"Off çok yorulmuşum!" Hep birlikte Canerlerin evine gitmiştik. Eve girdiğimiz anda Salih kendini koltuğa atmış çoktan sızlanmaya başlamıştı bile. "Hemen bebek gibi ağlamaya başla. Senin yüzünden zaten fazla sallanamadım!" Salih ve Nazlı her zamanki gibi birbirleriyle uğraşıyorlardı. "Caner bana rahat bişeyler verir misin?" İyice daralmıştım. Pijama giyip koltuğa doğru yatmam ve rahatlamam lazımdı. "Al civciv bunları giyebilirsin." Caner bana dolabımdan çıkardığı alt pijamasından verdi . Bedenlerimiz aynı olmasada yakındı. Fazla büyük geliceğini düşünmemiştim. Caner odadan çıktıktan sonra kapıyı kapattım. Dolabının önüne geçip üstümede giyebileceğim bir üst aradım. He işte bu olabilir. 'Allah Allah altım olduda üstüm niye olmadıki?Ve bu koku... Bi yerde tanıdık geliyordu ama çıkartamadım.' Kendi kendime konuşurken kapının tıklandığını duydum. "Kim o?" "Ben o." "Gel çiçem." "Napıyorsun?" "Üstüme rahat bişeyler giyiyim dedim de Canerin üstlerinden giyiniyordum." "Banada versene ya. Ayyy! üstündeki çok güzel. Bana versene ben giyiyim." bir iki adım geri çekilerek cevap verdim Nazlıya "Yok yaa! İlk ben aldım bak orda daha çoğu var." Koşar adımlarla odadan çıktım ve oturma odasına geçtim. Beni gören abim şaşkın şaşkın bana bakıyordu. "Kızım sen niye bu tişortu giydin?" Başımı eğmiş tişorta doğru bakarken "Neyi varki?" "Benim tişortüm o." Burakın 'benim tişortüm o' demesiyle dona kalmıştım. Bende diyordum bu koku nereden tanıdık geliyor. "Özür dilerim senin olduğunu bilmiyordum. Bunu Canerin dolabında buldum." "Canerin dolabındamı dedin?" "Evet nolduki?" "Bir haftadır bu tişortumu arıyordum." Canerin odasına doğru geçip üzerimdekini çıkartmam lazımdı. "Nil nereye!?" "Üstümdekini değiştirmeye gidiyorum." "Sorun yok giyebilirsin." "Tamam o zaman." Üstümde kalmasını da çok istiyordum zaten. Abimin ilk defa beni sorgulaması bi işe yaramıştı.
~•~•~•~•~•~•~•~•~•
"Hadi bugün bizde kalın!" "Annemi arayıp sormam lazım." "Bizde." "Benlik sıkıntı yok ben çoktan sordum." "Ne ara sordun oğlum?" "Ya sen bizde kal diyecektin hissettim bende annemi arayıp izin aldım." "Benimkiler izin verdi ama Nilde kalırsa kalırım yoksa kalmam." "Abim şimdi soruyor çiçem bekle." "Bizde kalıyoruz annemler izin verdi." "Oğlum bizim annemiz ve babamız nerde?" Hepimiz birlikte Burak a gülerken Caner cevap verdi. "Abi yenimi farkettin annemin ve babamın evde olmadığını!?" "Nebiliyim oğlum ya annemimi ve babamımı izliyorum!" "Tamam tamam kızma. Annem ve babam Yağmur teyzelere çay içmeye gittiler."
~•~•~•~•~•~•~•
"Ama ben bunu izledim." "Ne ara izledin Nil?" Abim tek kaşını havaya kaldırmış bana bakıyordu. Ne diycektim şimdi. En iyisi doğruyu söylemek. Offf ne sitrese girdim be! Sanki yanlış bişey yaptım. "Abi biz bu filmi Burakla birlikte izlemiştik. Çok korkunç ben izlemem bi daha bunu." "O zaman başka bişey izleyelim." Çiçem beni son anda uçuruma düşmekten kurtarmıştı demekki neymiş her zaman abiye doğruları söylememek gerekiyormuş.
Yine yeni yeniden korku filmi açmıştık bu seferki daha korkunç galiba. Hemen abimin yanına geçip abime doğru sığındım. "Abi." "Efendim Nil." "Bana kızdın mı?" Öyle acındırasıya söylüyordum ki cümlelerimi ben bile şu an kendime acıdım. "Neden? Bir şey mi yaptınki!?" "Hani ben korku filmi izleyince yanımda kim olursa olsun sarılıyorum ya." Öyle bir utançla abime bunları söylüyordum. Bir anda ayağa fırlayıp Burak ın üstüne gitmesinden korkuyordum. "Eeeee. Ne var bunda." "Kızmadın mı?" "He sen onu diyorsun." Şükürler olsun anlamıştı. "Hayır neden kızıyımki sonuçta küçüklükten beri tanışıyorsunuz. Ve ben Burak a güveniyorum." "He yani bana güvenmiyorsun." "Sanada güveniyorum ama onun sana karşı duyguları olursa ve bundan eminse gelip bana söyler zaten. Ben sana bu konuda güvenmiyorum." "Şşşş! Sessiz olun başlıyor!" Bir kez daha kurtarmıştı beni çiçem. Allahım sana şükürler olsun bana böyle bir arkadaş verdiğin için.~•~•~•~•~•~•~•
Korkmamaya karar verdim artık.Korkmayacağım. Korkmayacağım ki. Hehehe hiç korkunç değil. "Gitm oraya gitme! Ahhhhh! Sen gerizekalı mahluk niye kapkaranlık biz yola girersin sen malsın mal! Sıçtın şimdi çıkış yok ben sana dedim gitme oraya diye." Ayağa kalkmış filmdeki kıza sövüyordum. Sinirlerimi yatıştırıp yerime oturunca hepsini bana baktığını gördü. "Napıyım dedim ben ona gitme diye." Hepsi bi ağızdan gülüşürken ben hem korkmuş hem kızgındım.
Şükürler olsun bitti. Filmin ortasında birçok kez ayağa kalkıp geri oturmuştum. "Kızın bi sevgilisi var tamam çocuk yakışıklı ama kıt beyinli. Ya kız iki saattir peşimde seri katil var diyo bu mal en son yarım saatte anlıyor. Yemin ederim sinir olmamak elde değil ya. Benim böyle bi sevgilim olmasın Allah yazdıysa bozsun!" "AMİN!!" Bizimkiler aynı anda amin demişlerdi niyeki? Zihnimimi okumaya başladılar acaba. "Ayyy ben içimeden söylediğim sandığım şeyleri dışımdan mı söylemişim?" "Evet civciv." "Aaa ben içimden konuşmayı unuttum herhalde!" "Evet biraz öyle olmuş gibi gözüküyor maviş." Allahım delirdim heralde. "Bunu duydunuz mu?" "Neyi abim?" Ohhh iyi içimden konuşmaya hatırladım. "Yok bişey abim." "Hadi gençler herkes yatağa yarın okul var. Aaa yarın okul var. "Eeee nolmuş?" "Burak bizim eşyalarımız burdamı kardeşim!?" "Doğruya lan! O zaman ben Nazlıyı alıp gidiyorum arabayla." Abim,ben,Nazlı ve Burak kapıya doğru ilerlerken aklıma Salih geldi. "Salih sen gelmiyor musun?" "Yok ya benim eşyalarım burda." "NE!?" Bu tepkiyi veren Canerdi. "Abi ben önceden hazırlıklıyım. Yoksa niye ikinci çanta taşıyım yanımda malmıyım ben!?" "Yok ta kardeşim böyle yapmanada gerek yokki." "Neyse hadi gidelim bir an önce hadi." Bende arabayla gidip Nazlıya yardım edecektim. Hazırlanması çok uzun sürüyor bu kızın. Ben önde Burak ın yanında arkamızdada Nazlı oturuyordu. "Radyoyu açabilir miyim?" "Tabikide maviş." Radyoyu karıştırırken çok sevdiğim bi şarkı geldi karşıma. 'Yıldızların altında' "Ayyyy bu şarkı bayılırım ben." "Sakin ol Nazlı!!" Korkmuştum arkadan bi anda öne fırlayınca. Camı açarak bağıra çağıra şarkıyı söylemek istiyordum. "Şuan da camı açıp bağırarak bu şarkı söylemek istiyorsun değil mi?" Tek kaşımı havaya kaldırıp. "Siz zihin okumayı öğrendinizde benim haberim mi yok acaba?" Hafif gülümseyerek cevap verdi. "Hayır sadece seninle zevklerimiz biraz aynı ve ben şu an da bağıra çağıra bu şarkıyı söylemek istiyorum. Bu benim en sevdiğim şarkı." "Benimde! Ben bu şarkıya bayılıyorum. O zaman sesini biraz daha açıp söyleyelim mi?" "Olur ama senden bi şey isteyeceğim." "Ney?" "Biz şarkıyı söylerken Nazlıda bizi kameraya çekicek olur mu?" Hafif utanmıştım nedense. "Olur neden olmasın." Burak telefonunu Nazlıya uzatmış bişeyler söylüyordu. "Hazır mısın başlıyoruz?" "EVET!"
"YANMAM GÖNLÜM YANSADA ECEL BENİ ALSADA GÖZLERİM KAPANSADA YILDIZLARIN ALTINDA" Bağıra bağıra şarkı söylüyorduk. Çok eğleniyordum. Biri bana bundan 3 yıl önce sen ileride Burakla çok eğleniceksin dese inanmazdım. Ama şu an da eğleniyorum. Çok eğlenceli biriymiş ya! Ben sevdim.! "Hadi bakalım kızlar inin geldik." Ben ve Nazlı arabadan inmiş Nazlıların sitesinin bahçesine doğru yürüyorduk. "Ohh! Bakıyorumda iyi eğlendin." İmalı imalı bana bakıyordu. "Evet eğlendim. Neden eğlenmiyimki?" "Valla bende hoşlandığım çocukla bağıra çağıra şarkı söyleseydim bende mutlu olurdum." Al işte arkadaşın ağzına laf verdik. "Off kızım ya!"
Hazırlanıp aşağıya inmemiz bir buçuk saat sürmüştü. Burak ne yapmıştı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİŞ (bitti)
Chick-Lit"NİL UYAN HADİ!!"bu sabah annemin bağırma seansıyla yeniden uyandırıldım. 1.bölümden kısa bir yer.