağmur teyze çok güzel hazırlamış." Canerde burdaydı. "Sanada merhaba Caner. Ben bugün görünmezmiyim acaba!" Aralarında
gülüşürlerken ben kaşlarım çatılı bir şekilde onları izliyordum.

~•~•~•~•~•~•~•
"Eeeee! Nasıl gidiyo dersler?" "Her zamanki gibi Kenan amca." Yani?" "Tabikide süper!" Büyüklerle birlikte biraz sohbet ettikten sonra masadan kalktık. "Babacım bugün dışarı çıkabilir miyiz?" "Kimlerle?" "Alemsin Serkan! Kimle olucak bizim çocuklarla!" "Aynen Serkan amca." "Hidi gidin bakalım. Burak sen sahip çıkarsın bunlara." "Banada mı baba!?" "Özellikle sana!" Büyük bi kahkaha attıktan sonra kendimi topaladım. Hazırlanmak için odama geçtim üzerime kot pantolon, siyah ince askılı bir tişort kafamada bir tane şapka ismini bilmiyorum bu şapkanın. Ama çok güzel bi şapka. "Hazırım ben!" "Allahım sen beni sınıyor musun?" Gözlerimi büyülterek Burak a baktım. "Biliyor korkma." Abime döndüm ve ona bakamayarak başımı öne eğdim. Elini kafamın üzerine koymuş saçlarımı karıştırıyordu. "İşte ben bundan bahsediyorum kardeşim. Sana açılmadan önce gelip bana söylemişti zaten. Biraz hırpalamış olabilirim. Merak etme kendiside kardeşinin sevgilisinde çıkarıcak." Ben şok içerisinde abime ve Buraka bakarken aklıma Eylül geldi. Yazık kıza ya şimdi çok üzülücek. Eylül Demirel ailesinin en küçüğü en küçüğü dediğimde 12 yaşında yazık diyorum çünkü Eylülün 2 yıldır sevgilisi var ve çocuk çok iyi biri. Özel olarak tanıştım kendisiyle. Abilerinin ikisininde haberi yok. Bizdeki erkeklerin hiç birinin haberi yok işte. Ama ben Buraka izin vermemki. Ne zaman tanıştırıcak acaba? "Nil burda mısın abicim!" Gözümün  önünde ellerini şıklatmasıyla kendime geldim. "Hı! Efendim! Burdayım burdayım." "Aşk seni çok kötü etkilemiş be civciv." Burak kolunu omzuma attı ve gülmeye başladı diğerleriyle birlikte. Yavaşça karnına doğru dirsek attım. "Yavaş kızım napıyorsun." "Oh iyi oldu." diyerek önden yürümeye başladım. Kısa bi süre sonra boynumda bi kol hissettim. Kafamı kaldırdığımda karşımda Burak vardı. Hemen kafamın yönünü değiştirdim. Karşıya dimdik karşıya odaklandım. Gülerek yüzüme bakmıştı. "Bu bana ilk trip atışın biliyorsun dimi?" "İlk mi!?" "Yani sevgili olduğumdan beri ilk." Bana daha sıkı sarılmaya başladı sanki bir anda kaçıcakmışım da kaçmayayım diye. "Eylülü aradın mı?" "O da mı gelicek?" "Şaka mısın sen? Tabikide gelicek hem ona söylemedik." Bana sırıtarak bakıyordu. "Neyi?" Neyi mi cidden mi? "Neyi derken?" "Seni söylemeni istiyorum." "Ben içimden hep söylüyorum zaten gerek yok." "Şimdi söylemezsen sen söylersin o zaman annem ve babama." "Beni tehdit ediyorsun!" "Tamam tamam söyleyeceğim. Ama sana değil Eylüle." "Bana niye söylemiyorsun?" "Bilmem canım istemdi." Çok güzel sinir etmiştim arkadaşı. "O zaman sen şimdi görürsün. Ya beni sevdiğini ve sevgili olduğumu söyle yada ben söyleyeyim." "Sen söyle." "Emin misin?" "Aslında şuan pek emin olamadım." "O zaman ben söylüyorum." "Söyle." Kolunu omzundan çekti kollarını karşıdan gelen birine sarılmak için kaldırırsın ya işte öyle yukarıya doğru kaldırdı. "BEN BU KIZI SEVİYORUM.HEMDE DELİLER GİBİ." Ağzını kapatmak için üzerine doğru gittim. Elimi ağzına koyarak susturdum onu. Elimi yavaşça ağzından çektim. "Söyliyecek misin yoksa yine ben söyliyeyim mi?" "Tamam tamam. Sen kazandın. Seni seviyorum Burak. Ve seninle sevgiliyim." Anında beni kucağına almış döndürme başladı. "HOP HOP!! Burak hatırlatırım kızım ABİSİ burda!!" Abim öyle bağırarak söylüyorduki kulaklarımı kapatmak zorunda kaldım.

~•~•~•~•~•~•
"Abi ne zaman bana söylemeyi düşünüyordun acaba! Bende diyorum abim neden bu kadar mutlu. Her telefona bakışında ağzı kulaklarına varıyor." "Abartma istersen kardeşim! Daha 4 gündür sevgiliyiz." "Sevgilim biz biraz Eylülle özel bişeyler..." "Tamam sevgilim ben Canerlerin yanındayım gelirsiniz siz." Kafamı onaylarcasına sallamıştım. "Kız Eylül seninkinin burda ne işi var!?" "Abimle bugün tanıştırıcam. Hem sende varsın he." "Anladım ben tamam. İnşallah seninki abinden kötü olmaz. Hadi abim Burakı kaç senedir tanıyor nasıl biri olduğunu biliyor. Ama yüzünü gördün işte. Ama ben elimden geldiğince yardım etmeye çalışacağım." "Güveniyorum sana yengem!!" Yenge ay biraz klişe ama çok güzel özellikle Eylülün ağzında. "Tamam tamam koş Mert e söylede gelsin bende Burağı çağırayım." "Tamam." Bi hışımla yanımdan ayrıldı. "Burak bi gelir misin?" Burak ne hızlı ne yavaş adımlarla yanıma geldi ve oturdu. "Bir şey mi oldu?" "Seni yanıma çağırmam için illa bişey mi olması lazım." "Hayır da. Gözlerin başka bişeyler söylüyor. Heyacanlanmış,korkmuş gibi görünüyorlar." Derin bir nefes verdim. "Bak sana yalan söylemeyeceğim. Kardeşin az sonra seni sevgilisiyle tanıştırıcak. Ama ani tepki verme sakin ol lütfen düzgünce konuş. Bak hemen dalma çocuğa çocuk çok iyi biri." "Tamam güzelim sakin ol. Sen tanıştırmıyorsun sevgilini." "Ne biliyim heyecan yaptım. Sakın dövme ama. Sen onu döversen kardeşin çok üzülür. Kendimden biliyorum." Bana gülerek baktı ve bir anda sarıldı. "Beni her halimle sevdiğini biliyorum."

~•~•~•~•~•~•~•
"Hadi artık eve gidelim mi?" "Gitmeyelim ya!" "Nazlı,çiçem saat 10.30 farkında mısın?" "Eeee nolmuş!" "Eve gitme saati." "Ben bu kızı anlamıyorum yemin ederim. İnsan sevgilisiyle durmak için gece yarısına kadar dışarda durur. Bu kız direk eve gitmek istiyor." "Ne alaka kızım ya. Eve gidelim işte ordada otururuz. Aaaaa Eylüle nolcak? Daha yeni böyle abisinin yanında rahat ya offff!" "O zaman 2 saat daha dolaşalım sonra gideriz." "Salih biz burda sabahlayalım kardeşim." "Abartma sende Caner! Sadece 2-3 saat daha." Çiçem Salihin koluna girmiş destek veriyordu. "Aynen ya! Lütfen bizi üzceksiniz? Nolur? Nolur?" "Hadi bu seferlik tamam diyelim." "Ama sevgilim benim gitmem gerek şimdi bile çok geç kaldım biliyorsun babamı." "Tamam gel sevgilim ben seni eve götüreyim." Abim ve sevgilisi eve doğru yürürken bizim evin yakınındaki parka geçip banklara doğru oturduk. Ayakalarımı kendime doğru çekmiş Burak ın yanında oturuyordum. Kolunu benim omzuma atıp bana sarıldı. Bu çocuk bana sarıldıkça benim ruhumdan bir parça gidiyordu sanki. "İyi misin?" "Neden olmayayım?" "Bilmem. Mutsuz olduğun bir şey var gibi." "Hayır. Her şey iyi 'şükürler olsun'. Sen varsın yanımda nasıl mutsuz olabilirim ki?"

MAVİŞ (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin