Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@eylüldemirel: Sista💋@açelyılmaz
GECECİ TAYFA💀 dan okunmamış 2 mesaj
Salih:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günaydın kardeşlerim! Caner:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günaydın Salih: Kıyamet kopacak. Caner anlık bir foto attı. Nazlı: DKSKKDMDMSMS
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günaydın Nil:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günaydın🌸 Salih: Dünkü maske işe yaramış nur inmiş suratına Murat: skösmssmsödöd günaydın Salih: Günaydın günaydında kardeşim foto atıyoz bozmasana Murat:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Burak:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günaydın sizlere. Bu yüzümdeki lanet şey çıkar mı acaba? Caner:😂 çok iyi Burak: Sen abinin kötülüğünümü istiyon. Caner: Evet dkdmdmsmsösö Salih: Caner bu konuda haklı. Abi bu ne ya?döldlgöfödöd Nil: Aaaa! Ben onları çıkartmayı unutmuş! Burak: Aaa! Cidden mi? Bunlar nasıl çıkcak lan! Bora: Gençler saat daha dokuz. Siz salaklar niye uyandınız? Hadi uyandınız neden mesaj atıyonuz lan! Geçin oturma odasına konuşun!
Abimin mesajını gördükten sonra hiç birimiz mesaj atmadık. Aşağıya indiğimde herkesi oturma odasında bulmayı düşünmüyordum ama burdalardı. Demek abim iyi konuşmuş.
Burak beni görünce direk yanıma geldi. "Nil çıkar şunları yüzümden." Ne dediğini anlamasamda sonradan hatırladım. "Hee şunları diyorsun sen. Tamam gel."
Hızlıca gidip çıkardık yüzünde kalan maskeyi. Aşağıya indiğimizde bizimkiler uyanıktı ama abim ve ailelerimiz hâlâ uyuyorlardı.
2 saat felan geçti ama hiçbiri uyanmadı offff! Normalde sıcak havalarda erken kalkınmazmı ya!? "Offf ben çok bunaldım evde durmaktan." "Katılıyorum çiçem."
"O zaman hadi sahile." Ah canım abim! Şükürler olsun uyandın. Mayosunu giymiş elinde bir havluyla odaya girdi. "Hadi daha ne bekliyorsunuz."
Koşarak odaya çıktığımızda bavulumu açıp içerisinden bir tane mayomu çıkardım. "Offf! Hangisini giysem acaba bunu mu? Yoksa şunu mu?" "Giy işte birini angelina."
Hızlıca giyinip güneş kremimi sürdükten sonra çantamı hazırlayıp üzerime beyaz bir tişortta giyip aşağıya indim. Erkekler çoktan hazırlanmış bizi bekliyorlardı.
İyiki hepsinin üzerinde bir tişort vardı. Tabikide abimde yoktu. Olsa şaşırırdım. "O benim üstüm mü?" "Evet. Sen giymeyince ben de ben giyeyim dedim."
Abim ya sabır diyerek gülümsedi. Şekerim benim. "Hadi hadi hızlı." Kızlarda gelince koşa koşa sahile doğru gittik. Sahil çok güzeldi.
Şezlonglardan birkaçına oturduk. Havlumu serip gözümdeki güneş gözlüğünü çıkardım. Böyle yanmak istemezdim sonuçta.
Burakta yan tarafımdaki şenzlogta uzanıyordu. Biraz güneşlendikten sonra denize girmeye karar verdim.
Şenzlongtan kalktığımda uyuyan Burağı gördüm. Ne de tatlı uyuyordu. Yanına doğru geçip oturdum. "Burak." "Burak hadi uyan." "5 dakika daha." "Burak hadi ama uyumaya mı geldin buraya?"
"Öpte uyandırsana." "Hayır hadi kalk." "Hadi ya bir kerede öperek uyandır." Bunu sen istedin Burak bey.
Etrafıma bakınıp bir kaç çocuk aramaya başladım. He işte orda çocuklar var. Kumdan kale yapıyorlar. Belki anlamışsınızdır ne yapacağımı he?
Çocukların yanına gidip kovalarından birini aldım. Denize doğru yürüyüp içerisine biraz su doldurdum. Evet annemin taktiğini kullanıyorum.
Burağın yanına gidip başının tepesinde dikilmeye başladım. "Burak uyanıyor musun?" "Hayır." Suyu dökmemle kalkması ve bana sinirli göz ışınlarını göndermesi bir oldu.
Koşarak ordan uzaklaştım. Çocukların kovasını geri vermeye gittim ordanda abimin yanına yüzebilirdim heralde. Ben çocukların yanına koşarken Burakta peşimden geliyordu.
Kovayı fırlatıp denize doğru atladım. Biraz ilerledikten sonra ayağımın çekilmesiyle kaydım. Sonra bir anda yukarıya doğru yeniden çıktım.
"Nil! İyisin dimi! Bir şeyin var mı?" Burak nefes nefese kalmış konuşmaya çalışıyordu. Nefesimi toparlamaya çalışarak cevap verdim.
"İyiyim bişeyim yok." Belimden sımsıkı tutuyordu. Bacaklarımı kalçasına doğru bağdaş kurdum. Ellerimi boynundan bırakıp kendimi denizin üstüne doğru bıraktım.
Denizin serin suları sakinleşmeme yardım ederken Burağın gülümsemesini gördüm. O gamzelerini. Ayaklarımı yere indirerek karşısına doğru geçtim. "Var mısın yarışa?" "Yenemiyeceksin." "O kadar büyük konuşma." "Yenersem öperim ama." "Hiç fırsatını kaçırma."
Deyip suyun altına daldığımda yanımda bir silüet belirdi. Korkuyla geri çıktığımda onun Burak olduğunu farkettim. Ne ara ya ben durup idrak etmesini beklemiştim ama. O bana zaman kazandırabilirdi.
