~10~

168 12 7
                                    

Bu yine neye kızmıştı. Salihe mi acaba? Ne Salihi be! Nerden biliyim Nil belki seni onun yanından aldığı içindir. Offf ne diyorum ben! İç sesimle kavga ediyorum resmen. "Noldu şimdi Burak abiye?" "Bilmem bana bişeyler söylecekti önemliymiş. Sonradan siz gelince sustu." "Abi ben artık korkuyorum!" "Neden?" "Görmedin mi kızım. Resmen gözleriyle öldürdü beni Burak abi!" "Abartıyorsun Salih!" "Neyse hadi geçin oturun. Eeee! Biz ne konuşucaktık." "He! O mevzuya gelelim. Evet Nil hanım buyrun dökülün." Masanın üzerindeki suyu yudumlarken "Neyi?" diye sordum. Caner bana gülür bir yüzle ve tek gözünü kırparak "Abime aşık olduğunu." Ağzımdaki suyu şoka uğradığım için bir anda yere püskürttüm ve öksürmeye başladım. Hepsi ayağa kalkmış benim yanıma gelmişti. "Çiçem!! Kız kendine gel!" "Nil iyi misin?" "Civciv yüzüme bak!" Salaklar nefes alamıyorum birinizde gelip sırtıma vurmuyorsunuz ÖLÜYORUM LAN BURDA!! Bir anda sırtıma birinin vurduğunu hissettim ne hızlı,na yavaş. "Ökökökö!!" Derin bir nefes aldım. "Tamam iyiyim!" "Noldu maviş!" Arkamda Burakı görünce afallamıştım ne ara geldi o. Işınlandı heralde. "Bir şey yok bir anda su boğazıma kaçtı. Sağ olsun benim zeki arkadaşlarımda öylece izledi!" "Kızım korktuk." "Benim elim ayağıma dolandı kızım ne yapacağımı unuttum." "Noluyor ya!?" Abim kapının kenarında durmuş hafifçe saçlarını karıştıroydu.
"Oooooo! Günaydın beyfendi! Kardeşin burda ölüyordu sen daha yeni kalktın!" "Ben senin sesine uyanmadım ki. Susastım su içmeye kalktım." "Yazıklar olsun sana!" "Yuh be kardeşim! Kıyamet kopsa o zaman uyanıcan heralde!" "Allah bilir kardeşim."

~•~•~•~•~•~•

"Hadi sofraya gençler!" "Ooooo! Abi yine donaltmışsın masayı." "Elimden geldiğince." "Burak abi bu masa ne?
Offff! Çok güzel görünüyor her şey. Ama benim diyette olduğum günü mü buldun abim be!" "Kızım kafan mı güzel senin zaten 48 kilosun daha ne zayıflaması!" "Aynen çiçem abartma." "Sem kaç kilosun!?" "Sana soruyo heralde civciv." "47" "Ben niye 47 değilim!?" "Kanka ciddi olamazsın. Tamam bak şçyle yapalım sende ye bunlardan ben sen daha fazla yemeye çalışıyım. Ben 48 oluyum olmazmı?" "Olur! Hemde süper olu!!" Biraz gülüştükten sonra kahvaltı masasına oturmuştuk. Offff! Çok güzel görünüyor sofra. Evet ya! Hemen dalsak ne olurki. Hayvan mısın kızım sen ne dalması! Of!! Tamam susun iç seslerim başlıyorum. Masada aradığınız her şeyden bulabilirdiniz. Ben en çok patatesli böreği sevdiğim için ondan başladım. İlk önce tabağıma 2 tane koydum. Sonra zeytin ve peynir felan koymaya başladım. Tabağımın en sonki haline baktığımda burda 5 tane börek vardı. Çüş ama birazda diğerlerine bıraksaydın Nil!! Ben koymadımki bunları. Etrafıma bakındığımda Burakla göz göze geldik. Tabağımda ki börekleri göstererek göz kırptı. "Çok sevdiğini biliyorum." İşte benim sevdiğim ço... arkadaşım be! "Teşekkür ederim." Gözlerini benden ayırıp tabağındakileri yemeye başladı.

~•~•~•~•~•~•~•
"Günaydın çocuklar!!" "Günaydın!" "Oturun." İşte Nil'in ölümü olacak ders TARİH!! Oldum olası hiç sevmemişimdir bu tarih. Abi neden ya! "Evet çocuklar bugün Lidyalıları işleyeceğiz." Evet başlıyoruz. Kafamı sıranın üzerine koymuş uyuyordum. Her zamanki gibi. Uğraşamam ben bu tarihle. Sınavdada Nazlı dan bakarım az da çalışırım bitti. Nolcakki!
(Zil sesi) "Nil hadi kalk!! Geldik." "Nereye ya! Ben okuldaydım en son." Hafifçe gülüp bana baktı. "Hadi kalkta bizimkilerin yanına gidelim. Ayağa kalkıp akıllı tahtanın önüne geçtim orası benim aynam olur. Kendime çeki düzen verdikten sonra aşağıya bizimkilerin yanına gittik. Hiçbiri yoktu. Nerdeler acaba. "Nil bizimkileri görüyor musun?" "Yok kanka." "Gel şuraya oturalım gelirler belki." İlk defa boş bir bank bulmuştuk. Koşar adımlarla banka gittik ve oturduk. İki-üç dakika sonra bizimkiler gelmişti. Buraka ne olmuştu öyle tek gözü morarmış ve kaşı patlamıştı. Ama diğerleri diğerlerinde bir şey yok. Bir hışımla ayağa kalktım. "Burak iyi misin!?" Elimi yanağına doğru koymuş morluğuna bakmaya çalışıyordum. Ellerimi yanağından indirerek tuttu. "İyiyim ben merak etme. Dışarda bir iki serseriyle kapıştımda. Bora sağolsun yardım etti." "Her zaman kardeşim." Bir abime bir de Burak a bakıyordum. "Abi!!" "Ne oldu?" "Sen yapmadın değil mi?" Abim kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Neden yapıyım kızım salak mısın sen!" Burak a dönüp "Emin misin iyi olduğuna? Gel sınıfa çıkalım." Kolundan tutup sınıfa doğru götürdüm. O da itiraz etmedi. "Gel otur şuraya." Hemen benim sırama geçirip otutturdum. "Acıyor mu?" "Yok." "Emin misin?" "Senin için bu kadar önemlimiyim?" "Değil misin?" "Ben sana soruyorum sen bana." "Peki ben senin için önemlimiyim?" "Oldukça fazla." "İşte sende benim için o kadar önemlisin." "Yani benim için ölebilecek kadar seviyorsun." "Evet." Başını aşağıya eğmiş gülümsüyordu. Kafasını hafifçe kaldırdım ve "Sana doğruları söylüyorum. Bunda gülünücek olan şey nedir acaba?" "Hiç bir şey. Sadece hoşuma gitti." Bende ona bakarak gülmeye başladım bu sefer. "Noldu? Niye gülüyorsun?" "Senin gülüşün hoşuma gitti. Ona gülüyorum." Kızım ne yapıyorsun sen! Düşünüpte konuşsana artık! Aklından ilk geçeni söyleme düşün!! Ama engel olamıyorumki çok tatlı. "Biliyor musun? Sen çok yakışıklısın." "Teşekkürler. Sende çok güzelsin." "Allahım eğer bu bir rüyaysa asla uyandırma!" "Nil bu bir rüya değil. Gerçek." Alnıma vurarak kafamı aşağıya doğru eğdim. "Yine mi dışımdan konuştum ben!?" "Evet aynen öyle oldu." Bacağımın üzerindeki ellerimi ellerinin arasına aldı. Ahh! Kalbim bir şeyler oluyor. Ölüyorum heralde. "Nil." "Hı." "Nil...Ben...Aslında yani şey..." söylesene artık kalp kırızı geçiriyorum burda. "Nil ben senden hoşlanıyorum!" Bayıldım heralde. Yok yok bayılmamışım iyi. Öylece Buraka bakıyordum. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Yüzüne tokat atım. "Ahh!" "Ay özür dilerim gerçek misin diye baktım. Gerçekten çok özür dilerim." "Tamam tamam sakin ol." Şimdide yüzümü ellerinin arasına almış bana bakıyordu. "Allahım ölüyorum heralde." "Hayır maviş ölmüyorsun. Eeee sen ne diyorsun?" "Neye?" "Neye mi az önce sana seni sevdiğimi söyledim,sana aşık olmanı istedim. Peki ya sen?" "Bu rüya değilmi ya?" Ellerini yüzümden çekerken "Rüya mı olmasını isterdin." Deyip kafasını aşağıya eğdi. Çenesinden tutup kafasını kaldırdım "Hayır. Rüya olmasını asla istemezdim." Dedim. Sıkıca ona sarıldım. Benim sarılmam karşısında o daha sıkı sarıldı. "Seni çok seviyorum maviş." "Bende seni çok seviyorum gamzelim."

MAVİŞ (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin